10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleşen canlı bomba saldırısı sonucu 101 kişinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin davanın 5 duruşmasında dinlenen müştekiler (ölenlerin yakınları) siyasi sorumluların da yargılanmasını istedi. Avukat beyanları öncesi duruşma salonundaki jandarma ve çevik kuvvet polisi sayısı iki katına çıkarıldı.
Dava öncesinde katliamın gerçekleştiği yerde hayatını kaybedenler anıldı. Katliamın 16. ayında gerçekleşen anmada aileler ‘adalet’ talebini yeniledi. Anmaya CHP ve HDP milletvekilleri de katıldı.
‘Katillere yol verildi’
Müşteki Yunus Akıl: Türkiye tarihinin en büyük katliamına tanık oldu. Arkadaşlarımız gözlerimizin önünde parçalandı. Bu sıradan bir olay değil.
Türkiye dış politikası diğer ülkelerdeki cihatçı gruplarla ilişkiler üzerine kuruluydu. Türkiye 7 yıl sonra bu politikada başarısız oldu ve politikasını değiştirdi.
Yine dönemin başbakanı bizleri öldürenlere, ‘Öfkeli çocuklar’ dedi.
Aynı başbakan Konya’da milli marşta kendi öldürülen yurttaşlarının yuhalanmasını seyretmiştir.
Katliam devlet tarafından organize edildi, seyredildi. Katillere yol verildi.
Ben şanslı olduğum için şu anda müştekiyim. Benim arkadaşlarım şanssızdı ama. Arkadaşlarımız bize siper olduğu için bizler hayatta kalabildi.
Patlama sonrası yere yığıldım. Yardım beklerken, polis gaz attı. Yardım için gelenler önlükleriyle ağzımızı kapattığı için kurtulabildik.
Bir an gözümü açtığımda polisler üzerimize doğru yürüyordu. Bir arkadaşımız uyardı da kenardan geçtiler. Yoksa belki ezilerek ölmüştüm.
Bu sanıklar bu özgüveni nereden alıyor? Hizbullahçılar yakın zamanda ellerini kollarını sallayarak çıkmadı mı, Mehmet ağar bin tane kişini öldürdüğünü söylemedi mi? Burada yargılanan zavallılar da devlete güvendikleri için bunları yaptı.
Biz burada kin öfke beklemiyoruz. Adalet bekliyoruz. Başbakan ve cumhurbaşkanını burada sanık ya da tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de burada sanık ya da tanık olması lazım.
‘Ankara’da hakimler var demek istiyoruz’
Müşteki Mustafa Özdağ: Aylardır bu katliamın aydınlatılması için acılarımızı içimize bastırarak bekledik. Ancak ne yazık ki karşımıza bir kaç piyon dışında kimse getirilmedi. Bizler bu katliamın planlayıcıları, siyasi sorumluları getirilmeden aydınlatılacağını düşünmüyoruz. Bunlar sadece tetik çekti, tetiği çektirenler ve siyasi sorumluları salonda olmalıdır. Bizler Ankara’ya canlı bomba yelekleriyle gelmedik. Bizler yaşamını yitiren herkesin kanı artık akmasın diye geldik. Ellerimizde barış talepleri içeren dövizler vardı. Bu katliamı Kürt’lere karşı bir katliammış gibi göstermek istiyorlar. Bizler buraya ülkenin dört bir yanından geldik. Bu katliamda barış isteyen herkes hedeftir. Etnik ve inanç ayrımı yapmadan barış için bir araya geldik biz. Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Bu katliamın emrini verenler ve katledenler çocuklarına bu yaşananları biz yaptık diye anlatabilecekler mi?
Bizler bu ülkede bir mozaiğiz. Bizler daha önce komşumuza sormazdık ne’ci diye. Kapımızı emanet ederdik. Ama bazıları bu ülkeyi ayrıştırarak bu hale getirdi.
Ben bu piyonların din uğruna insanları öldürdüklerini düşünmüyorum. Ey uyuşturucu kullanan takım; bu ülkenin hangi değerlerini öldürdüğünü anladınız mı? Bunlar burada uyuşturucuyla, öte dünya için de cennetle kandırılıyor. Sizin olduğunuz cennette ben olmak istemiyorum. Bu kamplaşma 17-25 Aralık süreciyle başladı. Neydi o, bir takım insanların ülkeyi soyup soğana çevirdiği bir süreçti.
Bizler, Ankara’da hakimler var, demek istiyoruz. Bizler bu davanın uluslararası platformda sonuna kadar takipçisi olacağız.
Bizleri terörist ilan ediyorlar. Bizler terörist değil, bu ülkenin yurtseverleriyiz. Geçtiğimiz gün ihraç edilen İbrahim Kaboğlu’nu terörist ilan edebilir misiniz? Mesele terör meselesi değil, mesele ya bendensin, ya ötekinden…
Müslüman’ız diyorlar, size mi kaldı müslümanlık. TNT kalıpları, canlı bomba yelekleri var ellerinde, “Müslümanız” diyor. Sizin yüzünüzden otobüste biri “La ilahe illallah” dese, insanlar korkudan yere yatıyor.
Sabah alana inince lavaboya gittim, lavabodan çıkarken, kendini patlatan kişinin önünden geçmişim, fark etmedim. Sonra alana çıkınca patlama oldu zaten. 2 patlamanın ardından bir anda polisler geldi. Demek ki bekliyormuş, biliyormuş. Yere yığılmıştık. Bir arkadaşımız tülbent çıkarıp ağzımı kapattı. Onun yaşamamda çok etkisi oldu. Uzun süre ciğerlerim gaz nedeniyle sıkıntı yaşadı.
Davada firari sanıklar Ahmet Güneş, Bayram Yıldız, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Hasan Hüseyin Uğur, İlhami Balı, Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Mustafa Delibaşlar, Nusret Yılmaz, Ömer Deniz Dündar, Savaş Yıldız, Yakup Selağzı, Kenan Kutval, Walentina Slobodjanjuk ve Cebrail Kaya hakkında kırmızı bültenle arama talep edildi.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024