İstanbul Barosu Davası | Kaboğlu: Adil Yargılama İlkeleri İşletilmiyor

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve baro yönetim kurulu üyelerinin yargılandığı davanın ikinci duruşması, Silivri Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda yapılıyor. Baro yöneticileri “terör örgütü propagandası” ve “halkı yanıltıcı bilgi yaymak” suçlamalarıyla 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan’ın yanı sıra çok sayıda baro başkanı, uluslararası hukuk örgütlerinin temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerinin yöneticileri takip ediyor.

“Silivri’de irademiz baskı altında”

Duruşmada ilk sözü İstanbul Baro Yöneticisi Metin İriz aldı. Savunma yapmayı reddeden İriz, duruşmanın Silivri’ye taşınmasını bir “baskı yöntemi” olarak değerlendirdi. “Silivri soğuktur, soğukta tutma bir işkence yöntemidir” diyen İriz, davalarının Çağlayan Adliyesi’nde görülmesi halinde savunma yapacağını açıkladı.

Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu da benzer şekilde duruşmanın kent merkezindeki uygun bir salona alınmasını talep etti. Kaboğlu, “Adil yargılama ilkeleri burada işletilmiyor. Bu yargılama hukuksuzdur” dedi.

Kaboğlu: Hukuk kurumunun hukuka aykırı yargılanması

Kaboğlu, bir hukuk kurumunun hukuk ihlalleriyle yargılanmasının dünyada eşi benzeri olmadığını belirterek, “Çağlayan ile Silivri’de hukuk kuralları farklı uygulanıyor. Bu, ölçülülük ilkesine aykırıdır” dedi. Anayasa’nın 13. maddesine atıfta bulunan Kaboğlu, temel hak ve özgürlüklerin keyfi sınırlanamayacağını vurguladı.

Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetlerini hatırlatan Kaboğlu, hukuk ve adalet talebini yineledi. Emniyetin kendisine koruma gerekmediğini bildirdiğini aktaran Kaboğlu, “Bu ülkede adalet talep edenler hedef haline getiriliyor” ifadesini kullandı.

Duruşmada protesto: Avukatlar alkışlarla tepki gösterdi

Kaboğlu’nun beyanlarının ardından savcılık, yargılamanın mevcut salonda sürdürülmesini talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini dikkate almadan ara verdi. Bu karara tepki gösteren avukatlar, alkışlarla protesto etti.

Duruşma öncesinde ise Baro Başkanı Kaboğlu’nun, İstanbul Barosu’na tahsis edilen odaya girişine izin verilmedi. Kaboğlu, bunu sosyal medyada paylaştığı videoyla duyurdu. Tepkiler üzerine baro odası yeniden avukatların kullanımına açıldı.

Sağkan: Yargı bağımsızlığına gölge düşüyor

TBB Başkanı Erinç Sağkan, duruşma öncesinde yaptığı açıklamada yargı bağımsızlığına duyulan kaygıyı dile getirdi. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ekim Bilen Selimoğlu ise davanın, “mücadeleci bir baronun engellenmesi” anlamına geldiğini söyledi.

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ise İstanbul Barosu davası ile CHP İstanbul İl Başkanlığı’na yönelik kayyım kararını aynı sürecin parçaları olarak değerlendirdi: “Demokratik hak ve özgürlükler giderek daha derin bir krizle karşı karşıya.”

Ulusal ve uluslararası gözlemciler Silivri’de

Duruşmayı Ankara, İzmir, Bursa, Hakkari, Kütahya, Muğla, Tekirdağ, Çanakkale, Sakarya, Kocaeli, Manisa, Denizli, Aydın ve Muş baro başkanlarının yanı sıra Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Yunanistan ve Norveç barolarından temsilciler de izliyor. Uluslararası hukuk örgütü temsilcileri, sürecin yakından takip edildiğini vurguladı.

Ne olmuştu?

İstanbul Barosu yönetimi, 2024 yılında Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için yaptığı açıklama nedeniyle “terör propagandası” ve “yanıltıcı bilgi yayma” suçlamalarıyla hedef alınmıştı. Bunun üzerine hem ceza davası hem de görevden alma davası açıldı.

21 Mart’ta görülen davada, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son vermiş, baroda seçim yapılmasına hükmetmişti. Bugün görülen ceza davası ise bu sürecin en kritik ayağı olarak görülüyor.