Türkiye’de Zincir Marketler ve İşçi Sömürüsü: “Hiper Market, Hiper Sömürü”

Kansu Yıldırım

Türkiye’de dev zincir marketlerde çalışan işçiler, günlük iş yaşamında reyonları yerleştirmekten, depolardaki ürün sayımına, ağır yük taşımaya kadar pek çok fiziksel baskıya maruz kalıyor. Kansu Yıldırım’ın Evrensel Gazetesi’nde yayımlanan yazısına göre, bu dev marketler hizmet üretimi ve meta dolaşımının yanı sıra emek sömürüsünün çok katmanlı mekanları olarak öne çıkıyor. Reklamlarda “güler yüzlü hizmet” ve “keyifli alışveriş” vurgusu yapılırken, sahada uygulanan fabrika tipi çalışma rejimi işçilerin ağır sömürüsüne dayalı.

Yıldırım, zincir marketlerin sadece Türkiye içindeki büyümesine değil, aynı zamanda uluslararası operasyonları üzerinden de düşük ücretli emek kullanımına dayandığını belirtiyor.

Zincirlenerek Büyüyen Sektör

“Perakende Raporu 2025” verilerine göre Türkiye’de organize gıda perakende sektörü büyümesini sürdürüyor. 2024 yılında 3 bin 478 yeni mağaza açılırken toplam mağaza sayısı 55 bin 737’ye ulaştı. Şube sayısı beş ve üzerinde olan zincir marketler, 2014-2024 arasında yüzde 193 oranında büyüyerek yerel marketlerin çok önüne geçti.

Sektördeki sermaye yoğunlaşması, oligopol piyasaların oluşmasına ve küçük şirketlerin pazar paylarını kaybetmesine yol açıyor. Önümüzdeki 7 yılda yaklaşık 25 bin yeni marketin açılması öngörülüyor. Migros, CarrefourSA, BİM ve Şok gibi zincirler, agresif şubeleşme ve düşük ücret politikalarıyla pazar paylarını artırıyor.

Zincir Marketlerin Kârları ve Yurt Dışı Operasyonları

2024 yılında BİM’in kârı 18.6 milyar TL’ye ulaşırken, Migros 6.3 milyar TL kâr elde etti. Şok Marketler’in cirosu 202 milyar TL’yi buldu. CarrefourSA ise 44.3 milyar TL ciro ile Türkiye’nin en büyük şirketleri arasında 65. sırada yer aldı.

Aynı dönemde zincir marketler, uluslararası finans kuruluşlarından da ciddi krediler sağladı. Örneğin, A101 Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 200 milyon dolarlık “yeşil dönüşüm” kredisi alırken, Şok Marketler EBRD ve Akbank ortaklığında başlatılan Tedarik Zinciri Finansman Programı’na katıldı. Yıldırım’a göre bu finansmanlar, işçilerin sömürüsünü artırmak ve şirketlerin pazar payını büyütmek için kullanılmakta.

Ücretler Yoksulluk Sınırının Altında

Market işçilerinin maaşları, çalıştıkları koşullara rağmen yoksulluk sınırının altında kalıyor. 2025 verilerine göre, market işçileri aylık en düşük 22 bin 900 TL, ortalama 27 bin 300 TL ücret alıyor. Deneyimli işçilerde bile maaşlar 30 bin TL’yi geçmiyor. Birleşik Metal-İş Sendikasına bağlı Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin raporuna göre, tek başına yaşayan bir kişinin temel yaşam giderleri en az 41 bin 857 TL.

Yıldırım, zincir marketlerdeki düşük ücret politikalarının, ağır iş temposu, uzun çalışma saatleri ve hak gasplarıyla birleşerek işçilerin despotik bir çalışma rejimine tabi olduğunu vurguluyor.

Piyasa Despotizmi: Burawoy’un Teorisiyle Zincir Marketler

Michael Burawoy’un “piyasa despotizmi” kavramına atıfta bulunan Yıldırım, zincir marketlerde işçilerin neredeyse fabrika koşullarında nesneleştiğini ifade ediyor. Kasada, reyonda veya depoda çalışan işçiler, sermayenin mutlak kontrolü altında, düşük ücret ve işsizlik tehdidi ile sürekli baskı altında tutuluyor. İşçiler, kasaya bakma, mal indirme ve sayım gibi işlerle bitmeyen bir döngüye mahkûm.

Resmî Teftişler ve Mevzuat İhlalleri

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2017 tarihli raporu, zincir marketlerdeki ihlalleri kayıt altına almıştı. 3 bin 5 markette yapılan denetimlerde, işçilerin 12-15 saatlik mesaiye tabi tutulduğu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediği, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin verilmediği tespit edildi. Ayrıca çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması, kadın işçilerin doğum öncesi/sonrası sürelerinde çalıştırılması gibi ciddi mevzuat ihlalleri görüldü.

Yıldırım’a göre pandemi ve yüksek enflasyon dönemleri, bu ihlallerin artmasına ve zincir marketlerdeki işçi sömürüsünün derinleşmesine yol açtı.

Hiper Market, Hiper Sömürü

Kansu Yıldırım yazısında zincir marketleri, emek sömürüsü, düşük ücret politikaları ve uluslararası finansman kaynaklarıyla beslenen “hiper sömürü mekanları” olarak tanımlıyor. İşçiler, güvencesiz, esnek ve ağır çalışma koşullarına maruz kalırken, şirketler kârlarını büyütmeye ve pazar paylarını genişletmeye devam ediyor.

Kaynak: Kansu Yıldırım, Evrensel Gazetesi, “Türkiye’de zincir marketlerin ve market işçilerinin durumu: Hiper market, hiper sömürü”, 15.08.2025.