Türkiye’de 2025-2026 eğitim-öğretim yılı başlarken toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler yeniden gündeme geldi. Pandemi sonrası derinleşen öğrenme kayıpları, yoksulluk, dijital uçurum ve erken yaşta evlilikler, yüz binlerce kız çocuğunun eğitim hakkını kullanmasının önündeki en büyük engeller olarak öne çıkıyor.
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD), “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması: 2021-2023 Güncellemesi” raporunu kamuoyuyla paylaştı. Çalışmaya göre, zorunlu eğitim çağında yaklaşık 221 bin 739 kız ve 220 bin 904 erkek çocuk eğitim sürecinin dışında kaldı.
Kız Çocuklarının Eğitimden Kopuşu
Raporda kız çocuklarının eğitimden ayrılma nedenleri arasında ev içi iş yükü, aile onayı eksikliği, erken ve çocuk yaşta evliliklerin başat rol oynadığı vurgulandı. TÜİK verilerine göre, 2021’de gerçekleşen resmi evliliklerin yüzde 2,3’ü 16-17 yaş grubundaki kız çocuklarını, yalnızca yüzde 0,1’i ise oğlan çocuklarını kapsadı.
Eğitimden kopuşun etkileri istihdamda da sürüyor. Eğitim ve istihdam dışında kalan kadınların oranı yüzde 30,1, erkeklerde ise yüzde 16,2 seviyesinde.
Yoksulluk ve Dijital Uçurum
Çalışmada yoksulluğun, eğitim hakkı önündeki en büyük engel olmaya devam ettiği belirtildi. Yoksul kadınların yüzde 20’sinin okuma yazma bilmediği aktarıldı. Raporda, bu durumun nesiller arası yoksulluk döngüsünü beslediği vurgulandı.
Pandemi döneminde uzaktan eğitime geçişle birlikte dijital araçlara erişimde eşitsizlikler daha da görünür hale geldi. Özel okullardaki öğrencilerle karşılaştırıldığında, devlet okullarında okuyan çocuklar iki kat daha fazla öğrenme kaybı yaşadı. Kız çocukları ve kadınlar, dijital erişimde erkeklerin gerisinde kaldı.
Üniversitede Sayılar Yükseliyor, Alanlar Ayrışıyor
Kadınların yükseköğretime katılım oranlarının erkeklerden yüksek olduğu kaydedildi. Ancak alanlardaki cinsiyet ayrımı devam ediyor. Kadın öğrenciler üniversitelerde yüzde 49 oranında temsil edilse de mühendislikte bu oran yüzde 21,3, bilişim teknolojilerinde ise yüzde 24,5 seviyesinde kaldı. Türkiye’de her 10 erkeğe karşılık yalnızca 3 kadın programlama yapabiliyor.
Ücret eşitsizliği de sürüyor. STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanında çalışan kadınların maaşları erkeklere göre ortalama yüzde 14,7 daha düşük.
Karar Mekanizmalarında Kadın Temsili Düşük
Eğitimde yönetici pozisyonlarında kadınların temsiline dair verilerin yetersizliğine dikkat çekilen raporda, 2024 itibarıyla 202 üniversiteden yalnızca 19’unda kadın rektör bulunduğu, bu oranın yüzde 9,4 olduğu belirtildi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen ÇEDES Projesi kapsamında okullarda din görevlilerinin manevi danışmanlık yapması ve okul öncesi eğitim kurumlarında mescitlerin zorunlu hale getirilmesi de uzmanlar tarafından laik eğitim anlayışına aykırı bulundu.
Acil İhtiyaç: Eşitlik Odaklı Politikalar
Raporda, kız çocuklarının eğitim hakkının güvence altına alınması için toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politikalara ihtiyaç olduğu vurgulandı. Yoksulluğun ortadan kaldırılması, erken yaşta evliliklerin engellenmesi, dijital eşitsizliklerin giderilmesi, eğitim ve meslek alanlarında cinsiyetçi kalıpların yıkılması, kadınların karar mekanizmalarındaki temsiliyetinin artırılması acil başlıklar olarak öne çıktı.
NHY / ANKA
- İstanbul Barosu Davasında Erteleme Kararı - 10 Eylül 2025
- DEM Parti Eş Genel Başkanlarından CHP’ye Kritik Ziyaret - 10 Eylül 2025
- Murat Emir’den Sert Kayyum Tepkisi: “Demokrasiye Açık Bir Darbe Yapılıyor” - 10 Eylül 2025