“Aile Yılı”nda Kadınlar Daha Az Değil Daha Fazla Öldü

İktidarın 2025’i “Aile Yılı” ilan ettiği dönemde, yılın ilk 11 ayında en az 260 kadın erkekler tarafından öldürüldü; 267 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Veriler, kadınların ve çocukların korunmasına yönelik politikalar ile yaşananlar arasındaki derin çelişkiyi gözler önüne serdi.

Kadın Cinayetleri Ve Şüpheli Ölümler Tarihsel Eşiği Aştı

ANKA Haber Ajansı’nın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerinden derlediği bilgilere göre, 2025’in ilk 11 ayında Türkiye genelinde 260 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Aynı dönemde 267 kadın ise “şüpheli ölüm” kapsamında kayıtlara geçti. Böylece Türkiye’de ilk kez şüpheli kadın ölümleri, resmi olarak tespit edilen kadın cinayetlerinin sayısını aşmış oldu.

Uzmanlar, şüpheli kadın ölümlerindeki artışın etkin soruşturma yürütülmemesi, adli süreçlerdeki eksiklikler ve cezasızlık algısıyla doğrudan ilişkili olabileceğine dikkat çekiyor. Kadın örgütleri ise bu tablonun, “koruma” söylemi ile gerçeklik arasındaki kopuşu açık biçimde yansıttığını vurguluyor.

Meclis’te Çocuklara Yönelik İstismar İddiaları

Kadınlara yönelik şiddet verileriyle eş zamanlı olarak, çocukların maruz kaldığı istismar iddiaları da kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Meslek lisesinde okuyan dört kız öğrencinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde staj yaptıkları sırada cinsel istismara uğradıkları iddiaları üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

İddianamede, 2007 ve 2008 doğumlu, olay tarihinde 15-18 yaş aralığında olan öğrencilerin, Meclis’in mutfak ve lokanta bölümünde staj yaptıkları süreçte, aralarında Meclis çalışanlarının da bulunduğu beş kişi tarafından tacize uğradıkları belirtildi. Sanıklar hakkında “kamu görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak çocuğa karşı nitelikli cinsel taciz” ve “sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçlarından hapis cezası talep edildi. İddianame Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Politika Ve Gerçeklik Arasındaki Uçurum

Kadın ve çocuklara yönelik bu veriler, “Aile Yılı” söylemiyle yürütülen politikaların sahadaki sonuçlarını yeniden tartışmaya açtı. Hak örgütleri, aile merkezli muhafazakâr politikaların kadınları ve çocukları korumakta yetersiz kaldığını, aksine şiddeti görünmezleştiren bir zemine yol açtığını savunuyor.

Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları ise kadın cinayetleri ve çocuk istismarıyla mücadelede cezasızlıkla hesaplaşılmadan, yalnızca sembolik yıl ilanlarıyla toplumsal güvenliğin sağlanamayacağını vurguluyor. Artan şüpheli ölümler, etkin soruşturma ve bağımsız yargı taleplerini daha da görünür kılıyor.


  • NHY /ANKA Haber Ajansı; Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporları