Evrimin Sessiz Tanığı: Dünya’daki İlk Hayvan Deniz Süngeri Çıktı

541 milyon yıl öncesine uzanan kimyasal izler, evrim tarihinin en büyük gizemlerinden birine ışık tuttu. MIT öncülüğünde yapılan yeni araştırma, Dünya’daki ilk hayvanın yumuşak vücutlu bir deniz süngeri olduğunu güçlü kanıtlarla ortaya koydu. Bu bulgu, evrimsel kökenlerimize dair tartışmalarda bir dönüm noktası anlamına geliyor.

Kimyasal Fosiller, Klasik Fosillerin Yerini Aldı

Evrim teorisinin ortaya atılmasından bu yana, “Dünya üzerinde yaşamış ilk hayvan neydi?” sorusu biyoloji dünyasının en temel tartışmalarından biri oldu. Bir kesim bilim insanı deniz süngerlerini, bir diğer kesim ise taraklı denizanalarını ilk hayvan olarak öne sürüyordu.

Ancak Massachusetts Institute of Technology (MIT) liderliğindeki bir araştırma ekibi, fosil kemiklere değil, kayaçların içine hapsolmuş antik kimyasal izlere odaklanarak bu tartışmayı sona erdirebilecek bir sonuca ulaştı. Umman, Batı Hindistan ve Sibirya’dan alınan 541 milyon yıldan daha yaşlı kaya örneklerinde yapılan analizler, deniz süngerlerinin ilkel atalarının ilk hayvanlar olduğunu kanıtladı.

C30 ve C31 Steranlar: Antik Yaşamın Moleküler İzleri

Ekip, süngerlerin hücre zarlarında bulunan sterol adlı organik bileşiklerin jeolojik olarak kararlı formları olan C30 ve C31 steranlarını tespit etti. Bu nadir moleküller, klasik fosillerin koruyamadığı yumuşak dokuların yerini tutarak antik yaşamın izlerini bugüne taşıyor.

2009’da keşfedilen C30 steranlar ilk ipuçlarını vermişti; ancak bu bulgular, biyolojik olmayan süreçlerle de açıklanabileceği için tartışmalıydı. Yeni araştırma, bu tartışmayı C31 sterolünün keşfiyle aştı. Beklenmedik düzeyde yüksek C31 steran seviyeleri, sünger kökenli biyolojik üretimin güçlü bir göstergesi olarak değerlendirildi.

Modern Süngerlerle Antik İzler Arasında Doğrudan Bağlantı

Lubna Shawar öncülüğündeki bilim insanları, modern demosüngerleri analiz ederek bazılarının hâlâ C31 sterolleri ürettiğini ortaya koydu. Bu, antik izlerle yaşayan türler arasında doğrudan bir evrimsel köprü kurdu.

Laboratuvar ortamında sekiz farklı C31 sterolü sentezleyen ekip, bu moleküllerin yüz milyonlarca yıl süren jeolojik süreçler sonrası nasıl dönüştüğünü simüle etti. Sonuçta yalnızca iki molekül, antik kayalarda bulunan C31 sterolleriyle tam eşleşti — bu da kimyasal izlerin güvenilirliğini pekiştirdi.

Ediacaran Dönemi’ne Giden Yol: Evrimin Sessiz Başlangıcı

Araştırmacılar, bulguların yalnızca süngerlerin değil, Ediacaran Dönemi’nin ekosistem dinamiklerini anlamada da kritik bir dönemeç olduğunu vurguluyor. O dönemlerde henüz iskeletli canlılar yoktu; okyanuslarda yumuşak vücutlu organizmalar sessizce evrim sahnesine çıkıyordu.

Bugün Apple gibi yüksek teknoloji şirketlerinin ürünlerini mümkün kılan biyolojik karmaşıklığın kökenleri, işte bu sessiz süngerlerde yatıyor. Evrimin köklerini anlamak, modern bilimin de sınırlarını genişletiyor.

Yeni Araştırma Alanları Açılıyor

Bilim insanları, şimdi dünyanın farklı bölgelerindeki antik kayaçlarda benzer kimyasal fosilleri arayarak evrimsel zaman çizelgesini daha da netleştirmeyi planlıyor. Bu çalışma yalnızca “ilk hayvanı” belirlemekle kalmıyor, yaşamın okyanuslardaki evrimsel başlangıcına dair yepyeni bir araştırma ufku açıyor.


  • NHYMassachusetts Institute of Technology (MIT), Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS), 2025, Roger Summons ve Lubna Shawar, MIT Jeobiyoloji Araştırma Ekibi