Ortadoğu ve Kuzey Afrika, dünyada su kıtlığından en çok etkilenen bölgeler arasında
İklim değişikliğinin etkileri Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da artık günlük hayatı belirliyor. Irak’tan İran’a, Türkiye’den Mısır’a kadar geniş bir coğrafyada insanlar ya çok az suyla yaşamaya çalışıyor ya da tamamen susuz günler geçiriyor. Dünyanın başka hiçbir bölgesi, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kıtlığını bu ölçekte hissetmiyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu World Resources Institute’nun verilerine göre, dünyada en az su kaynağına sahip 15 ülkenin 13’ü bu bölgede bulunuyor. Haritalarda koyu kırmızıyla gösterilen bu ülkeler, küresel iklim krizinin en sert yüzüyle karşı karşıya.
Irak: “Medeniyetin beşiği” kuruyor
Irak’ta binlerce yıldır yaşamı var eden Fırat ve Dicle’nin suları artık çekiliyor. Çiftçiler tarlalarını terk etmek zorunda kalıyor. 62 yaşındaki Abu Mohammed, “Artık bu işi sürdüremiyoruz” diyerek ailesiyle birlikte Bağdat yakınlarındaki bahçelerini bırakıp göç etti.
Resmî verilere göre, şimdiden 150 bin insan kuraklık nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. Güneyde, suyun azalması yüzünden sık sık protestolar yaşanıyor. Uzmanlar, bu bölgenin yakında tamamen yaşanmaz hale gelebileceği uyarısını yapıyor.
Bahreyn: Hayat tuzlu su arıtmasına bağlı
Körfez’in küçük ada ülkesi Bahreyn, dünyanın en ağır su sıkıntısı çeken ülkesi. Sıcaklıkların 34 derecenin altına neredeyse hiç inmediği ülkede, yaşam ancak deniz suyunun arıtılmasıyla mümkün. Bahreyn ve diğer Körfez ülkeleri, içme suyunun %90’a yakınını bu yöntemle sağlıyor.
Ancak arıtma tesisleri, devasa miktarda tuzlu atık suyu denize bırakıyor. Bir balıkçı, “Denizin rengi değişti, kokusu dayanılmaz oldu, balıklarımız kaçtı” diye konuştu. Bilim insanlarına göre, bu süreç Pers Körfezi’ndeki ekolojik dengeleri geri dönülmez biçimde bozabilir.
İran: Tahran’da su tükeniyor
Kuraklığın en sert vurduğu ülkelerden biri de İran. Başkent Tahran’da 15 milyondan fazla insan yaşıyor ve musluklar günde birkaç saat kesiliyor. Uzmanlara göre, ekim ayı itibarıyla su tamamen tükenebilir.
Sorunun temelinde yanlış tarım politikaları var. Yıllardır buğday ve pirinç gibi suya en çok ihtiyaç duyan ürünler desteklendi. Böylece hem yeraltı suları çekildi hem de topraklar yıprandı. Sonuçta binlerce aile kırsaldan göç ederek büyük şehirlere akın etti.
Mısır: Nil yetmiyor
Antik Mısır’ı var eden Nil Nehri, artık ülkenin devasa nüfusunu beslemekte yetersiz kalıyor. 108 milyonluk nüfus, her dokuz ayda bir milyon kişi daha artarken, kişi başına düşen su miktarı 500 metreküpün altına düşmek üzere. Bu da ülkeyi “mutlak su kıtlığı” eşiğine getiriyor.
Ayrıca yükselen deniz seviyesi yüzünden Akdeniz’in tuzlu suları iç bölgelere sızıyor. Arazilerin %40’ı tuz kriziyle karşı karşıya. Sebzeler sararıp çürürken, buğday üretimi düşüyor. Hükümet yıllar önce pirinç ekimini büyük ölçüde yasakladı.
Türkiye: Susuz tarla, susuz tatil beldeleri
Türkiye’de ise iklim değişikliği tarımı ve turizmi aynı anda vuruyor. Trakya’da ayçiçek tarlaları dört aydır yağmur görmedi. Üreticiler, rekoltenin %60’a kadar düşeceğini söylüyor.
Ege kıyılarında ise İzmir ve Bodrum gibi kentler su kesintileriyle yaşıyor. Özellikle yaz aylarında artan turizm nüfusu, krizi daha da derinleştiriyor. Meteoroloji’ye göre bu yılın temmuz ayı, son 55 yılın en sıcak temmuzu oldu. Yağış miktarı da mevsim normallerinin %39 altında gerçekleşti.
Ortadoğu: Su kıtlığının haritası
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da her geçen yıl daha fazla insan göç etmek zorunda kalıyor. Çiftçiler, balıkçılar ve işçiler geçim kaynaklarını kaybediyor. Kentlerde milyonlarca insan musluk başında saatlerce bekliyor.
Uzmanlara göre, bu tablo sadece ekolojik değil, aynı zamanda siyasal ve toplumsal bir kriz anlamına geliyor. Çünkü susuzluk, göçleri tetiklediği gibi çatışmaları da körüklüyor. “Medeniyetin beşiği” olan topraklar, şimdi bir “susuzluk coğrafyası”na dönüşüyor.
- DEM Parti Eş Genel Başkanlarından CHP’ye Kritik Ziyaret - 10 Eylül 2025
- Murat Emir’den Sert Kayyum Tepkisi: “Demokrasiye Açık Bir Darbe Yapılıyor” - 10 Eylül 2025
- Yeni Eğitim Yılı Başlarken Eşitsizlik Tablosu - 10 Eylül 2025