TÜİK Raporu, Şubat Depremlerinin Ardından Deprem Bölgesindeki Kaba Ölüm Oranının En Yüksek Olduğunu Gösterdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı ölüm istatistikleri raporunu yayınladı. Raporda, 6 Şubat depremlerinin ardından deprem bölgesindeki kaba ölüm oranının en yüksek olduğu dikkat çekiyor. Depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş ve çevre iller Hatay ve Adıyaman’da yaşanan can kayıpları, TÜİK’in raporunda öne çıkan veriler arasında.

Verilere göre, Adıyaman, kaba ölüm hızının en yüksek olduğu il olarak kaydedildi. Bu durum, depremin yalnızca anlık bir felaket olmadığını, uzun vadede toplumlar üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını gösteriyor.

TÜİK’in açıkladığı ölüm sayılarına göre, deprem nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 45 bin 784 olarak belirtildi. Bu rakamın, “geçici koruma statüsüyle ülkede bulunan Suriyeliler” dahil edilmeden hesaplandığı vurgulandı. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Mart 2023’te yaptığı açıklamada, depremde hayatını kaybedenlerin sayısını 48 bin 448 olarak duyurduğu ve bu sayının içinde 6 bin 660 yabancı uyruklunun bulunduğu belirtildi.

2023 yılında Türkiye’deki toplam ölüm sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,1 artarak 525 bin 814’e ulaştı. Bu artışın büyük bir kısmının deprem kaynaklı olduğu anlaşılıyor. Deprem sonrası yaşanan ölümler, dışsal yaralanma nedenleri ve zehirlenme kaynaklı ölümler arasında yer alıyor ve bu ölümlerin oranı 2022 yılında yüzde 3,9 iken, 2023 yılında yüzde 12,3’e yükseldi.

Türkiye genelinde birincil ölüm nedeninin dolaşım sistemi hastalıkları olduğu, bu hastalıkların ölümlerin yüzde 33’ünden fazlasına neden olduğu belirtildi. Dolaşım sistemi hastalıklarını, ölümlerin yüzde 15’ine neden olan iyi huylu ve kötü huylu tümörler ve yüzde 13’üne neden olan solunum sistemi hastalıkları izliyor.

Bu rapor, doğal afetlerin insan hayatı üzerindeki etkilerini ve toplum sağlığı üzerindeki uzun vadeli sonuçlarını anlamamız açısından önem taşıyor. Afet yönetimi ve hazırlık çalışmaları, bu tür olayların olası etkilerini azaltmak için kritik öneme sahip. TÜİK’in açıkladığı veriler, deprem bölgesindeki toplulukların karşılaştığı zorlukları ve acil yardım ile destek hizmetlerinin önemini vurguluyor. Ayrıca, afet sonrası iyileşme sürecinin, sadece fiziksel yapıların yeniden inşasıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumun psikolojik ve sosyal iyileşmesini de kapsaması gerektiğini gösteriyor.