İran’da 2024 yılında gerçekleştirilen idamlar, son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. İran İnsan Hakları Örgütü (IHR) ve Fransız sivil toplum kuruluşu Ensemble Contre la Peine de Mort (ECPM) tarafından hazırlanan bir rapora göre, en az 975 kişi idam edildi. Bu rakam, İran’da ölüm cezasının siyasi baskı ve toplumsal sindirme aracı olarak kullanıldığına dair ciddi endişeleri artırıyor.
Norveç merkezli IHR’in direktörü Mahmud Amiri-Moghaddam, Deutsche Welle’ye (DW) yaptığı açıklamada, “İran’da ölüm cezası, birçok insan hakkı ihlalinin temelini oluşturuyor. Bu ceza, toplumu bastırmak ve korkutmak için bir araç olarak kullanılıyor” dedi. Amiri-Moghaddam, ölüm cezasının sadece cinayet gibi ağır suçlarda değil, meşru müdafaa durumlarında ve giderek artan bir şekilde siyasi aktivistlere karşı da uygulandığını belirtti. İran rejimi, uluslararası toplumun dikkatinin az olduğu dönemlerde idamları artırıyor. Özellikle İran ile İsrail arasındaki gerilimlerin tırmandığı 2023 yılının son üç ayında günde altıya kadar idam gerçekleştirildi.
BM’den Endişe Verici Uyarı: “İdamlar İnsan Hakları İhlali”
Birleşmiş Milletler (BM) de İran’daki idamların artışına dair endişelerini dile getirdi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Ocak ayı sonunda yaptığı açıklamada, “İran’daki yüksek idam oranı derin endişe kaynağıdır” ifadelerini kullandı. Türk’ün ofisinin verilerine göre, sadece Aralık ayının bir haftasında yaklaşık 40 kişi idam edildi.
Özellikle kadınların idam edilme oranı da 2007’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. 2024 yılında 31 kadın idam edildi. Bu kadınların bir kısmı, tecavüze karşı kendini savunmak ya da zorla evlendirildikten sonra eşlerini öldürdükleri için idam cezasına çarptırıldı. BM İnsan Hakları Ofisi sözcüsü Liz Throssell, bir kadının kızını cinsel istismardan korumak için eşini öldürdüğünü ve ardından idam edildiğini aktardı.
Tutukluların Öncülüğünde: “İdamsız Salılar” Kampanyası
İran’da ölüm cezasına karşı tutukluların öncülüğünde bir protesto hareketi başlatıldı. Tahran’daki ünlü Evin Hapishanesi’nde tutuklular, “İdamsız Salılar” adlı bir kampanya başlatarak her hafta idamlara karşı protesto düzenliyor. 19 Şubat’ta hapishane önünde toplanan aktivistler, bu kampanyaya destek verdi.
IHR Direktörü Amiri-Moghaddam, bu hareketi İran tarihinde bir ilk olarak nitelendirerek, “İlk kez tutuklular, ölüm cezasına karşı bir protesto hareketine öncülük ediyor. Bu, daha geniş bir toplumsal hareketin başlangıcı olabilir” dedi. Kampanyaya, Nobel Barış Ödülü sahibi Narges Mohammadi ve insan hakları avukatı Nasrin Sotoudeh gibi tanınmış isimler de destek verdi.
Siyasi Tutuklulara İdam Cezası: “İntikam Alınmak İsteniyor”
İran’da özellikle kadın siyasi tutuklulara yönelik idam kararları, uluslararası tepkilere neden oldu. İnsan hakları avukatı Sedighe Vasmaghi ve Nasrin Sotoudeh, ortak bir açıklamayla, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganıyla başlayan protesto hareketine katılan kadın siyasi tutuklulara verilen idam cezalarını kınadı. Açıklamada, “Bu kararlar, protesto hareketine karşı açık bir intikam girişimidir” denildi.
228 İranlı avukat da Adalet Bakanı Gholamhossein Mohseni-Ejei’ye açık bir mektup yazarak, Pakhsan Azizi, Varisheh Moradi (Mirzaei) ve Sharifeh Mohammadi gibi aktivistlere yönelik idam kararlarını eleştirdi. Mektupta, “Bu kararlar sadece İslami ve insani değerlere değil, aynı zamanda İran’ın uluslararası yükümlülüklerine de aykırıdır” ifadelerine yer verildi.
Uyuşturucu Suçlarına İdam: Uluslararası Topluma Çağrı
2024 yılında gerçekleştirilen idamların yarısından fazlası (503 kişi) uyuşturucu suçları nedeniyle verilen cezalar sonucunda gerçekleşti. Bu durum, insan hakları örgütlerinin BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’ni (UNODC) İran ile iş birliğini gözden geçirmeye çağırmasına neden oldu. Örgütler, UNODC’nin uyuşturucu suçlarına idam cezası verilmesine karşı çıkmasını ya da İran ile iş birliğini sonlandırmasını talep ediyor.
IHR ve ECPM, uluslararası toplumu İran’daki idamları diplomatik görüşmelerin öncelikli gündemi haline getirmeye çağırdı. Amiri-Moghaddam, “Özgür ve demokratik ülkeler, bu idam dalgasını kınamalı ve İran’daki ölüm cezasına karşı artan direnişi desteklemelidir. İran hükümetine baskı yapmak ve yasal değişiklikler sağlamak için kısa ve uzun vadeli yollar bulunmalıdır” dedi.
İran’da İdamlar ve İnsan Hakları Mücadelesi
İran’da idamların artması, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha bu ülkedeki insan hakları ihlallerine çekti. Özellikle siyasi tutuklulara ve kadınlara yönelik idam kararları, İran rejiminin baskıcı politikalarını gözler önüne seriyor. Tutukluların öncülüğünde başlatılan “İdamsız Salılar” kampanyası ise toplumsal bir direnişin başlangıcı olabilir.
Uluslararası toplumun İran’a yönelik baskıyı artırması ve insan hakları ihlallerine karşı somut adımlar atması, bu süreçte kritik bir rol oynayacak. İran’daki idamların durdurulması ve insan haklarının korunması, hem bölgesel hem de küresel barış için büyük önem taşıyor.