Ötzi: 5.300 Yıllık Bir Cinayetin Bilimle Aydınlanan Sırrı

Buz adam Ötzi’nin ölümü, sanal adli tıp ve 3D animasyon teknikleriyle yeniden incelendi. Bilim insanları, tarihin en eski cinayet vakalarından birine dair yepyeni ipuçlarına ulaştı.

1991 yılında Avusturya-İtalya sınırındaki Ötztal Alpleri’nde, 3.210 metre yükseklikteki bir buz tabakasının altında keşfedilen bir ceset, başta bir dağcının kalıntısı sanıldı. Ancak yapılan incelemeler, bu kişinin milattan önce 3.300’lü yıllarda, yaklaşık 5.300 yıl önce yaşamış bir erkek olduğunu ortaya koydu. Ötzi olarak adlandırılan bu buz adam, bugüne dek bilimsel olarak en detaylı biçimde incelenmiş tarih öncesi insan haline geldi.

Ötzi’nin kalıntıları, İtalya’nın Bolzano kentindeki Güney Tirol Arkeoloji Müzesi’nde muhafaza ediliyor. Bugüne dek yapılan araştırmalar, onun ölümüne yol açan koşullar kadar, yaşam tarzı, genetik mirası ve hastalık geçmişine dair de çok sayıda veri sundu. Ancak cinayet şüphesini bilimsel bir temele dayandıran asıl gelişmeler, tıbbi görüntüleme tekniklerinin son yıllarda ulaştığı seviye sayesinde mümkün oldu.

Vücut anatomisi ve ölüm nedeni: 3D teknolojiler iş başında

İlk başta ölüm nedeni olarak yüksek dağ koşullarında donma ihtimali gündeme geldi. Ancak 2001 yılında yapılan yeni taramalarda, Ötzi’nin omzunda saplı bir ok ucu tespit edildi. 2003’te yayımlanan bilimsel makalelerde, bu okun sol omuzdan girerek ana atardamarlardan biri olan subklavyen arterin yırtılmasına neden olduğu ve bunun da ölümcül bir iç kanamaya yol açtığı açıklandı.

2025 yılının Mayıs ayında International Journal of Legal Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, bu hipotezi detaylı biçimde sınadı. Danimarka Kopenhag Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nden Chiara Villa’nın liderliğindeki ekip, Bolzano Mumya Araştırma Enstitüsü’yle birlikte yürüttüğü bu araştırmada 2013 yılında çekilmiş yüksek çözünürlüklü BT (bilgisayarlı tomografi) görüntülerini tekrar analiz etti.

Hareketsiz bir beden, canlı bir hikâye: Otopsi artık sanal

Araştırmacılar, gelişmiş segmentasyon yazılımlarıyla Ötzi’nin vücudunu deri, kemik, damar ve kas yapılarına ayırarak 3 boyutlu bir model oluşturdu. Bu model, okun girdiği noktadan itibaren vücutta hangi yapıları zedelediğini, Ötzi’nin vücudunun o anda nasıl bir pozisyonda olduğunu ve ölüm anında yaşanmış olabilecek hareketleri simüle etmeyi sağladı.

Özellikle omuz kaslarındaki (deltoid, infraspinatus ve subskapularis) hasarlar ve kürek kemiğindeki (skapula) 3,8 x 1,7 cm boyutundaki kırık ayrıntılı biçimde belirlendi. Arterin yırtıldığı nokta ile ok ucunun ulaştığı bölge arasındaki mesafe ve açı da bu sanal otopsi ile analiz edildi. Ayrıca 64 cm³’lük bir hematom tespit edildi; bu hacim, dehidrasyona uğramış dokulara göre ayarlandığında yaklaşık 105 cm³ kana denk geliyor. Ancak bu miktar, tek başına ölümcül bir iç kanama için yeterli görünmüyor.

Cinayet anı canlandırıldı: Katil yukarıdaydı

Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri, Ötzi’nin vurulduğu sıradaki beden pozisyonuna dair oldu. Sanal ortamda kolu doğal pozisyonuna getirilen Ötzi’nin, okun isabet ettiği anda ayakta ve kolunun vücuda yakın bir pozisyonda olduğu belirlendi. Ayrıca, okun vücuda giriş açısına göre saldırganın Ötzi’ye göre daha yüksek bir noktada bulunduğu tespit edildi. Bu, saldırının bir tepeden ya da üst düzey bir konumdan geldiği ihtimalini güçlendiriyor.

Buna rağmen, Ötzi’nin saldırganı görüp görmediği, ona karşı koyup koymadığı gibi sorular hala net yanıt bulabilmiş değil. Ancak araştırmacılar, bu tür adli tıp destekli canlandırmalar sayesinde antik çağlara ait olayları daha net biçimde ortaya koymanın artık mümkün olduğunu vurguluyor.

DNA’sı da konuşuyor: Ataları, hastalıkları ve fiziksel özellikleri

Genetik analizler de Ötzi hakkında dikkat çekici bilgiler sunuyor. 2012’de yapılan ilk DNA analizlerinde Sardinya halkıyla yüksek genetik benzerlik bulunduğu ileri sürülmüştü. Ancak 2023’te Cell Genomics dergisinde yayımlanan yüksek kapasiteli yeni analizler, bu bulgunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu.

Ötzi’nin genetik olarak ağırlıklı biçimde Neolitik çağda Anadolu’dan gelen ilk çiftçilerden geldiği, buna daha küçük oranda Avrupa’nın yerli avcı-toplayıcı genetik mirasının eklendiği görüldü. Ayrıca kıvırcık olmayan siyah saçlar, koyu ten rengi, obeziteye yatkınlık, laktoz intoleransı, erkek tipi kellik ve yüksek koroner hastalık riski gibi birçok fenotipik ve sağlıkla ilgili veri de genlerinden okunabildi.

Dahası, vücudunda Lyme hastalığına yol açan Borrelia burgdorferi bakterisinin genetik izleri tespit edildi. Bu da Ötzi’yi, bu hastalığın bilinen en eski taşıyıcısı yapıyor.

Bilimin ışığında çözülmeye devam eden tarihî bir “soğuk vaka”

Ötzi’nin ölümüyle ilgili halen cevaplanmamış sorular olsa da, 3D sanal otopsi, genetik analizler ve ileri tıbbi görüntüleme teknikleri sayesinde bu soğuk vaka giderek daha fazla aydınlanıyor. Bilimin ulaştığı nokta, tarihin en eski cinayetlerinden birini binlerce yıl sonra çözmeye bir adım daha yaklaştırıyor.


Kaynaklar:

  • Villa C, Larsen S, Zink A, Lynnerup N. International Journal of Legal Medicine, 2025.

  • Wang K, Prüfer K, Krause-Kyora B, et al. Cell Genomics, 2023.

  • Keller A, et al. Nature Communications, 2012.

  • Murphy WA Jr, et al. Radiology, 2003.

  • Weber J, Wahl J, Zink A. J Shoulder Elbow Surg., 2025.

İstersen bu metni görselli, grafik destekli veya kısa versiyonuyla da sunabilirim.