Türkiye, coğrafi konumu ve uyuşturucu arz-talep dinamikleri nedeniyle sadece uyuşturucu kaçakçılığı transit hattı değil, iç pazar ve kullanım alanı olarak da öne çıkıyor; resmi veriler hem yakalanan madde hacimlerinde aşırı yükseliş hem de iç kullanım ve bağımlılık riskinde artış olduğunu işaret ediyor.
Türkiye’nin uyuşturucu konusunda konumu ve eğilimleri üzerine uluslararası ve ulusal veriler, üç ana boyutta çarpıcı bir tablo çiziyor: yüksek hacimli ele geçirmeler ve transit rolü, sentetik maddelerde kritik artış, ve iç kullanımın toplumsal yaygınlığı. Nikotin dışı maddelerdeki trendler, Türkiye’ye özgü sosyal ve jeopolitik faktörlerin birleştiğini gösteriyor.
Transit Ülke Rolü: Avrupa’yı Bağlayan Kritik Koridor
Türkiye, Balkan Rotası başta olmak üzere Doğu-Batı uyuşturucu ticaretinin önemli bir geçiş ülkesi konumunda. İçişleri Bakanlığı 2025 Uyuşturucu Raporu’na göre 2024’te toplam 309 bini aşkın uyuşturucu olayı kaydedilirken 374 bini aşkın şüpheli yakalandı; narkotik türleri (heroin, kokain, cannabis, meth gibi) toplam yaklaşık 105 tonluk ele geçirilme hacmiyle Türkiye içinde görüldü — bu, sadece sınır kapılarında değil ülke genelindeki yakalamaların toplamıydı ve transit kaçakçılığın büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Uluslararası karşılaştırmalarda, Türkiye, AB üyesi ülkelerle birlikte heroin ve MDMA gibi maddelerde devasa ele geçirmelerle dikkat çekiyor. Örneğin EMCDDA verilerine göre 2020’de Türkiye birden fazla Avrupa ülkesini geride bırakarak onlarca ton düzeyinde heroin ve milyonlarca MDMA tabletine el koydu; bu, Türkiye’nin uyuşturucu akışında hem Avrupa hem Asya bağlantı noktası olduğunu gösteriyor.
Sentetik Madde Artışı ve Uyuşturucu Türlerindeki Değişim
Son yıllarda Türkiye’de sentetik uyuşturucular ön plana çıktı. Methamphetamine (amfetamin türevi) ele geçirilme rakamları son yılların en yüksek seviyesine ulaştı; bu tür sentetiklerin hacmi ülkede giderek arttı, bu da sadece transit değil üretim ve daha karmaşık dağıtım ağlarının işaretlerini veriyor.
Aynı raporlar, diğer yandan klasik ya da bitkisel maddelerde (örneğin esrar ve skunk) de yakalamaların ciddi hacimlerde olduğunu ortaya koyuyor; bu karma narkotik pazarı, hem Türkiye içindeki kullanım hem de transit ticarette çok yönlü tehditler yaratıyor.
İç Kullanım ve Toplumsal Etkiler
Resmî Türkiye verileri, “kullanıcı düzeyindeki” suçlardan tutuklamaların yüksek olduğunu, yargılamaların büyük bölümünü uyuşturucu bulundurma ve kullanım dosyalarının oluşturduğunu gösteriyor ki iç tüketim de ciddi bir problem.
Birleşmiş Milletler raporları ve bağımlılık araştırmacıları, genç nüfus başta olmak üzere polymadde (birden fazla madde) kullanım eğiliminin ve ölüm oranlarının arttığını bildiriyor. Örneğin 2024’te 427 kişinin doğrudan madde bağlantılı nedenlerle hayatını kaybettiği rapor edildi; kurbanların büyük bir bölümü 30 yaş altıydı ve çoklu madde kullanımı oranı yüksek bulundu.
Stratejik Konum ve Politika Tartışmaları
Türkiye’nin jeopolitik konumu, yalnızca uyuşturucunun Avrupa’ya giriş yolu olması açısından değil, aynı zamanda Orta Asya ve Orta Doğu kaynaklı sentetik maddeler için köprü olması açısından da kritik. Hükümet tarafından duyurulan sınır yakalamaları her ne kadar büyük rakamlarla ilan edilse de, uzmanlar yakalanan hacmin sadece trafiğin görünen kısmı olduğunu ve yüzlerce hatta binlerce tonluk daha geniş akışın kalitesiz izlemeye takıldığını ileri sürüyor.
Bu durum, sadece cezai değil halk sağlığı odaklı politikaların da gerekliliğini gösteriyor; zira yüksek hacimli uyuşturucu akışı ve iç kullanım eğilimleri, suç baskısıyla birlikte tedavi ve rehabilitasyon ihtiyacını dramatik biçimde artırıyor.
Kaynaklar:
– Türkiye Uyuşturucu Raporu 2025, İçişleri Bakanlığı verileri (Nordic Monitor)
– EMCDDA Avrupa Uyuşturucu Raporu ve Türkiye’nin ele geçirmeleri (Turkish Minute)
– Türkiye narkotik ölüm ve tutuklama verileri (P.A. Turkey)
- Gençlik Neden Daha Katı Dindarlığa Yöneliyor: Kimlik Arayışı, Aidiyet Ve Boşluk - 24 Aralık 2025
- Araştırma Analizi: Türkiye’nin Narkotik Haritası, Transit Koridor, Artan Madde Akışı ve Toplumsal Etkiler - 20 Aralık 2025
- EAPN Uyarıyor: Yoksulluk ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Türkiye’de de Kadınların Ruh Sağlığını Derin Bir Krize Sürüklüyor - 14 Aralık 2025










