Van’da hakkında açılan davaya SEGBİS ile katılan milletvekilliği düşürülen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Bizler meşrutiyetimizi mazbatalardan almıyoruz. Mazbatalar sadece birer kâğıt parçasıdır. Bizden alınan halkın vekilliği değil sadece bir mazbatadır” dedi.
Milletvekilliği düşürülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Figen Yüksekdağ ve Van Milletvekili Bedi Özgökçe Ertan’ın, farklı tarihlerde yaptığı konuşmalardan dolayı haklarında “Örgüt propagandası yapmak” ve “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile katılırken, HDP’li Milletvekili Özgökçe ise duruşmaya katılmadı.
‘Meşruiyetimizi halkımızdan alıyoruz’
HDP’li vekil Adem Geveri ve HDP, DBP il yöneticilerinin de izlediği duruşma kimlik ve adres tespitinin ardından savunma yapan Yüksekdağ, Türkiye’nin mevcut Anayasa’sının delik deşik edilerek, Meclis iç hukukunun çiğnendiğini söyledi. Yüksekdağ, “Şimdiye kadar hiç kullanılmamış bir madde ile vekilliği düşürülen biriyim. Bizler siyaseti makam için yapmıyoruz. Vekillik öncesi de insanların içinden gelen biriyim. Vekilliğimin düşürülmesi siyasi merkez ile iç içe yürütülen bir politikadır. Bizlere karşı kullanılan yargı mekanizması bu vebali yükleniyor. Yargı kurumlarının bu vebale ortak olmaması gerekir. Bizler meşruiyetimizi mazbatalardan almıyoruz. Mazbatalar sadece birer kâğıt parçasıdır. Halkımızın güveni ile buradayız. Bizden alınan halkın vekilliği değil, sadece bir mazbatadır. Siyasi iktidar kendi belirlediği kurallar ile yargıya ciddiyetsiz yaklaşmakta ama biz bu ciddiyetsizliği kabul etmiyoruz. TBMM’nin iç hukukunda yer alan insanlık dışı madde ile vekilliğim düşürüldü” dedi.
‘Yargılama sürecimizi siyasi iktidar belirliyor’
Parlamenter sistemin ve siyasi iktidarın kendisine dair verilen kararla saygınlığını yitirdiğini dile getiren Yüksekdağ, “Bizler belli başlı mertebelerden göreve gelmiş değiliz. Bizler kolektif yaşamın sokağından, caddesinden, mahallesinden gelmişizdir. Vekilliğimin düşürülmesi parlamenter yapının saygınlığını ve bununla beraber siyasi iktidarın saygınlığını yitirmiştir. Bizler bu temsiliyeti yüz binlerden yani halkımızdan aldık. Halkın özgürlük barış ve demokrasi talebini tüm saldırılara rağmen yere düşürmedik. Bütün yargılanma sürecimiz siyasi iktidar tarafından belirlenip yorumlanıyor” diye konuştu.
‘Kadın temsiliyeti hedef alındı’
Kendisinin şahsında kadın temsiliyetinin hedef alındığını vurgulayan Yüksekdağ, “Kadının toplumdaki yeri düşürülmeye çalışılıyor. Kadının bürokrasi, üretim, iş alanı ve siyasette söz sahibi olmasına karşı olan bir iktidar var. Siyasette eşit temsiliyette tanınmayan sesi oldum. Türkiye tarihinde HDP çatısı altında ilk defa Kadın Grubu oluşturuldu. Bunlara karşı yargı kullanılarak operasyonlar yapıldı. Belli bir kadın temsili yetini yapmadım tüm kadınların sesi oldum. Kadının siyasetteki yerini geliştirmesi gereken erk zihniyetli siyasi iktidar kadınların söz sahibi olmasına engel oluyor. Benim tek suçum kadına biçilen rolleri kabul etmememdir. Bu yüzden yargılanıyoruz” ifadesinde bulundu.
‘Siyasi iktidar yargıyı harcıyor’
Asıl meselenin yargılanmak olmadığını ifade eden Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Bu mesele benim yada herhangi birinin yargılanması meselesi değildir. 6,5 milyon oyu alan bir parti ve Türkiye’nin geleceği yargılanıyor. Bu siyasi iktidar birçok şeyi bu ülkede harcadı. Şimdi de yargıyı harcamaya çalışıyor. Bizimle demokratik yol ile konuşup baş edemeyen siyasi iktidar bizleri yargı ile alt edebileceğini sanıyor. Bu ülkeyi yönetenlerin zihniyetindeki insanlar bizim mahallede bile halka beraber yürüyemezken kalkıp bizi yönetiyorlar. Meclisten vekil tasfiye etmek için yargı harcanıyor.
Yüz vekil olarak geri döneceğiz
Nasıl ki bu halk tank, top ve tüfekle yılmadı. Bu halkın vekilleri de yılmayacak. 15 Temmuz’da yaşanan darbe şuanda Meclis’te yaşanıyor. Siyasi iktidarın yüzlerine bakıp siyasi diplomasi yürütecek kimse kalmadı. Bu nedenle sağa sola saldırıyor. Hangi şartlar oluşursa olsun barış, demokrasi ve eşitlik söylemeye devam edeceğiz. Bizleri bu saldırılar ile yıldırmaya çalışıyorlar. Pirus zaferleri ile kazandığını zanneden siyasi iktidara karşı mücadele edeceğiz. Onlar bizleri bir çıkarsınlar bizler yüz vekil olarak geri döneceğiz. 7 Haziran bunun kanıtıdır. Halkımız moralsizliğe kapılmasın, siyasi iktidarı sevindirmesin.
Basın ve yargı vesayet altında
Türkiye’de her kurumsal yapının kendi içyapısını korumak için mücadele vermesi gerekiyor. Bu ülkede medya asker medyası olmuş, yargı iktidarın maşası olmuştur. Vesayet ve esir etme söz konusudur. Sonuçları zor olabilir ama yaşanılan zorluklar yüksek değerler ile karşılandığında göze alınmalıdır. İtaat etmemeli ve hukuka sadık kalınmalıdır. Türkiye’deki halkları kamu kurumları ve demokratik değerler etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. Temsiliyetinizi yapanlar ile gurur duyun. Bizler dört duvar arasına girebiliriz. Ama tarih şahit olsun bu duvarlar barajlar yıkılacaktır. Bizler yeri ve koltuğu olmayanların temsilcisi olduk. Türkiye’yi gücünü mafyadan, silahtan ve paradan alanlar yönetiyor. Bizler bunlara sahip olmayanları savunduk. O yaldızlı mecliste halkın da koltuğu olabileceğini gösterdik.”
Savunmanın yapılması için ek süre talep eden mahkeme 2’nci duruşmayı 18 Nisan’a ertelendi.
Geveri: Yargılamalar siyasi linçe dönüştürüldü
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 27 Ocak tarihinde hakkında yakalama kararı çıkarılan HDP’li Milletvekili Geveri duruşma sonrasında açıklama yaptı. Adliye önünde açıklama yapan Geveri, “Sürdürülen bu haksız yargılanmaların artık hiçbirinin gerçekliğinin olmadığı, tamamen siyasi bir linçe dönüştürülmüş ortada. Özellikle HDP’nin siyasi mücadelesinin önünün kapatılmasının siyasi uygulamaların mahkemelerdeki bu tiyatro oyunlarına dönüştürülmüş, yargılamaların amacına açık bir şekilde dünden itibaren ortaya çıktığı görülmüştür” diye konuştu.
(DİHABER)
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024