ABD Hazinesi, 20 Doların Ön Yüzüne Bir Kölenin Fotoğrafını Koymaya Hazırlanıyor

Başkan Biden’ın Hazine Bakanlığı, Trump yönetiminin Obama dönemindeki girişimin hızlandırılmasına izin verdikten sonra Harriet Tubman’ın portresini 20 dolarlık tasarının ön yüzüne ekleme sürecini hızlandırmanın yollarını araştırdığını söyledi.

20 dolarlık banknotun ön yüzü olarak Andrew Jackson’ın yerine Bayan Tubman’ın yer alması kararı, 2016 yılında hazine bakanı Jacob Lew tarafından başlatıldı. Başkan Donald Trump bu fikre karşı çıktı ve Hazine Bakanı Steven Mnuchin, para biriminin yeniden tasarlanmasını istedi. Çalışmayı durdurdu ve paraya yeni güvenlik özellikleri eklemenin daha acil bir öncelik olduğunu savundu.

Biden’ın Hazine Banaklığına getirdiği Janet L. Yellen yönetimi bu kararı hızlandırmanın yollarını arıyor.

Bayan Psaki, “Hazine Bakanlığı, Harriet Tubman’ı yeni 20 dolarlık banknotların ön yüzüne koyma çabalarını sürdürmek için adımlar atıyor.” dedi. “Paramızın ülkemizin tarihini ve çeşitliliğini yansıtması çok önemli.” diye de konuşmasına ekledi.

Harriet Tubman Kimdir

Harriet Tubman, 1820 yılında Rit Green ve Ben Ross’un kızı olarak, ABD’nin Maryland eyaletinde dünyaya gelir.

Köle olan bir aileden doğan Harriet’in asıl adı ‘Araminta Ross’dur. Harriet, henüz 5 yaşındayken bir aileye köle olarak satılır. Çocuk bakmak ve ev işlerini yapmak üzere götürüldüğü bu evde Harriet sistematik olarak şiddete maruz bırakılır.

Özgür olmayan hayatın özgür ruhuydu Harriet. 7 yaşındayken sadece beyazların yemesine izin verilen bir yiyecek olan şekeri yerken yakalandığında şiddetle tehdit edildiğinde evden kaçar. Koşar koşar koşar, henüz 7’sinde bir çocuk ne kadar koşabilirse…

Dizlerinin bağları çözülünceye dek koşan Harriet, soluksuz kaldığında kendini bir çukurda bulur. Açlığa artık dayanamadığında eve geri dönen Harriet yine şiddetle karşılanır.

Harriet’in çocukluk ve gençliği köle olarak satıldığı farklı yerlerde geçer.

Peşini bırakmayan şiddet, gençliğinde ömür boyu silinmeyecek bir hastalığa neden olur. ‘Sahipleri’nin bir başka köleye saldırısını durdurmak isterken başına çok ağır bir darbe alan Harriet, bundan sonraki hayatı boyunca Narkolepsi hastalığı ile yaşamak zorunda kalır. Uğradığı şiddet nedeniyle kafası kırılan Harriet, tıbbi müdahale almaksızın iki gün boyunca yatar. İki günün sonunda yatması birinin dikkatini çeker ve kaldırılır ancak tedavi için değil çalışmak için. Zorla tarlaya götürülür lakin hasta olduğu için çalışamaz, ‘efendiler’ de Harriet’i eski sahiplerine geri gönderir.

Harriet, resmi olarak ‘özgür’ olan John Tubman ile evlenir. Ancak özgürlükten ne zaman bahsetse eşi tarafından ‘efendilere’ şikayet edilmekle tehdit edilir.

Doğduğu andan itibaren baskı ve zulmün içine hapsedilen Harriet sonunda kaçmaya karar verir. Bu kaçısın bedeli ölüm olabilir ama Harriet her şeyi göze almıştır. Bunu da şu sözlerle anlatır:

“İki şeye hakkım olduğuna karar verdim; özgürlük ve Ölüm.
Birine sahip olamazsam ötekini isterim. Hiç kimse beni canlı tutsak edemez, özgürlüğüm için savaşmalıyım.”

Ve Harriet ağaçlar, yollar, nehirler boyunca yürüyüp köleliğin yasak olduğu Philadelphia’ya ulaşır. Özgürdür artık Harriet. Lakin tek başına kendi özgürlüğü yeterli değildir. Ailesi, sevdikleri koca bir halk kölelik altında işkence hayatı yaşamayı sürdürmektedir.

Harriet özgürlük için yaşamayı kafasına koymuştur. Burada William Stili ile tanışır. Stili, kölelik karşıtlarının ve eski kölelerin kurduğu, özenle inşa edilmiş gizli ev, tünel ve yollardan oluşan Yer Altı Demiryolu’nun lideridir. Köle olarak çalıştırılan, alın-konulan pek çok kişinin kurtuluşuna rehberlik eden Harriet, bazı aile üyelerini de yanına getirmeyi başarır.

Harriet 300 ila 600 kişiyi toplam 19 grup şeklinde özgürlüğe taşır. Bu tehlikeli yolculukta silahını sırtından indirmeyen ve bir gerilla gibi mücadele eden Harriet, namlusunu kaçmaktan korkup geri dönmek isteyen bir köleye de uzatır. Harriet vazgeçmek üzere olan kişiye silahını doğrultup ‘Ya ilerle ya öl’ dedi. Bu acımasızlık değil gereklilikti o koşullarda. Çünkü geri dönen konuşturulmak için türlü işkencelere maruz kalacak ve söz konusu gizli yolu anlattığında herkesin hayatı ile özgürlüğü tehlikeye girecekti. Bu nedenle Harriet bu konuda son derece net ve kararlıdır, “Ölü zenciler ihanet edemezler” der.