Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yaptığı TRT World Forum etkinliğinde, İsrail’e ticaretin kesilmesi talebiyle protesto düzenleyen ve ardından gözaltına alınan 9 eylemci, kötü muamele gördüklerini iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Aralarında 7 kadın ve 2 erkeğin bulunduğu grup, gözaltı sürecinde çıplak arama, cinsel taciz ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını öne sürdü.
Eylemciler, İstanbul Kongre Merkezi’nde 29 Kasım’da gerçekleşen forum sırasında protestoları nedeniyle Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından sert müdahaleye uğradıklarını belirtti. Avukatlar tarafından hazırlanan dilekçede, eylemcilerin yere düşürülüp sürüklendiği, ayrı odalara alınarak hakarete ve tehditlere maruz kaldığı ifade edildi. “Sağ kaldığınıza şükredin” gibi sözlerle psikolojik şiddete uğradıkları da dile getirildi.
Eylemciler gözaltına alındıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüklerini ve burada da fiziksel şiddetin devam ettiğini belirtti. Dilekçede, nezarethane girişinden önce kadın polisler tarafından yapılan üst aramada kıyafetlerinin büyük ölçüde çıkarıldığı ve çıplak arama uygulandığı iddia edildi. Bazı kadın eylemcilerin alt ve üst iç çamaşırlarının içine polisler tarafından dokunulduğu ifade edildi. Eylemciler bu durumu aşağılayıcı, onur kırıcı ve insan onuruyla bağdaşmayan bir muamele olarak nitelendirdi.
Cezaevine sevk edilen kadın eylemcilerin, başörtülerinin kesildiği ve ibadet etmelerine izin verilmediği iddia edildi. Eylemciler, bu süreçte yiyecek, içecek ve temel hijyen malzemelerine erişimlerinin kısıtlandığını belirtti. Ayrıca, kadın tutukluların bazı cezaevi görevlileri tarafından çıplak aramaya zorlandıkları ve bu sırada aşağılayıcı sözlere maruz kaldıkları da dile getirildi. Çıplak aramanın, iç çamaşırlarını çıkarmalarını ve yere çökerek öksürmelerini içeren bir şekilde yapıldığı ifade edildi.
Protestocuların avukatları, dilekçede yer alan kötü muamele iddialarının uluslararası sözleşmelere ve ulusal yasalara aykırı olduğunu belirtti. Avukatlar, Cumhurbaşkanlığı korumaları, emniyet personeli ve cezaevi görevlileri dahil olmak üzere ilgili tüm sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını talep etti. Dilekçede ayrıca, olaylara İstanbul Valisi Davut Gül’ün de tanıklık ettiği ancak müdahalede bulunmadığı, bu nedenle sorumluluk taşıdığı belirtildi.
Eylemciler yaşadıkları fiziksel ve psikolojik şiddetin kapsamlı şekilde soruşturulmasını talep ederken, olayla ilgili dava sürecinin başlatılması bekleniyor.