Gazeteci Alican Uludağ’a Organize Tehdit: “Sıradan Bir Mesaj Değil”

Hatay’daki işkence haberinin ardından gelen tehdit, gazetecilik güvenliğini ve kişisel verilerin korunmasını yeniden gündeme taşıdı

Hatay Reyhanlı’daki bir karakolda göçmenlere yönelik işkence iddialarını gündeme getiren gazeteci Alican Uludağ, haberin yayımlanmasının ardından sosyal medya üzerinden tehdit edildi. “Sana karakoldaki gibi eziyet edeceğiz” ifadelerinin yer aldığı tehdit mesajı, kamuoyunda büyük tepki toplarken, Uludağ bu saldırının münferit değil, organize bir girişim olduğunu düşünüyor.

NOW Haber muhabiri Uludağ, söz konusu haberde dokuz göçmene işkence yapıldığını, bunlardan ikisinin yaşamını yitirdiğini ve ilgili askerlerin müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ortaya koymuştu. Uludağ’ın haberinin ardından gelen tehdit mesajı, sosyal medya üzerinden kamuoyuyla paylaşıldı.

C31K İmzası ve Derinleşen Şüpheler

Mesajda tehdit eden kişi ya da kişiler, daha önce cinsel istismar ve hayvana şiddet içerikli içeriklerle gündeme gelen “Cehennemin 31. Katı” (C31K) isimli grubun adını kullandı. Ancak DW Türkçe’ye konuşan Uludağ, bu adın yalnızca bir “maske” olarak kullanıldığını savunarak, “Bu mesajı gönderenlerin arkasında, haber konusu olan kişiler veya kamu görevlileri olabilir” dedi.

Uludağ, tehdit mesajının yalnızca kişisel güvenliğe değil, gazeteciliğe ve kamuoyunun haber alma hakkına yönelik bir saldırı olduğunu belirtti:

“Bu tehdit, açık suçların haberleştirilmesini engellemeye yönelik bir sindirme çabasıdır.”

Kişisel Verilere Erişim İddiası: “Adresimi ve Görüştüğüm Kişileri Biliyorlardı”

Tehdidin yalnızca içeriği değil, biçimi de dikkat çekici. Uludağ’a göre mesajda verilen bilgiler, kişisel verilerin ele geçirilmiş olabileceğini gösteriyor.

“Bana ulaşmakta zorlanmamışlar. Sadece telefon numaramı değil, o gün kimlerle konuştuğumu ve nereye gideceğimi bilecek detaylara sahipler. Bu, sıradan bir tehdit değil; devlet içinden birilerinin dâhil olduğu organize bir tehdit yapısı.”

Bilişim uzmanı Füsun Sarp Nebil de kişisel verilerin yıllardır çeşitli platformlardan sızdırıldığını ve bu durumun yeterince ciddiye alınmadığını ifade etti.

“Sosyal medya, e-Devlet gibi alanlarda verilerin korumasız kalması, tehditlerin önünü açıyor. Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun (KVKK) mevcut yapısı ise önleyici değil, ancak sonrasında ceza mekanizması işletiyor.”

Savcılıklara Yapılan Başvurular, Cevapsız Kaldı

Alican Uludağ, daha önce de Sinan Ateş cinayetiyle ilgili haberleri nedeniyle tehdit edilmişti. Ancak o dönemde yaptığı suç duyurularının yargı organları tarafından dikkate alınmadığını vurguladı:

“Geçmişte de tehdit edildim ama bu kadar açık bir tehdit olmamıştı. Suç duyurularım hâlâ yargının raflarında bekliyor. Çünkü yargı iktidarın yanında konumlanmış durumda; muhalif gazetecilerin şikayetlerini ciddiye almıyor.”

“Devlet Sessiz, Ama Meslektaşlarım Yanımda”

Olayın kamuoyuna yansımasının ardından herhangi bir kamu yetkilisinin kendisine ulaşmadığını ifade eden Uludağ, yalnızca meslek örgütlerinden destek gördüğünü belirtti. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), tehdidi kınayarak faillerin tespit edilmesini ve yargı önüne çıkarılmalarını talep etti.

Uludağ ise bu süreci şu sözlerle özetledi:

“Türkiye’de gazetecilik yapmak ya mezara ya hapse çıkar diyorlar. Ama biz bu yolu bu riskleri bilerek seçtik. Korkmuyorum. Susmayacağım.”