Yaygın kullanımı korona virüsü olsa da doğrusu SARS-CoV-2 ve yazıda korona virüsü yerine SARS-CoV-2 ifadesini kullanacağım
Sabun, deterjan, yüzey temizleyicileri, hipoklorit içeren çözeltiler vb. gibi evde temizlik ve dezenfeksiyon için kullanılan çok çeşitli maddeler var.
Bu tip maddeleri gıdalara bulaşmış olması muhtemel SARS-CoV-2 virüsünü yok etmek için kullanmalı mıyız?
Sık sorulan sorulardan biri de bu.
Bu tip malzemelerin genel olarak temel bileşimi su içinde belli bir miktarda çözündürülmüş çeşitli kimyasal maddelerdir. Yapı olarak sıvı, krem, jel gibi çeşitli formlarda olabilirler.
Piyasada kimyasal bileşimi yani içerdiği kimyasal madde miktarı birbirinden farklı çok sayıda marka var. Bu markalardaki kimyasal miktarı da üründen ürüne değişiklik gösterebilmektedir.
Bu tip kimyasallar kişisel temizlik, giysilerin temizliği, zeminler ve çeşitli yüzeyler ile alet ve ekipmanların temizliğinde kullanılmak için üretilmişlerdir.
SARS-CoV-2 virüsü korkusu ile eve alınan gıda maddelerini sabun, deterjan veya temizlik amacıyla kullanılan herhangi bir kimyasal madde ile temizlememek gerekiyor.
Gıdalarla temas eden kimyasal maddeler gıda üzerinde kalıntılar bırakır. Bu kalıntıların yeme, içme yoluyla alınması sağlık sorunlarına neden olur. Örneğin yutak, soluk borusu, yemek borusu gibi organlarımız temizlik malzemelerinin aşındırıcı, yakıcı özelliklerinden ciddi hasar görebilir.
Temizlik amacıyla kullanılan kimyasalların çok büyük bir çoğunluğu zehirlenme riski oluşturan kimyasallardır ve çoğunun üzerinde acil durumlarda aranmak üzere Ulusal Zehir Merkezi’nin numarası (Ulusal Zehir Danışma Merkezi-UZEM, Tel No: 114) vardır.
Durulamayla gidermek zordur
Temizlik maddelerinin kullanım sonrası gıdaların yüzeyinden durulama ile giderilebileceğini sanmak bir yanılgıdır.
Özellikle girintili çıkıntılı ve gözenekli bir yapıya sahip gıda maddelerinde tam bir durulama sağlamak neredeyse imkânsızdır.
Gıda maddelerinin kullanılan kimyasala ne kadar süre temas ettiğine bağlı olarak bazı kimyasalların gıdalar tarafından absorbe edilmesi yani kimyasal maddelerin gıdaların iç yapısına dâhil olması da mümkündür.
Bu konuda olası bambaşka sorunlar da var.
Belirsizlikleri dikkate almak
Piyasada satılan kimyasal esaslı temizlik ve dezenfeksiyon maddelerinin içeriğindeki belirsizlikler, uygun olmayan kimyasal kullanımı, kimyasalın uygun ölçülerde kullanılmaması, kişisel koruyucu önlemlerin bilinmemesi nedeniyle zarar görme gibi dikkate alınması gereken çeşitli parametreler var.
İçinde olduğumuz şartlarda toplumsal olarak yaygın bir virüs korkusu var ve kimyasal kullanımına dayalı olarak önerilen (önerilecek) herhangi bir temizlik prosedürünün geniş toplum kesimlerince anında kabul göreceği aşikârdır.
Ancak yapılacak önerilerin ne kadar doğru anlaşılacağı ve doğru uygulanacağı çok büyük bir belirsizlik taşıyor.
Bu bağlamda medyada ya da sosyal medyada yapılan (yapılacak olan) gıdalarda SARS-CoV-2 virüsünü etkisiz kılmak için kimyasal kullanılmasına dayalı çeşitli önerilerin ciddi sağlık sorunlarına yol açma ihtimali var.
Yaygın bir fayda sağlayalım derken ciddi sorunlara neden olunması çok muhtemeldir.
Bu sorunlara ek olarak, günlük rutinin değişmesi daha önce olası olmayan bazı kaza ihtimallerini arttırır. Bu konuda da dile getirilmesi gereken bazı hususlar var.
Ev içi kazalara dikkat
Virüsün yol açtığı kaygıyla temizlik ve dezenfeksiyon uygulamalarındaki artış onlara bağlı ev içi kazalarının gerçekleşme ihtimalini de arttıracaktır.
Sık temizlik yapmak temizlik maddelerinin açıkta ya da ortada bırakılması ihtimalini arttırır.
Temizlik ve dezenfeksiyon maddelerinin açıkta bırakılmaması en başta çocukların sağlığını korumak için çok önemli.
Bu maddelerin içecek sanılarak yanlışlıkla içilmesi zaman zaman rastlanan ciddi bir sorundur ve tedavisi güç sağlık zararları doğurur. Bu konuya çok dikkat etmeliyiz. Bu tip kimyasal maddeleri yiyecek hazırladığımız ortamlardan ayrı bir yerde muhafaza etmeli ve gıdalara bulaşma ihtimalini ortadan kaldırmalıyız.
Sosyal medyadan, medyadan ya da yakın çevremizden duyduğumuz “falanca ya da filanca kimyasal madde bir litre suya şu kadar veya şu miktarda katıldığında virüsleri öldürüyormuş” şeklindeki bilgilere itibar edilmemeli.
Bilime güvenmeliyiz, başta Türk Tabipler Birliği ve Türk Toraks Derneği olmak üzere ilgili meslek örgütlerinin açıklamalarını dikkate alalım.
Öksürme, aksırma ya da elleme gibi yollarla SARS-CoV-2 virüsünün gıdalara bulaşması söz konusu olsa da bu hastalığın gıdalarla bulaştığına dair bir bilimsel bulgu yok. Bu virüsü yok etmek için gıdaları kimyasal maddelerle temizlemek gerektiğine dair bir bilimsel bulgu da yok. Dolayısıyla gereksiz yere kaygılarımızı artırmayalım. Olabildiğince evlerde kalmalı ama bir yandan da ev içi gündelik hayatımıza kaygılarımızı çoğaltmadan devam etmeliyiz.
Dikkate almamız gereken bazı önemli noktaları tekrar hatırlatmak istiyorum.
Ne yapacağız?
Gıda maddelerini satın almak için evden olabildiğince seyrek aralıklarla çıkacağız.
Satın alma işlemini yapacak kişi hasta biri olmamalı, dolayısıyla kendimizi hasta hissediyorsak evden çıkmamalıyız.
Evden çıkmadan eksiklerimizin neler olduğu belirlemeli ve alışveriş mekânında olabildiği kadar az süre geçirilerek alışveriş işlemi hızlıca tamamlamalıyız.
Satın aldığımız gıdaları hazırlama ve pişirme sürecinde kişisel temizliğe, yüzey temizliğine ve kullandığımız alet ve ekipmanların temizliğine dikkat edeceğiz. Bu amaçla her zaman kullandığımız temizlik maddeleri ne ise onlarla temizlik yapmaya ve her zaman yaptığımız, gibi yapmaya devam edeceğiz.
Kişisel temasın yoğun olduğu, kalabalık mekânların temizliğinin ve dezenfeksiyonunun sık aralıklarla yapılması önemli ama ev içindeki temizlik sıklığı abartılmamalı, bu konuda ölçü size kalmış.
Yiyecekleri hazırlarken de aşağıdaki temel kurallara dikkat etmemiz her zaman gerekli.
- Ellerimizi sabunla yıkayalım.
-
Gıda maddelerini temizce yıkayalım.
-
Yenilecek yiyecekleri hazırlayalım.
-
Çöpü ayıralım.
-
Yiyecek hazırlamada kullandığımız tezgâhı, araç ve gereçleri temizleyelim.
-
Ellerimizi sabunla yıkayalım.
-
Hazırladığımız yiyecekleri herhangi bir endişe taşımadan yiyelim.
Biz diyebilmek
Bu önerileri yaptıktan sonra işsiz, yeteri geliri olmayan ya da güvencesiz bir hayatın içinde olan insanlar için ne söyleyebiliriz, ne yapabiliriz? sorusunu da üzerinde düşünebilmemiz için buraya bırakıyorum.
Bu süreçte birbirimizle elimizden geldiğince dayanışma içinde olacağız. Öncelikle yapacağımız şey bu. Ama sonrasında toplumsal hayatımızı tek tek bireylerin değil, genelin iyiliğini ve refahını sağlayacak şekilde ele almalıyız.
SARS-CoV-2 virüsü nedeniyle sadece sağlık ve eğitim sisteminde yaşanan sorunlar bile son 20 yıl içinde yapılan özelleştirme ve ticarileştirme furyasının ne kadar yanlış olduğunu göstermeye yeterli.
Bu virüs salgını dindiğinde hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz belki, ama sadece bir süre için. İklim krizi, doğal yaşam alanlarının tahribi, yaygın kimyasal kirlilik nedeniyle yeryüzündeki hayat bir alt üst oluş dönemine girmiş görünüyor. Bundan sonra korona pandemisi gibi küresel ölçekte etkili, beklenmedik ve olağan dışı saydığımız şeyleri daha sık göreceğiz.
Dayanışmacı, kamusal hayata değer veren, toplumsal refahı esas alan bir siyaset tarzına, her alanda yenilenmeye çok ihtiyaç var. Bunun için, birbirimiz için çabalamaya değer. Bir umut varsa burada…
Sağlık ve esenlik dolu günler dilerim.
Kaynak: BiaNet
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024