Yeni bir akademik araştırma, iklim değişikliğinin etkilerinin yalnızca ölümlerle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor: Hamilelikte aşırı sıcak ve özellikle yüksek neme maruz kalmak, çocuklarda kalıcı gelişim geriliğine yol açıyor; risk milyonlarca çocuğu kapsayacak ölçüde büyüyor.
Aşırı Sıcaklar Yalnızca Öldürmüyor, Yaşamı Da Şekillendiriyor
Aşırı sıcakların insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri uzun süredir biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yüksek sıcaklıklara maruz kalmanın kalp-damar hastalıkları, diyabet ve astım gibi kronik rahatsızlıkları ağırlaştırdığına dikkat çekiyor. Avrupa’da bu yaz yaşanan sıcak hava dalgaları, yaklaşık 24 bin 400 kişinin ölümüne yol açtı. Bilim insanlarına göre, insan faaliyetlerinin neden olduğu küresel ısınma olmasaydı bu ölümlerin 16 bin 500’ü yaşanmayacaktı.
Ancak Kaliforniya Üniversitesi Santa Barbara (UC Santa Barbara) bünyesinde yürütülen ve Science Advances dergisinde yayımlanan yeni çalışma, iklim krizinin etkilerinin ölüm istatistiklerinin çok ötesine geçtiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre aşırı sıcaklar, özellikle hamilelik döneminde maruz kalındığında, çocukların fiziksel gelişimini kalıcı biçimde sekteye uğratıyor.
Nem, Isı Stresini Katlıyor
Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri, nemin tek başına sıcaklıktan çok daha yıkıcı bir etki yaratması. İnsan vücudu serinlemek için terleme mekanizmasını kullanıyor; ancak nemli havalarda terin buharlaşması zorlaştığı için vücut ısısı düşürülemiyor.
Araştırmanın başyazarı Katie McMahon, bu durumu şöyle özetliyor: “Nem yüksek olduğunda, sıcaklık çok aşırı olmasa bile vücutta ısı birikiyor ve ciddi bir ısı stresi ortaya çıkıyor.” McMahon’a göre hamile kadınlar, kilo artışı ve hormonal değişimler nedeniyle bu strese karşı çok daha savunmasız.
Isı stresi, hamileliğin ileri dönemlerinde erken doğumu tetikleyebiliyor. Bu da çocuklarda hem kısa vadeli sağlık sorunlarına hem de yaşam boyu sürebilecek gelişim bozukluklarına yol açıyor.
Çocuklar Daha Kısa, Daha Kırılgan Bir Geleceğe Doğuyor
Araştırmacılar, 5 yaş altı çocuklarda kronik sağlık ve gelişim göstergesi olarak kullanılan “yaşa göre boy” verilerini inceledi. Sonuçlar çarpıcı: Hamilelik süresince üç trimester boyunca hem aşırı sıcak hem de yüksek neme maruz kalan çocukların, yaşlarına göre ortalama yüzde 13 daha kısa olduğu tespit edildi. Buna karşılık, yalnızca sıcak artışına maruz kalmanın etkisi yüzde 1 düzeyinde kaldı.
Bu bulgu, nemin iklim krizindeki rolünün bugüne dek ciddi biçimde hafife alındığını ortaya koyuyor. Çalışma özellikle, iklim krizinin etkilerini en sert şekilde yaşaması beklenen Güney Asya ülkelerinde yürütüldü.
Milyonlarca Çocuk Gelişim Geriliği Riski Altında
Araştırmaya göre, yüksek emisyon senaryosunda 2050’ye kadar öngörülen sıcaklık ve nem koşullarının gerçekleşmesi halinde, yalnızca Güney Asya’da yaklaşık 3,5 milyon çocuk gelişim geriliği riskiyle karşı karşıya kalacak. Üstelik küresel ısınma sanayi öncesi döneme kıyasla 2 santigrat dereceyle sınırlandırılsa bile, bölgenin her yıl ölümcül sıcak hava olayları yaşayacağı öngörülüyor.
McMahon, “Aşırı hava olayları öldürdüğünden çok daha fazla insana zarar veriyor. Sadece ölüm sayılarına bakmak, iklim krizinin gerçek bedelini görünmez kılıyor,” diyerek iklim politikalarının yalnızca felaket anlarına değil, uzun vadeli toplumsal sonuçlara da odaklanması gerektiğini vurguluyor.
- NHY / Science Advances dergisi, Kaliforniya Üniversitesi Santa Barbara (UC Santa Barbara), Dünya Sağlık Örgütü (WHO)

















