Bolivya, eski Devlet Başkanı Evo Morales ile halefi Luis Arce arasındaki derinleşen çekişmeyle kritik bir dönemeçten geçiyor. Latin Amerika’nın lityum zengini bu ülkesinde, geçmişte ABD’nin desteklediği 2019 darbesiyle görevden alınan Morales, 2020’de Arce’nin başkan seçilmesiyle Bolivya’ya dönmüştü. Ancak Morales’in ve eski müttefiki Arce’nin arası giderek açıldı; son aylarda birbirine karşı sert suçlamalarla gündeme gelen bu iki lider arasındaki çatışma, ülke genelinde sokağa taşmış durumda.
Olayların Başlangıcı ve Morales’e Yönelik Suçlamalar
Gerilim, Morales hakkında reşit olmayan bir kıza tecavüz suçlamasıyla yakalama emri çıkarılması ve kendisinin bu iddiaları “darbeci dönemin siyasi komplosu” olarak nitelemesiyle başladı. Hakkında çıkarılan yakalama emrinin ardından Morales, silahlı bir saldırıdan sağ kurtulduğunu iddia ederek, bu saldırıdan Arce’yi sorumlu tuttu. Kendisinin suikast girişimine uğradığını belirten Morales, aracının kurşun yağmuruna tutulduğunu ifade etti. Hükümet ise, bu olayda Morales’in güvenlik ekibinin uyuşturucuyla mücadele ekiplerine ateş açtığını öne sürerek suçlamaları reddetti .
Morales Destekçilerinin Kışlaları Basması ve Rehin Alma Olayı
Morales yanlıları, Cochabamba kentinde düzenledikleri protestolarda polisle çatışarak askeri kışlaları bastı, askerleri rehin aldı ve cephaneliklere erişim sağladı. Arce, bu durumu “vatana ihanet” olarak niteleyerek eylemcileri sert bir dille kınadı ve Bolivya ordusu da kışlaları terk etme çağrısı yaptı. Bolivya Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Gerardo Zabala, askeri kışlalara saldırının devletin egemenliğine karşı bir tehdit olduğunu belirtti. Eylemlerin ülkenin istikrarını tehdit eder boyuta ulaşması, bu iki liderin mücadelesinin toplumu ne denli böldüğünü gözler önüne seriyor .
Kışla baskınlarının ardından Morales, barikatları kaldırmaları ve çatışmadan kaçınmaları için destekçilerine çağrı yaptı. Ayrıca hükümetle diyalog kurulana kadar açlık grevine başlayacağını açıkladı. Bu çağrısı, bir yandan gerilimi yatıştırma isteğini yansıtırken, diğer yandan siyasi olarak güç kazanmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir.
Arce’nin Ekonomik Kayıplara İlişkin Açıklaması
Arce ise, Morales destekçilerinin yol kapatma eylemlerinin ülke ekonomisine maliyetinin 1.7 milyar doları aştığını belirtti. Morales’in eski müttefiki Arce, bu durumu ülkenin ekonomik geleceğine zarar veren bir eylem olarak nitelendiriyor. Yolları kapatan eylemciler, polisle karşılıklı çatışmaya girerken, dinamit ve gaz bombalarının kullanımı ülke içinde gerilimi tırmandırdı.
Her iki lider de Sosyalizm Hareketi (MAS) kökenli, ancak farklı yaklaşımları ve kendi destekçi kitleleriyle artık rakip haline gelmiş durumdalar. Morales, işçi sınıfı ve yerli halk arasında güçlü bir desteğe sahipken, Arce daha çok ekonomik reformlarıyla tanınıyor. Morales’in kendisini siyasi bir mağdur olarak konumlandırması ve Arce’yi halka karşı yabancılaşmakla suçlaması, MAS içerisindeki bölünmeyi daha da derinleştiriyor.
Bolivya Nereye Gidiyor?
Bolivya’nın lityum zenginliğine sahip olması, ülkedeki bu güç mücadelesini daha karmaşık bir hale getiriyor. Morales ve Arce arasındaki çekişme, sadece iki liderin değil, ülkenin geleceği ve Latin Amerika’daki emperyalist müdahalelere karşı direniş için de belirleyici bir rol oynayacak gibi görünüyor. Morales yanlılarının eylemleri, Bolivya’nın egemenliği ve halkın iradesi için verilen bir mücadele olarak görülebilirken, Arce ve destekçileri ülkenin düzen ve istikrarını koruma çabasında olduklarını savunuyor.
Bu siyasi ikilemde, Bolivya halkının sesi, iki liderin çatışmasının gölgesinde kalmış durumda. Gelinen noktada, ülkedeki sosyal adalet ve eşitlik mücadelesi, iki eski müttefikin arasındaki güç savaşının yıpratıcı etkisiyle zor bir döneme girmiş durumda.