Amerikan Demokrasisi İran’la Bir Savaşı Kaldıramayabilir

Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’la olası bir savaşa girmesi yalnızca Ortadoğu’yu değil, ABD’nin iç siyasi yapısını da temelden sarsabilir. The Atlantic yazarı George Packer’a göre, ABD demokrasisi, özellikle Donald Trump’ın yeniden seçilmesi gibi bir senaryoda, bu tür bir çatışmadan sağ çıkamayabilir.

Packer yazısında, İran’ın bombalanması üzerine yürütülen tartışmaların “gerçeküstü” olduğunu belirtiyor. ABD’nin geçmişte Irak’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıları hatırlatarak, sadece hava saldırılarıyla kalıcı ve doğrulanabilir bir sonuca ulaşmanın neredeyse imkânsız olduğunu vurguluyor. 1998 yılında Bill Clinton yönetimi Irak’ı dört gün boyunca bombalamıştı, ancak bu operasyon sonrası Amerikalı yetkililerin bile neyi vurduklarından ve neyi başardıklarından tam olarak emin olamadıkları görülmüştü.

2003’te George W. Bush’un Irak’a kara birlikleri göndermesinin nedeni de tam olarak buydu: Bombardımanın yetersizliği. Eğer bombalar yeterli olsaydı, kara operasyonuna gerek kalmazdı. Aynı mantık bugün İran için de geçerli.

İran Dosyası: Sil Baştan

İran’ın nükleer programı, tıpkı Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları dosyasında olduğu gibi, sadece hava saldırılarıyla kontrol altına alınabilecek bir tehdit değil. İsrail’in son aylarda gerçekleştirdiği saldırılar zaman kazandırmış olabilir. Ancak kalıcı çözüm için çok daha kapsamlı bir denetim ve uluslararası doğrulama mekanizması gerekiyor. Bu da sadece gözetim değil, aynı zamanda sahada fiziksel bir askeri varlık anlamına geliyor. Yani kara birlikleri.

Yazar, “Amerikan füzeleri bugün daha isabetli olabilir, istihbarat kapasitesi daha geniş olabilir, İran ise ekonomik olarak geçen yıldan daha zayıf durumda olabilir; fakat sorun aynı kalıyor” diyerek stratejik çıkmazın özüne işaret ediyor.

Trump Faktörü: Olası Bir Savaşta Otoriter Eğilimler

George Packer’ın yazısının en kritik uyarısı ise iç politikayla ilgili. Trump’ın yeniden başkan seçilmesi durumunda bir savaşın yönetilme biçiminin yalnızca dış politika açısından değil, ABD demokrasisi açısından da yıkıcı olabileceği belirtiliyor.

Trump’ın geçmişte kriz anlarında otoriter refleksler gösterdiğini hatırlatan Packer, savaş gibi olağanüstü bir halin Trump yönetimi tarafından demokratik kurumları daha da zayıflatmak için kullanılabileceği görüşünde. Özellikle savaş dönemlerinde yürütme yetkisinin genişlediği Amerikan sisteminde, Trump gibi bir liderin bu ortamı kendi siyasi hedefleri için kullanması büyük bir tehlike olarak değerlendiriliyor.

Packer’a göre, “Amerikan demokrasisi, geçmişte bu tür krizleri nispeten güçlü kurumlarla atlattı; ancak bugün o kurumlar zayıflatılmış durumda. Trump gibi bir liderin elinde, İran’la bir savaş sadece dış politika krizi değil, iç siyasi rejimin çöküşüyle sonuçlanabilecek bir süreç olabilir.”

The Atlantic’in bu kapsamlı analizine göre, İran’a karşı yürütülecek bir savaşın kısa vadeli askeri faydaları sınırlı, siyasi ve stratejik bedelleri ise çok büyük olabilir. Özellikle Trump gibi demokratik normlara mesafeli bir liderin komutasında, böyle bir savaş ABD için yalnızca dış düşmanlara değil, içerideki demokratik yapıya da ölümcül bir tehdit haline gelebilir.

Kaynak:

Packer, George. “American Democracy Might Not Survive a War With Iran.” The Atlantic, 18 Haziran 2024.