Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kara Harp Okulu’nun Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni’nde yaşanan olayların ardından, beş teğmeni Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç ettiğini ve üç üst düzey disiplin amirine de ceza verildiğini açıkladı. Bu karar, hem ordunun içindeki disiplin mekanizmaları hem de Türkiye’nin demokratik değerlerine olan bağlılığı açısından ciddi tartışmalara yol açtı.
Disiplinin Ardındaki Gölge: İdeolojik Tasfiye Mi?
MSB’nin açıklamasına göre, ihraç kararları TSK Disiplin Kanunu ve ilgili yönetmeliklere dayanılarak verildi. Ancak bu olay, “disiplin” gerekçesiyle açıklanan kararların altında, ideolojik bir tasfiye hareketinin mi yattığı sorusunu akıllara getirdi. Özellikle sosyal medyada yayılan iddialara göre, Kara Harp Okulu’ndan mezun olan genç subayların, törende Atatürkçü sloganlar atması ve Cumhuriyet değerlerini öne çıkaran bir duruş sergilemesi, cezaların arkasındaki asıl neden olabilir.
Kamuoyunda yaygın bir şekilde dile getirilen bu iddialar, ordunun bir dönem “Mustafa Kemal’in askerleri” olarak tanımlanan kadrolarını sistematik bir şekilde dışladığı endişelerini artırıyor.
Mezuniyet Töreninde Ne Yaşandı?
Resmi makamlar, mezuniyet töreninde yaşanan olayların detaylarını açıklamaktan kaçınsa da, sosyal medya ve kulislerdeki bilgiler bu kararların, törende genç subayların Atatürkçü bir tutum sergilemesiyle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Görüntülerde bazı teğmenlerin, törende yüksek sesle Atatürk’ün ilkelerini vurgulayan sloganlar attığı ve bu duruşun “disipline aykırılık” olarak nitelendirildiği konuşuluyor.
Eğer bu iddialar doğruysa, TSK’nın, Atatürkçü kimliği açıkça ifade eden subayları hedef aldığı yönündeki eleştiriler daha da güçlenecek gibi görünüyor.
15 Temmuz’dan Sonra Yeni Bir Tasfiye Dalgası
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından TSK’da büyük bir temizlik operasyonu başlatılmış, binlerce asker FETÖ bağlantısı gerekçesiyle ordudan ihraç edilmişti. Ancak süreç, yalnızca FETÖ mensuplarıyla sınırlı kalmamış, belirli bir ideolojik çizgideki askerlerin de ordudan uzaklaştırıldığı iddialarını beraberinde getirmişti. Bugün gelinen noktada, bu tasfiye hareketinin hedefinde Atatürkçü subayların olduğu yönündeki endişeler büyüyor.
Uzmanlar, disiplin ve ideolojik ayrım arasında giderek daha fazla bulanıklaşan bu sürecin, TSK’nın kurumsal yapısını ciddi şekilde zedelediğini ve iç huzursuzluk yarattığını belirtiyor.
Toplumun Soruları: Mustafa Kemal’in Askerlerine Yer Yok mu?
Kamuoyunun, alınan bu kararlarla ilgili sorduğu temel bir soru var: “Mustafa Kemal’in askerleri mi tasfiye ediliyor?”
Bu sorunun arkasında, Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı ideolojik dönüşüm ve bu dönüşümün kurumlar üzerindeki etkisi yatıyor. Atatürkçü subaylar, Cumhuriyet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir duruş sergilerken, bu duruşun “disiplin suçu” olarak nitelendirilmesi, demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne olan inancı zedeliyor.