Stajyer ve Çırakların İş Cinayetleri: Sessiz Kayıplar

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in KARDEMİR’de yaşanan ölümcül iş kazasına ilişkin paylaşımı, Türkiye’de yıllardır süren stajyer ve çırak iş cinayetlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Eğitim adı altında ağır sanayi koşullarında çalıştırılan çocuk ve gençler, ne işçi ne de öğrenci statüsünde tam anlamıyla korunuyor.

KARDEMİR’de Bir Can Kaybı Daha

Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nda (KARDEMİR) staj yapan Yağız Yıldız’ın Kontinü Kütük Haddehanesi’nde meydana gelen iş kazasında yaşamını yitirmesi büyük üzüntü yarattı. Olayı sosyal medya hesabından duyuran CHP’li Gürer, “Son yıllarda staj ve çırak iş cinayetleri dikkat çekici boyutlara ulaştı” diyerek sorunun sistematik hale geldiğine dikkat çekti.

Gürer ayrıca, stajyer ve çırakların emekliliğe esas sigortalarının dahi başlatılmamasının, çocuk emeğinin güvencesiz biçimde sömürülmesinin açık bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Eğitim mi, Sömürü mü?

Türkiye’de mesleki eğitim kapsamında sanayi tesislerine yönlendirilen binlerce çocuk ve genç, “öğrenci” statüsünde sayıldıkları için iş kanunlarının sağladığı temel haklardan yararlanamıyor. Sigorta primleri yalnızca sağlıkla sınırlı tutuluyor; emeklilik ve iş güvenliği hakları ise kapsam dışında bırakılıyor.

İş cinayetleri istatistikleri, çırak ve stajyer ölümlerinin yıllar içinde arttığını gösteriyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporlarına göre her yıl onlarca çocuk ve genç, “eğitim” adı altında ağır işlerde çalıştırılırken hayatını kaybediyor.

Çocuk İşçiliği ve İş Cinayetleri

Stajyer ve çırakların ölümleri, Türkiye’de çocuk işçiliğinin görünmez bir boyutu olarak öne çıkıyor. Özellikle organize sanayi bölgelerinde, metal, tekstil ve inşaat sektörlerinde çalışan çocuklar, iş güvenliği tedbirlerinin yetersizliği nedeniyle en kırılgan grubu oluşturuyor.

Uzmanlar, öğrencilerin eğitim kurumlarından koparılarak erken yaşta sanayiye yönlendirilmesinin hem pedagojik hem de insani açıdan sakıncalı olduğunu belirtiyor. Ancak yıllardır yapılan çağrılara rağmen, mevzuatta köklü bir düzenleme yapılmadığı için ölümler sürüyor.

“Çocuklarımızı Kaybetmeye Devam Edemeyiz”

Gürer’in paylaştığı mesaj, toplumun en kırılgan kesimlerinden biri olan gençlerin yaşadığı kayıplara dikkat çekiyor. Çocukların “öğrenci” statüsü altında üretim sürecine sokulması, iş güvenliği tedbirlerinden yoksun bırakılması ve emeklilik hakkının dahi tanınmaması, iş cinayetlerinin devam edeceğini gösteriyor.

Yağız Yıldız’ın ölümü, yalnızca bir fabrikanın sorumsuzluğu değil, aynı zamanda devletin yıllardır görmezden geldiği yapısal bir sorunu bir kez daha açığa çıkardı.