CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Sezgin Tanrıkulu, yeni çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tanrıkulu, Kürtlerde “Erdoğan’ın çıkarı yoksa bu iş olmaz. Erdoğan’ın çıkarı biterse bu işi bozar” şeklinde bir kanaatin bulunduğunu belirterek, iktidarın süreçle ilgili motivasyon eksikliğine dikkat çekti.
Tanrıkulu, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu süreçten “ne kazanacağız, ne kaybedeceğiz” hesabı yaptığını düşündüğünü belirterek, “Bu nedenle Meclis açılmadan önce atılması gereken adımlar konusunda da herhangi bir işaret verilmedi” dedi.
“Bu sürecin Meclis’te tasarlanması çok önemli”
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 5 Ağustos’ta TBMM’de kurulduğunu ve bugüne dek 12 toplantı yaptığını aktaran Tanrıkulu, başlangıçta İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanı’nın dinlendiğini, sonraki oturumların ise kamuya açık şekilde gerçekleştirildiğini ifade etti.
“Bu sürecin tasarımı Meclis’te olması çok önemli. Meclis sonuçta millet iradesinin tecelli ettiği en önemli yer. Bugüne kadar hiçbir zaman muhatap alınmamış çevreler, olay mağdurları geliyor ve kendilerini ifade ediyor” diyen Tanrıkulu, çatışmanın tüm mağdurlarının doğrudan konuşma imkanı bulduğu bir sürecin Türkiye’de daha önce yaşanmadığını vurguladı.
“Türkiye’de daha önce benzeri yaşanmadı”
Komisyon oturumlarında farklı toplumsal kesimlerin baskı olmadan görüşlerini dile getirdiğini belirten Tanrıkulu, “Akil insanlar dönemi olmuştu ama bunun gibi değildi. Meclis’te milletvekillerinin dinlediği böyle bir oturum olmamıştı” dedi.
Tanrıkulu, bu sürecin 2012’de önerildiğini, ancak o dönem MHP’nin tutumu ve AKP’nin irade eksikliği nedeniyle parlamentoda hayata geçirilmediğini hatırlattı. Bugün gelinen noktada ise sürecin Meclis çatısı altında yürütülmesinin önemine yeniden tanıklık ettiklerini söyledi.
“Bu mesele sadece bir güvenlik meselesi değil”
Komisyonda yapılan görüşmelerde dile getirilen ortak kanaatin, “Kürt meselesi sadece bir güvenlik sorunu değildir” olduğunu aktaran Tanrıkulu, güvenliğin önemli bir boyut olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını vurguladı.
“Negatif barış silahların susmasıdır. Ama pozitif barışa, demokratik adımların atıldığı bir aşamaya geçmek gerekir” diyen Tanrıkulu, güven artırıcı önlemlerin sürecin başarısı açısından kritik olduğuna dikkat çekti.
“Demirtaş ve kayyumlar güven testidir”
Komisyona katılan kurumların büyük bölümünün güven artırıcı önlemlerin gerekliliğine işaret ettiğini belirten Tanrıkulu, şu örnekleri verdi:
“Bu süreç olacaksa, insanlar şu soruyu soruyor: Selahattin Demirtaş neden hâlâ hapiste? Kayyumlar neden hâlâ görevde? Bunlar için yasal düzenlemeye gerek yok. İçişleri Bakanlığı bir yazıyla kayyumları atadıysa bir yazıyla da görevden alabilir. Bu güven artırıcı önlemdir.”
“AKP’den motivasyon işareti yok”
Tanrıkulu, Kürtlerde “Erdoğan’ın çıkarı yoksa bu iş olmaz” algısının güçlü olduğunu belirterek şunları söyledi:
“AKP’nin bu süreçle ilgili motivasyon eksikliği var. Şu anda ölçtükleri şey kazanç-kayıp dengesi. 1 Ekim’de Meclis açılmadan önce atılması gereken adımlar konusunda da herhangi bir işaret vermediler. ‘Sorun aynı zamanda bir demokrasi sorunudur’ cümlesini dahi kurmadılar. İstanbul’da kent uzlaşması nedeniyle cezaevinde olan siyasetçilerin tutukluluklarının anlamsız olduğunu bir AKP’li milletvekili bile söyleyebilirdi; ama duymadık.”
“Komisyon yasa yapmayacak ama çerçeve önerecek”
Tanrıkulu, önümüzdeki hafta hukuk örgütlerinin dinleneceğini, tartışmaların mevzuat ve yasal çerçeveye odaklanacağını açıkladı.
“Kendisini feshetmiş, silah bırakmış bir örgüt var. Bu iş askıda bırakılamaz. Mutlaka yasal çerçevesi olması lazım. Bu sadece silah bırakanlara değil, cezaevindeki haksız infaz mağdurlarına da ilişkin olmalı. Biz komisyon olarak yasa yapmayacağız ama çerçevesini önereceğiz” dedi.
“Öcalan’ın dinlenmesi gündemimize gelmedi”
DEM Parti ve MHP’nin, komisyonun Abdullah Öcalan’ı dinlemesi yönündeki çağrılarına da değinen Tanrıkulu, bu konunun henüz gündeme gelmediğini söyledi.
“Eğer gündeme gelirse, CHP’nin MYK’sı, Parti Meclisi ve Genel Başkanımız konuyu değerlendirir ve kararı komisyonda açıklarız. Ancak henüz gündeme gelmeyen bir konu hakkında görüş bildirmem doğru olmaz” ifadelerini kullandı.