AKP’nin Kurban Bayramı öncesi TBMM’ye sunduğu yeni infaz düzenlemesi, kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan uzak kaldı. Kamuoyunun aylardır merakla beklediği ve milyonlarca mahpus yakınının umut bağladığı düzenlemeye dair ilk kapsamlı eleştiri, DEM Parti’den geldi. Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Halk TV’de katıldığı bir programda yasa teklifine dair değerlendirmelerde bulundu. Temelli’nin ifadeleri, toplumun farklı kesimlerinde yankı bulan hayal kırıklığının da bir yansıması niteliğinde: “Dağ fare bile doğuramadı.”
Adalet Yerine Ceza Ağırlıklı Bir Paket
Temelli, söz konusu infaz düzenlemesinin hem kapsam açısından dar, hem de içerik açısından ceza artırıcı nitelikte olduğunu vurguladı. Adalet beklentisinin değil, güvenlikçi politikaların belirleyici olduğunu söyleyen Temelli, özellikle kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve uyuşturucu suçları gibi konuların infaz indiriminden muaf tutulacağı yönündeki işaretlere rağmen iktidarın “hiçbir yapıcı adım” atmadığını ifade etti.
AKP’nin, kamuoyunda rahatsızlık yaratan FETÖ yargılamalarına dair çekincelerini yasa metnine yansıttığını da belirten Temelli, bu durumun infaz düzenlemesinde siyasi saiklerin hâlâ belirleyici olduğunu gösterdiğini söyledi. “Cezaevlerinde 417 bin insan var. Milyonlarca yurttaş bu düzenlemeyi bekliyordu. Ancak sunulan paket toplumda hayal kırıklığı yarattı,” dedi.
“Siyaset, Geleceğe Kaçmak Değil, Bugünü Çözmektir”
AKP ile DEM Parti arasında yapılan görüşmelerde bazı maddeler üzerinde mutabakat sağlanmış olsa da, birçok temel başlığın sonbahara bırakıldığı açıklandı. Temelli, bu erteleme kararını “siyasetin çözüm değil, öteleme pratiğine dönüşmesi” olarak yorumladı. “Siyaset geleceğe kaçmakla değil, bugünün sorunlarını çözmekle olur,” diyerek iktidarın yaklaşımını eleştirdi.
Hükümet kanadı, infaz düzenlemesine dair kapsamlı bir teklifin sonbaharda geleceğini ifade etse de, Temelli bu açıklamanın kamuoyunun beklentilerini yönetmekten ibaret olduğunu savundu. “Gelecek teklifte sadece hasta tutuklular olacak. Kamuoyunun beklediği bazı infaz yasası değişiklikleri maalesef olmadı. İktidar, etki analizi yapılmadığını ve bu nedenle değişikliklerin sonbahara bırakıldığını söyledi,” diyerek, AKP’nin hazırlıksızlığına dikkat çekti.
Reform Değil, Kriz Yönetimi
İktidar, cezaevlerinde artan nüfusa karşı dönem dönem kısmi infaz indirimleriyle çözüm üretmeye çalışıyor. Ancak bu düzenlemelere “reform” denmesi, muhalefet cephesinde karşılık bulmuyor. Temelli, bu tutumu “hapishane kapasitesini aşan tabloya karşı pansuman çözüm” olarak nitelendiriyor. “Bu yapılan reform değil, krizin ertelenmesidir,” diyerek infaz düzenlemelerine yönelik sahici bir paradigma değişimi çağrısında bulundu.
10.Yargı Paketi olarak Meclis’e sunulan son düzenleme, önceki paketler gibi kamu vicdanını tatmin edecek bir içerikten uzak. Ne adalet beklentilerine yanıt veriyor ne de cezaevlerindeki yapısal sorunlara çözüm sunuyor. Siyasi mahpuslar, hasta tutuklular, düşünce suçları kapsamında cezalandırılanlar ve uzun tutukluluk süreleri gibi temel meseleler yine görmezden geliniyor.
Sonuç Yerine: Beklenti Yaratıp Hayal Kırıklığına Sürüklemek
AKP iktidarı bir kez daha “reform” adı altında kamuoyunu oyalayan, içi boş bir düzenlemeyle gündemi geçiştirmeyi tercih etti. Oysa cezaevleri patlama noktasına gelmişken, toplumun adalet talebi tarihsel düzeyde artmışken ve hukuksuzluklara dair ciddi bir toplumsal farkındalık oluşmuşken sunulan bu teklif, “yeni bir başlangıç” değil, mevcut çarpık sistemin devamı niteliğinde.
DEM Parti’nin eleştirileri, sadece muhalefetin değil, adalet arayışındaki milyonların ortak sesi olarak yankı buluyor. Ve bir kez daha görülüyor ki, reform kelimesinin içi boşaltıldıkça, toplumun umudu da çürümeye bırakılıyor.