Her hafta, bir kredi kartı büyüklüğünde plastiği “yutuyoruz”

Plastik kirliliği, günümüzün en büyük çevre sorunlarından biri. Dünya çapında her yıl yaklaşık 450 milyon ton plastik üretiliyor ve bunun sadece yüzde 9’u geri dönüştürülüyor. Geri kalan plastik atıklar ise karaya, su yollarına ve okyanuslara karışıyor. Plastik atıkların çoğu bozunmaya dirençli olduğu için yüzlerce yıl doğada kalabiliyor. Bu da hem vahşi yaşam hem de insan sağlığı için ciddi tehditler oluşturuyor.

Plastik kirliliğinin en görünür örneklerinden biri, Pasifik Okyanusu’nda bulunan Büyük Pasifik Çöp Girdabı’dır. Bu girdap, yaklaşık 1,6 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplayan ve 80 bin ton ağırlığında olan devasa bir plastik yığınıdır. Bu yığının içinde plastik şişeler, torbalar, oyuncaklar, balık ağları gibi büyük parçaların yanı sıra mikroplastik adı verilen küçük parçacıklar da bulunuyor. Mikroplastikler, güneş ışığı ve dalga hareketleriyle parçalanan plastiklerden veya kozmetik ürünlerde bulunan mikro boncuklardan oluşuyor. Bu parçacıkların boyutu 5 milimetreden küçük olduğu için gözle görülmeleri zor olabiliyor.

Plastik kirliliği sadece okyanuslarda değil, karada da büyük bir sorun. Plastik atıkların çoğu çöp döküm sahalarına gönderiliyor veya açık alanda yakılıyor. Bu da hem toprağı hem de havayı kirletiyor. Plastik atıkların yakılması sonucunda zehirli gazlar ortaya çıkıyor ve bu gazlar solunum yolu hastalıkları, kanser ve iklim değişikliği gibi sorunlara yol açıyor. Toprağa karışan plastikler ise bitkilerin büyümesini engelliyor ve toprak verimliliğini azaltıyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)’nin hazırladığı rapora göre, ortalama bir insan her hafta bir kredi kartı büyüklüğünde yaklaşık beş gram plastik yutuyor. Rapora göre dünya genelinde insanlar her yıl, 1 milimetreden küçük yaklaşık 102 bin plastik parçası yutuyor bu da 250 gram plastik anlamına geliyor. Bu plastiğin yüzde 90’ının musluk sularından ya da plastik şişe sularından geliyor.

Mikroplastiklerin insan sağlığına uzun vadeli etkileri henüz tam olarak bilinmiyor. Ancak bazı araştırmalar, mikroplastiklerin solunum yollarında iltihaplanmaya, bağışıklık sisteminde bozulmaya ve hormon dengesinde değişikliğe yol açabileceğini gösteriyor. Ayrıca mikroplastiklerin taşıdığı bazı kimyasalların da kısırlık, genetik mutasyon ve kanser gibi hastalıkların riskini artırabileceği belirtiliyor.

Bireysel olarak da plastik kirliliğine karşı mücadele etmek mümkün. Plastik kullanımını azaltmak için alışveriş yaparken bez çanta kullanmak, tek kullanımlık plastik ürünlerden kaçınmak, plastik şişe yerine su matarası tercih etmek, plastik ambalajlı gıdalar yerine taze gıdalar almak gibi basit adımlar atılabilir. Ayrıca plastik atıkları geri dönüştürmek için ayrıştırarak çöpe atmak veya geri dönüşüm merkezlerine göndermek de önemli. Plastik kirliliği konusunda farkındalık yaratmak ve bilinçlendirmek için sosyal medya, eğitim ve kampanyalar gibi araçlardan da yararlanılabilir.

Plastik kirliliği, hem doğa hem de insanlık için büyük bir tehlike. Bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için hepimizin sorumluluk alması ve üretmesi gerekiyor. Unutmayalım ki plastik kirliliği sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda bir sağlık ve adalet sorunudur.

NHY/ Science Direct, CHIP