Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yayımladığı kapsamlı yazılı açıklamada hem İsrail-İran savaşı bağlamındaki Ortadoğu gelişmelerine hem de Türkiye’nin iç siyasetindeki gerilimli atmosfere ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Hamaset Değil Cesaret Zamanıdır” başlıklı açıklamasında Demirtaş, içeride ve dışarıda ilkesel bir barış siyasetinin zorunlu olduğunun altını çizdi.
“Ortadoğu’da Barış, İçeride Demokrasi İçin Cesur Adımlar Atılmalı”
Demirtaş, bölgedeki savaş dinamiklerinin sadece askeri müdahalelerle değil, içerideki politik tercihlerle de bağlantılı olduğunu belirterek, “Bölgesel barışı ilkesel olarak savunmalı, aynı zamanda içeride birliği ve barışı sağlamakta daha hızlı ve cesur hareket etmeliyiz” dedi. İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına değinen Demirtaş, emperyal müdahalelerin hiçbir şekilde meşrulaştırılamayacağını vurguladı:
“İran rejimi uzun yıllardır demokrasi ve insan haklarına tümden kapalı kalmakla, öncelikle kendi yurttaşlarına büyük haksızlık yapıyor. Ancak hiçbir gerekçe, emperyal müdahaleye haklılık kazandırmaz.”
Demirtaş, çözümün yeniden müzakere masasına dönmekten geçtiğini belirtti ve emperyal güçlerin sonuç alana kadar bölgeyi istikrarsızlaştırmaya devam edeceğini ifade etti.
Silahsızlanma Çağrısı: “Provokasyona Kurban Edilmemeli”
Demirtaş açıklamasında, 27 Şubat’ta İmralı’dan yapılan çağrıya ve PKK’nin fesih kararına atıfta bulunarak, silahsızlanma sürecinin tamamlanması gerektiğini belirtti. Sürecin herhangi bir tahrik ya da provokasyonla kesintiye uğramadan, “dengeli ve hızlı” bir şekilde yürütülmesi gerektiğini dile getirdi:
“Silahsızlanma sürecinin herhangi bir tahrik ve provokasyona uğramadan, dengeli ve hızlı şekilde tamamlanması için tüm tarafların özenli düzeyde çaba, cesaret ve feraset gösterebilmesi gerekir.”
Bu bağlamda iç barışın korunması için toplumu dışlayan tüm uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğini savunan Demirtaş, Ortadoğu’daki yangının Türkiye’yi de etkileyebileceğini, dolayısıyla içeride toplumsal huzurun ve adaletin güçlendirilmesinin elzem olduğunu söyledi.
“Seçilmişlerin Tutuksuz Yargılanması İç Hukukun Gereğidir”
Demirtaş, Türkiye’de süregelen belediye başkanlarının görevden alınması ve tutuklanmaları gibi uygulamaları da sert bir dille eleştirdi. Seçilmiş kişilerin tutuksuz yargılanması gerektiğini belirten Demirtaş, bu konunun yalnızca siyasi değil, aynı zamanda hukuki bir zorunluluk olduğunu vurguladı:
“Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu konuda artık somut mesafe kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalıdır.”
“Empati ve Barış Diliyle Dayanışma Artırılmalı”
Demirtaş, Türkiye’nin bölgesel savaşla kuşatıldığı bir ortamda içerideki gerilimleri tırmandıracak politikalardan uzak durulması gerektiğini belirterek, tüm toplumsal ve siyasal aktörlere “empati ve barış dili” çağrısı yaptı:
“Böyle bir dönemde hiç kimse küçük hesaplar yaparak maceracı, riskli ve sonu felakete sonuçlanacak hamleleri aklından bile geçirmemelidir.”
Tüm Siyasi Liderlere Ortak Masa Çağrısı
Açıklamasının sonunda, Demirtaş hükümete ve tüm siyasi partilere seslenerek, TBMM çatısı altında ortak bir dış politika toplantısı yapılmasını önerdi. Demirtaş’a göre, Ortadoğu’daki savaşın kısa sürede sona ermeyeceği artık açık bir gerçek ve bu nedenle Türkiye’nin çok boyutlu bir politika hattına ihtiyacı var:
“Orta Doğu yangınının kısa sürede sönmeyeceğini öngörerek kısa, orta ve uzun vadeli bir iç ve dış ortak politika hattının belirlenmesi ve her siyasi grubun bu hattı gönül rahatlığıyla savunabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın davetiyle, TBMM’de tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bir çalışma toplantısının en kısa zamanda yapılması yararlı olacaktır.”