Oxfam* ve ActionAid**, yaşam maliyeti krizi ortasında büyük şirketlerin yıllık kârlarının “ahlaksız” bir şekilde 1 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyan yeni bir rapor yayınladı. Bu rapora göre, dünyanın en büyük 722 şirketinin kârları pandemi döneminde yüzde 25 artarken, yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısı da 200 milyon arttı. Bu adaletsizliğe son vermek için Oxfam ve ActionAid, hükümetlere büyük şirketlere “olağanüstü vergi” uygulamaları çağrısında bulundu.
Oxfam ve ActionAid, bu verginin gelirinin eşitsizliği azaltmak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve pandemiden toparlanmak için kullanılması gerektiğini savunuyor. Bu rapora göre, büyük şirketlerin yıllık rüzgar kârlarının sadece yüzde 10’u vergilendirilse, bu 100 milyar dolarlık bir gelir sağlayacak ve bu da aşılamayan 3 milyar insanın aşılanmasını ve dünyadaki tüm çocukların okula gitmesini finanse etmeye yetecek.
Oxfam ve ActionAid’in raporu, büyük şirketlerin kârlarının nasıl arttığını ve bunun toplum üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde analiz ediyor. Raporda, özellikle teknoloji, ilaç, perakende ve madencilik sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin pandemi sırasında kârlarını nasıl katladıkları anlatılıyor. Örneğin, Amazon’un kârı yüzde 84 artarken, Microsoft’un kârı yüzde 30 arttı. Bu şirketlerin sahipleri de servetlerine servet kattılar. Rapora göre, dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti pandemi boyunca 540 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara çıktı.
Bu şirketlerin listesi, Oxfam adlı uluslararası yardım kuruluşu tarafından yayınlandı. Oxfam, bu şirketleri ‘aşırı kâr’ elde edenler olarak tanımladı. ‘Aşırı kâr’, bir şirketin ortalama kâr oranının, 2016-2019 yılları arasındaki ortalama kâr oranından yüzde 25 veya daha fazla yüksek olması anlamına geliyor. Oxfam, bu şirketlerin 2020 yılında 3,9 trilyon dolarlık gelir elde ettiklerini ve bunun 1,8 trilyon dolarının ‘aşırı kâr’ olduğunu hesapladı. Bu rakam, dünyadaki en yoksul 2,7 milyar insanın toplam gelirinden daha fazla. Bu şirketlerin 2021’de de benzer bir performans göstermesi bekleniyor. Rapora göre, bu kârların sadece yüzde 10’u, dünyadaki en yoksul 3,8 milyar insanın gelirinden daha fazla.
Bu şirketlerin ‘aşırı kâr’ elde etmesi, sadece kendilerine değil, aynı zamanda hissedarlarına ve yöneticilerine de yarıyor. Oxfam’ın raporuna göre, bu şirketlerin hissedarlarına ödedikleri temettüler ve hisse geri alım programlarıyla birlikte 2020 yılında toplam 2 trilyon dolarlık ödeme yaptıkları tahmin ediliyor. Bu ödemelerin büyük bir kısmı da zaten zengin olan kişi ve kurumlara gidiyor. Örneğin, Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un serveti pandemi döneminde 90 milyar dolardan fazla arttı.
Bu arada, bu şirketlerin çalışanları ve tedarik zincirindeki diğer işçiler ise çok daha az pay alıyorlar. Oxfam’ın raporuna göre, bu şirketlerin çalışanlarının ücretleri 2020 yılında sadece yüzde 2 arttı. Ayrıca, bu şirketler pandemi döneminde yaklaşık 10 milyon kişiyi işten çıkardılar veya ücretsiz izne gönderdiler. Bu işçilerin çoğu kadınlar ve renkli insanlar oldu. Bu şirketlerin tedarik zincirindeki işçiler ise daha da kötü durumda. Oxfam’ın raporuna göre, bu işçiler asgari ücretin altında çalışmakta ve insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadır.
Buna karşılık, rapor pandeminin yoksulluk, açlık, eğitim ve sağlık üzerindeki yıkıcı etkilerini de gözler önüne seriyor. Rapora göre, pandemi nedeniyle 200 milyon insan daha yoksulluk sınırının altına düştü ve bu da son 20 yılda görülen en büyük artış oldu. Ayrıca, pandemi nedeniyle okulların kapanmasıyla 168 milyon çocuk okula gidemedi ve bunların yarısından fazlası hala okula dönemedi. Pandemi aynı zamanda sağlık sistemlerini de zorladı ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde aşı erişiminde büyük eşitsizliklere yol açtı.
Oxfam ve ActionAid’in raporu, büyük şirketlerin aşırı kârlarının sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel olarak da sorunlu olduğunu vurguluyor. Raporda, bu şirketlerin vergi kaçırma, işçi haklarını ihlal etme, insan haklarına saygısızlık ve iklim krizine katkıda bulunma gibi uygulamalarının da eleştiriliyor. Raporda, bu şirketlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri ve topluma geri vermeleri gerektiği belirtiliyor.
Bu nedenle, Oxfam ve ActionAid’in raporu, hükümetlere büyük şirketlere rüzgar vergisi uygulamaları çağrısında bulunuyor. Bu verginin gelirinin eşitsizliği azaltmak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve pandemiden toparlanmak için kullanılması gerektiğini savunuyor. Raporda, bu verginin sadece adil olmakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik büyümeyi ve istihdamı da teşvik edeceği iddia ediliyor. Raporda, rüzgar vergisinin dünyanın daha iyi bir yer olması için bir fırsat olduğu ifade ediliyor.
Rapora göre, rüzgar vergisi uygulayan ülkeler arasında Arjantin, Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Meksika ve Peru gibi Latin Amerika ülkeleri bulunuyor. Bu ülkeler, rüzgar vergisi gelirlerini sosyal harcamalara, sağlık sistemlerine ve ekonomik destek paketlerine yönlendiriyorlar. Örneğin, Arjantin’de “olağanüstü vergi” geliriyle 9 milyon kişiye acil nakit yardımı sağlanıyor. Raporda, bu ülkelerin rüzgar vergisi uygulamalarının diğer ülkelere de örnek olması gerektiği belirtiliyor.
Raporda ayrıca, olağanüstü verginin yalnızca büyük şirketleri değil, aynı zamanda zengin bireyleri de kapsaması gerektiği vurgulanıyor. Rapora göre, dünyanın en zengin 1%’lik kesiminin serveti pandemi döneminde 5 trilyon dolardan 13 trilyon dolara yükseldi. Bu servetin sadece yüzde 1’i bile yoksulluğu ortadan kaldırmak için yeterli olacaktır. Raporda, zengin bireylere de rüzgar vergisi uygulanması çağrısında bulunuluyor.
Oxfam ve ActionAid’in raporu, büyük şirketlerin ve zengin bireylerin pandemi döneminde elde ettikleri aşırı kârların toplumun geri kalanına zarar verdiğini gösteriyor. Bu rapor, hükümetlere olağanüstü vergi uygulayarak bu adaletsizliği düzeltmeleri ve daha iyi bir gelecek inşa etmeleri çağrısında bulunuyor.
NHY/ Deniz Çınar
*Oxfam, yoksulluğun beraberinde getirdiği adaletsizliklerin olmadığı bir gelecek yaratma amacıyla 90 ülkede ortaklarla ve yerel topluluklarla beraber çalışan 17 organizasyonun bir araya gelerek oluşturduğu uluslararası bir konfederasyondur.
**ActionAid, yerel kurumlarla çalışan ve 45 ülkede ofisi bulunan amacı dünya çapında yoksulluk ve adaletsizliğe karşı çalışmak olan uluslararası bir sivil toplum kuruluşu.
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024