ABD’nin Suriye’deki Çifte Oyunu: Ateşkes ve Stratejik Hesaplar

ABD, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki ateşkesi korumaya çalıştığını açıklarken, aynı anda bölgedeki farklı güç odaklarıyla görüşmelerini sürdürüyor. Pentagon’un “ateşkes sürüyor” açıklamasıyla eş zamanlı olarak, ABD heyetinin Şam’da cihatçı gruplarla yaptığı toplantılar, Washington’un Suriye politikasındaki karmaşık ve çelişkili hamlelerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Ateşkes Açıklaması ve ABD’nin Askeri Varlığı

Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Türkiye destekli gruplarla SDG arasındaki ateşkesin devam ettiğini belirterek, bölgedeki durumu yakından izlediklerini açıkladı. Singh, Suriye’ye askeri personel takviyesi yapıldığı iddialarını yalanlayarak, ABD’nin mevcut askeri varlığını koruduğunu söyledi. Ancak El Arabiya’nın haberine göre, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) Suriye’ye askeri araçlar, zırhlı araçlar ve lojistik malzemeler taşıyan 60 tırlık bir konvoy gönderildi. Bu sevkiyat, ABD’nin bölgedeki IŞİD’le mücadele koalisyonu için takviye yaptığı iddialarını güçlendirdi.

MSB ve SDG’den Karşılıklı Açıklamalar

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “Türkiye ile SDG arasında ateşkes uzatıldı” açıklamasını yalanlayarak, “Türkiye’nin terör örgütleriyle görüşmesi söz konusu değildir” ifadelerini kullandı. SDG Komutanı Mazlum Abdi ise ABD’nin arabuluculuğuyla bir anlaşmaya varıldığını ve Menbic Askeri Konseyi’nin bölgeden çekileceğini duyurdu.

ABD’nin Suriye’deki büyükelçiliği, Washington heyetinin Şam’da cihatçı gruplar arasında yer alan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) temsilcileriyle bir araya geldiğini açıkladı. Toplantıda, İran’ın Suriye üzerindeki etkisinin artmasını önlemek için atılabilecek adımlar ve bölgedeki güvenlik meseleleri ele alındı. ABD’nin bu toplantıyla, hem İran’ın Suriye’deki varlığını sınırlandırma çabasını hem de cihatçı gruplar üzerinden kendi çıkarlarını ilerletme stratejisini sürdürdüğü görülüyor.

Emperyal Hesaplar ve Çelişkili Politikalar

ABD’nin Suriye politikasında sergilediği tutum, bölgedeki emperyal çıkarlarını her yolla koruma kararlılığını açıkça ortaya koyuyor. Türkiye ile SDG arasında sağlanan geçici ateşkesi sürdürme çabaları, Washington’un bölgedeki çatışma dinamiklerini kendi lehine yönlendirme arayışının bir parçası. Aynı anda HTŞ gibi gruplarla yaptığı görüşmeler, ABD’nin hem Kürtlerle hem de cihatçı güçlerle paralel ilişkiler geliştirdiğini gösteriyor.

ABD, sadece Kürtler ve HTŞ’li cihatçılar arasında değil, Türkiye ile İsrail gibi bölgesel aktörler arasında da denge kurma stratejisi izliyor. Türkiye ve Kürtler arasındaki geçici ateşkesi taktiksel adımlarla korurken, asıl hedeflerinin İran’ın Suriye üzerindeki etkisini sınırlamak ve kendi stratejik pozisyonunu güçlendirmek olduğu anlaşılıyor. Bu çelişkili ve karmaşık politika, Suriye’deki insani ve siyasi krizin derinleşmesine katkıda bulunuyor.

ABD’nin Suriye’deki varlığı, hem bölgedeki gerginliği artırıyor hem de uzun vadeli barış ve istikrarın önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor.