Türkiye, Antidepresan Kullanımında OECD Zirvesinde: Ruh Sağlığı Krizi Derinleşiyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde yaptığı açıklamada Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında antidepresan kullanımında birinci sırada olduğunu vurguladı. “Ruh sağlığı bir ayrıcalık değil, temel haktır” diyen Şahbaz, hükümetin ruh sağlığını piyasa mantığına terk ettiğini ve kamusal bir sistem kurulmadıkça krizin büyüyeceğini söyledi.

Ruh Sağlığına Ayrılan Bütçe Avrupa Ortalamasının Onda Biri

Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerine ayrılan kamu bütçesi, Avrupa ortalamasının çok gerisinde. Şahbaz, “Sağlık bütçesinin yüzde 1’inden azı ruh sağlığına ayrılıyor. Halkın ruh sağlığı değil, ilaç tekelleri ve kriz yönetimi finanse ediliyor” diyerek yapısal yetersizliğe dikkat çekti.

Her altı yetişkinden birinin ruhsal desteğe ihtiyaç duyduğu Türkiye’de, psikiyatrist sayısı dünya ortalamasının çok altında, psikolog atamaları ise yok denecek kadar az. Bu tablo, krizin yalnızca bireysel değil toplumsal bir boyutu olduğunu da gözler önüne seriyor.

Dakikalarla Sınırlı Muayeneler, İlaç Dayatması

Kamuda ruh sağlığı hizmetine erişim neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Kamu hastanelerinde bir hastaya ayrılan muayene süresi dakikalarla sınırlı kalırken, terapiye erişim büyük ölçüde özel sektöre bırakılmış durumda. Şahbaz, “Terapi yok, ilaç dayatması var. Sonuç: Türkiye, OECD ülkeleri arasında antidepresan kullanımında zirvede” sözleriyle tabloyu özetledi.

Bu durum, bireylerin tedavi sürecinde uzun vadeli ve bütüncül destek alamamasına; krizin ilaçla geçici olarak bastırılmasına neden oluyor. Ruh sağlığı hizmetleri, özel sektörün yüksek maliyetli sistemine mahkûm edilmiş durumda.

Çalışanlar Mobbing ve Yoksulluk Kıskacında

Ruh sağlığı krizinin önemli bir boyutu da çalışma hayatında yaşanıyor. Şahbaz, hemşirelerin yüzde 86’sının ve sağlık çalışanlarının yarısından fazlasının mobbinge maruz kaldığını, uzun mesai saatleri, düşük ücret ve güvencesizlik nedeniyle depresyonun yaygınlaştığını aktardı.

Bu tablo, bireysel ruhsal çöküşlerin arkasında yapısal ve ekonomik koşulların belirleyici rol oynadığını gösteriyor. Şahbaz, “Ruh sağlığı krizi bireysel değil; piyasacı düzenin toplumsal faturasıdır” diyerek sorunun köküne işaret etti.

Kamusal, Toplum Temelli Bir Ruh Sağlığı Sistemi Mümkün

Şahbaz, çözüm önerilerini de paylaştı:

“Bu ülkenin ihtiyacı; ücretsiz, kamusal, toplum temelli ruh sağlığı merkezleridir. Psikolog, psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve diğer uzmanların birlikte çalıştığı güçlü bir sistem kurulmadıkça halkın ruh sağlığı da geleceği de güvende olmayacak.”

CHP, multidisipliner bir modelle Halk Sağlığı Merkezleri ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri kurmayı hedefliyor. Bu merkezlerde önleyici hizmet, rehabilitasyon ve danışmanlık ücretsiz olacak. Şahbaz, “Ruh sağlığına yatırım, insana ve topluma yapılan en verimli yatırımdır” diyerek kamucu sağlık sistemine vurgu yaptı.


  • NHY / ANKA Haber Ajansı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz’ın 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü açıklaması