Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, hakkındaki yargı sürecinde iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduklarını açıkladı. Çalık, cezaevinde ağır sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini hatırlatarak, “Bu başvuru yalnızca benim için değil; yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkı için önemlidir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Çalık, geçmişte iki kez kanser tedavisi görmüş, son dönemde ise lenfoma şüphesiyle ameliyat edilip anjiyo olmuştu. Çalık’ın sağlık koşullarına rağmen tutukluluğunun devam etmesi, yalnızca hukuk çevrelerinde değil, kamuoyunda da vicdani tartışmaları beraberinde getirmiş durumda.
“Toplum Vicdanı Yaralanıyor”
Çalık, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, süreci bir “adalet mücadelesi” olarak tanımladı:
“Sağlık sorunlarıma rağmen cezaevinde tutulmam, sadece benim değil, aynı zamanda toplum vicdanının da yaralanmasıdır. Ben, adaletin eninde sonunda tecelli edeceğine yürekten inanıyorum. Umudumu kaybetmedim, hakkım olan özgürlüğe ve adalete kavuşmak için mücadelemi kararlılıkla sürdürüyorum.”
Siyasi gözlemcilere göre, Çalık’ın bireysel başvurusu yalnızca kişisel bir hak arayışı değil, aynı zamanda Türkiye’deki yargının bağımsızlığı, adil yargılanma ve sağlık hakkı tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor. Özellikle siyasi davalarda Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararlar, hukuk devleti tartışmalarının seyrini belirleyen kritik eşikler olarak değerlendiriliyor.
Yerel Yönetimlere Yönelik Baskıların Sembol Davası mı?
Çalık’ın tutukluluğu, muhalefet partilerince “yerel yönetimlere siyasi baskının bir yansıması” olarak nitelendiriliyor. İstanbul’un önemli ilçelerinden Beylikdüzü’nün seçilmiş belediye başkanının sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutulması, yerel demokrasiye yönelik müdahaleler bağlamında da ele alınıyor.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun sonucu, yalnızca Çalık’ın özgürlüğü açısından değil, Türkiye’nin hukuk devleti standardı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne olası başvurular açısından da kritik öneme sahip olacak.
- Mansur Yavaş’tan ‘Soruşturma İzni’ Tepkisi: “Siyasi Çifte Standart, Hukuken Sürdürülemez” - 22 Kasım 2025
- Trump–Mamdani “Ateşkesi”: Zorunlu Bir Yakınlaşma mı, Fırtına Öncesi Sessizlik mi? - 22 Kasım 2025
- CHP’li Günaydın’dan TRT Tepkisi: “Devlet Televizyonunun İftira Yayını Serbest, Yurttaşın ve Muhalefetin Tepkisi Yasak” - 22 Kasım 2025















