İzmir’de Gazetecilerden Evrensel’e Destek Eylemi

İzmir’de gazeteci örgütleri, Evrensel Gazetesi İzmir Temsilciliği’ne yönelik silahlı saldırıya karşı Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde gazete dağıtarak dayanışma eylemi gerçekleştirdi. ÖSYM binası önünde toplanan gazeteciler, “Evrensel’e saldırı gazetecilere gözdağıdır. Arkasındaki güçler bir an önce aydınlatılsın” pankartı taşıdı.

Eylem boyunca gazeteciler, sık sık “Evrensel susmadı, susmayacak” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atarak Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne kadar yürüdü. Eylem, yalnızca saldırıyı protesto etmekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye’de basına yönelik sistemli baskı ve yıldırma politikalarının gündeme taşınmasına da hizmet etti.

Saldırının Arkasındaki Güçler Açığa Çıkarılmalı

Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, saldırının halkın haber alma hakkına yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Akdemir, tutuklanan tetikçi İsa Can Biler’in arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek, “Olay sonrasında polisler, gazetemizin kapısındaki kurşun deliklerini işaretlemekle yetiniyor ve bize haber bile vermiyorlar. Soruşturma dosyası sıradan bir suç gibi ele alınıyor. Oysa 30 yıllık bir gazetecilik geleneğine sahip bir yayın binası kurşunlandı. Biz bu saldırının arkasındaki güçleri ortaya çıkarmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Bu açıklama, yalnızca bireysel bir suç değil, aynı zamanda basının sistematik olarak yıldırılmasına dönük organize bir saldırı şüphesini gündeme taşıyor. Türkiye’de özellikle bağımsız ve muhalif gazetecilere yönelik benzer tehdit ve saldırılar, ifade özgürlüğü ve halkın doğru bilgiye erişim hakkı açısından ciddi endişeler yaratıyor.

Basına Yönelik Sistemi ve Gazetecilerin Tepkisi

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de, basına yönelik her türlü saldırıya karşı yılmayacaklarının altını çizdi: “Her türlü yaptırıma, zorbalığa ve hukuksuzluğa alışığız. Ancak kurşunlar, gerçeği arayan ve bağımsız gazetecilik yapmaya çalışan herkes için tehdittir. Tarih, özgür basının susmadığını yazacaktır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de basına yönelik saldırılar yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı kalmıyor; hukuki soruşturmalar, ekonomik baskılar, ilan ve reklam kısıtlamaları gibi çeşitli araçlarla bağımsız gazetecilik sürekli baskı altında tutuluyor. Evrensel Gazetesi’ne yapılan saldırı, bu sistematik baskının en somut ve tehlikeli örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.

Gazetecilik ve Halkın Haber Alma Hakkı

Saldırı ve ardından gelen dayanışma eylemi, gazetecilerin sadece kendilerini değil, aynı zamanda toplumun bilgiye erişim hakkını da koruma çabasını temsil ediyor. Evrensel Gazetesi örneğinde görüldüğü gibi, özgür basın susturulmak istendiğinde, gazeteciler arasında örgütlü dayanışma ve kamuoyunun farkındalığı büyük önem taşıyor.

Bu olay, Türkiye’de basına yönelik sistematik tehditlerin ve yıldırma girişimlerinin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne sererken, gazetecilerin görev bilinci ile demokratik toplum için vazgeçilmez işlevlerini hatırlatıyor.