18 Türkiye kökenli siyasetçi Federal Meclis’e girdi

Almanya’da yapılan seçimlerden Sosyal Demokrat Parti az farkla birinci çıktı. Seçim sistemine bağlı olarak milletvekili sayısı 735’e yükseldi. Federal Meclis’e giren vekiller arasında 18 Türkiye kökenli de bulunuyor.

Almanya’da düzenlenen genel seçimler oldukça heyecanlı geçti. Yıllar sonra ilk kez seçimlere, hangi partinin birinci güç olarak çıkacağı bilinmeden gidildi.

Anketlerde de öngörüldüğü üzere birincilik mücadelesi Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hristiyan Birlik partileri (CDU ve CSU) arasında baÅŸa baÅŸ geçti. Kesin olmayan resmî sonuçlara göre Sosyal Demokrat Parti yüzde 25,7, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile Hristiyan Sosyal Birlik’ten (CSU) oluÅŸan Hristiyan Birlik ittifakı yüzde 24,1 oranında oy aldı. Onları, oy oranını artırsa da hedefinin çok altında kalan YeÅŸiller izliyor. YeÅŸiller’in oy oranı yüzde 14,8. Seçimlerden dördüncü parti olarak çıkmayı baÅŸaran liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ise iki haneli oy oranını korumayı baÅŸardı ve yüzde 11,5 oranında oy aldı. 2,3 puan oy kaybeden saÄŸ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi ise yüzde 10,3’e ulaÅŸtı.

4,3 puan oy kaybeden Sol Parti ancak yüzde 4,9’a ulaşabildi ve aslında seçim barajının kıl payı altında kaldı. Ancak Almanya’daki seçim kanununa göre, bir parti yüzde 5 barajını aşmasa da eğer en az üç seçim bölgesinden ilk oylarla doğrudan aday çıkarmayı başarmışsa meclise girmesi ve aldığı oy oranında vekil çıkarması mümkün. Dolayısıyla koltuk sayısı epeyce düşse de Sol Parti de altıncı parti olarak Almanya Federal Meclisi’ne yeniden girmeyi başardı.

Meclis yine büyüdü: 735 milletvekili görev yapacak

Almanya’daki seçim sistemi nedeniyle son yıllarda milletvekili sayısı giderek arttı. Son dönem 709 olan milletvekili sayısı pazar günkü seçimle 735’e yükseldi. Almanya’daki seçimlerde seçmen iki oy kullanıyor. İlki ile bölgesindeki bir adayı doğrudan seçerken, ikincisiyle bir parti veya seçime girmeye hak kazanmış bir oluşuma oy verebiliyor. Dolayısıyla bir bölgede ilk oyların en çoğunu alan herhangi bir partinin adayı o bölgeden doğrudan vekil olarak seçiliyor. Parti oyu denilen ikinci oyların oranının izdüşümüne göre ise listelerden aday gösterilen vekiller seçiliyor. Doğrudan ve listelerden seçilenlerin toplamı da bir partinin totalde aldığı oy oranına tekabül edenden fazlaysa partiler arasında dezavantaj olmaması için diğer partilere de oy oranı ölçüsünde yeni vekil hakkı doğuyor. Böylece meclisteki vekil sayısı da artabiliyor.

Pazar günü düzenlenen genel seçimlerde SPD 206, ittifak halinde giren Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) 196, Yeşiller 118, FDP 92, AfD 83, Sol Parti de 39 milletvekili çıkardı. Bunlara ilaveten Schleswig-Holstein Eyaleti’ndeki Friz ve Danimarkalı azınlığı temsil eden Güney Schleswig Seçmen Birliği (SSW) adlı oluşum da 55 bin 330 oy ile bir koltuk kapmayı başararak meclise girdi. Almanya’da yaşayan resmi azınlıkları temsil eden partiler için yüzde 5 barajı geçerli değil. Aldığı oy oranına tekabül eden sayıda vekili meclise gönderebiliyor.

18 Türkiye kökenli vekil

Almanya’da pazar günü yapılan genel seçimlerde 18 Türkiye kökenli aday meclise girmeyi baÅŸardı. SPD’den Macit KaraahmetoÄŸlu, Derya Türk-Nachbaur, Cansel Kızıltepe, Hakan Demir, Aydan ÖzoÄŸuz, Gülistan Yüksel, Nezahat Baradari, Mahmut Özdemir, Metin Hakverdi, YeÅŸiller’den Cem Özdemir, Ekin Deligöz, Canan Bayram, Filiz Polat, Melis Sekmen, Sol Parti’den Gökay Akbulut, Nils AteÅŸ Gürpınar, Sevim DaÄŸdelen, Hristiyan Birlik ittifakının üyesi CDU’dan da Serap Güler seçilmeyi baÅŸardılar. Bu vekillerden Cem Özdemir, Canan Bayram, Hakan Demir, Mahmut Özdemir, Aydan ÖzoÄŸuz, Metin Hakverdi kendi bölgelerinde seçmenin doÄŸrudan oylarıyla seçilerek meclise girdi.

Doğrudan oylar ile en yüksek oranda oy alarak meclise girmeyi başaran Türkiye kökenli milletvekili ise Stuttgart bölgesinden Yeşiller partili Cem Özdemir oldu. Cem Özdemir bölgesindeki seçmenlerin ilk oylarının yüzde 40’ını alarak meclise girdi. Onu Duisburg’dan aday Sosyal Demokrat Parti vekili Mahmut Özdemir takip etti. Özdemir de doğrudan oyların yüzde 39,4’ünü aldı. Onu yine SPD’den Hamburg bölgesi vekili Metin Hakverdi yüzde 39,3 ile, yüzde 38,7 ile de yine aynı partiden Aydan Özoğuz izledi. Doğrudan oylarla meclise girmeyi başaran bir diğer politikacı da Yeşiller partisi Berlin adayı Canan Bayram oldu. Bayram bölgesindeki seçmenin yüzde 37,8’nin desteğini aldı.

Yeni vekiller ve hedefleri

Partisinin 4,3 puanlık oy kaybına rağmen Almanya Federal Meclisi’ne girmeyi başaran Sol Parti genç milletvekillerinden Nils Ateş Gürpınar, sonucun kendileri için kötü olduğunu ve şimdi öncelikli işlerinin bu hezimetin sebeplerini analiz etmek olduğunu söylüyor.

DW Türkçe’ye konuÅŸan Münihli Gürpınar, “Aslında bizim önem verdiÄŸimiz konular önümüzdeki senelerin de önemli konuları” diyor. “Farklı koalisyonlar gündemde olsa da olası hükümetler artan yoksulluÄŸa ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadeleye çare olmayacak, çünkü bu ancak güçlü bir sol ile mümkün olur” diye devam ediyor. İlk kez meclise giren genç vekil, “Muhalefet olarak ülkede deÄŸiÅŸime gidilmesi için baskıyı artırmak zorundayız. Benim için öncelikli konular iklim, zenginle fakir arasında giderak daha da açılan makasla mücadele, ödenebilir konut ve pandemiyle de ortaya çıkan saÄŸlık sisteminin iyileÅŸtirilmesi olacak. Bu konular insanlar için inanılmaz öneme sahip” diye belirtiyor.

Yine DW Türkçe’ye konuÅŸan SPD’li vekil Derya Türk-Nachbaur ise öncelikli konularının başında çocukların yoksulluktan korunması olacağını vurguluyor. Ona göre Almanya gibi refah seviyesi yüksek bir ülkede her beÅŸ çocuktan biri yoksulluk tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı ve kalamaz. Türk-Nachbaur, bu konunun YeÅŸiller’in de programında yer aldığını ve bu iki partinin yer alacağı bir koalisyonda hayata geçirilmesinin mümkün olduÄŸuna iÅŸaret ediyor. İkinci öncelikli konusunun ise 12 euro asgari saat ücretinin acilen yürürlüğe konması için çabalamak olacağını belirtiyor.

SPD’ye eÅŸiyle birlikte 2013’te katılan Derya Türk-Nachbaur, babasının sendikacı olduÄŸunu, bu nedenle sosyal demokratik deÄŸerlerle büyüdüğünü, tam da bu nedenle “öldü” diye bakılan SPD’nin herkesi ÅŸaşırtarak yüzde 25’lere ulaÅŸmasının kendisine inanılmaz bir güç verdiÄŸini kaydediyor. Pedagog olan Türk-Nachbaur, seçilmiÅŸ olmasından ailesinin ve çevresinin çok mutlu olduÄŸunu, vekilliÄŸi sabaha karşı kesinleÅŸtiÄŸinden henüz kafasında tam da canlandıramadığını belirtiyor ve “1200 kilometre karelik çok büyük bir seçim bölgem var. EÅŸim seçimlere odaklanabilmem için ev ve aileyle ilgili çoÄŸu görevi üstlendi. Ben de aylarca binlerce kapı çaldım, günde 18 saat çalışarak mayıs ayından bu yana seçim çalışması yürüttüm, ama deÄŸdi, bu kadar muhafazakâr bir seçim bölgesinde SPD olarak imkansızı baÅŸardık, inanılmaz oy aldık, çok mutluyum” diye konuÅŸuyor.

Yine bu seçimlerde meclise giren YeÅŸiller partili ekonomist Melis Sekmen de seçim bölgesi Mannheim’de eyalet ve federal düzeydeki oy oranın çok üzerine çıkabilmiÅŸ olmaktan çok mutlu. Mektupla verilen oyların sayımı uzun sürdüğünden kesin sonuçları sabah öğrenmiÅŸ. Meclise girdiÄŸini duyunca çok heyecanlanmış. Yedi yıldır belediye meclisi üyesi olan Sekmen, “Seçmenin bana gösterdiÄŸi güvene müteÅŸekkirim” diyor ve öncelikli konularının başında sanayide iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle uyumlu dönüşümün geldiÄŸini aktarıyor. GeleceÄŸin ekonomisinin iklime zarar vermeyen, yaratıcı ve sosyal açıdan adil olması gerektiÄŸini, bunu hayata geçirmede de küçük ve orta ölçekli iÅŸletmelerin desteÄŸine ihtiyaç olduÄŸunu belirtiyor ve “Onların da yaratıcılığı ve teknoloji geliÅŸimini destekleyecek teÅŸvike ihtiyacı var. Bunda ve kalifiye eleman kazanımında bürokrasisiz koÅŸulların ve yasal çerçevenin saÄŸlanması gerekiyor” diyor ve vekil olarak kendisinin bu alana eÄŸileceÄŸini kaydediyor. İlaveten eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸinin ikinci öncelikli konusu olacağının da altını çiziyor.