Neoliberalizmden Modern Arz Yönlü Ekonomiye: ABD’nin Yeni Stratejisi ve Türkiye İçin Dersler

BirGün Gazetesi’nin internet sitesinde yayımlanan bir makalede, ekonomist Hayri Kozanoğlu, yeni Washington uzlaşması ve dünya ekonomisindeki değişimleri analiz ediyor. Makalede, neoliberalizmin gözden düşmesi, ABD’nin yeni açılımının hedefleri ve modern arz yönlü ekonomi başlıkları altında önemli tespitlerde bulunuyor.

Kozanoğlu, neoliberalizmin 1980’lerden beri dünyayı yönlendiren bir ideoloji olduğunu ancak 2008 küresel krizi ve 2020 pandemisi ile büyük bir darbe aldığını belirtiyor. Neoliberalizmin piyasa mekanizmasına dayanan ve devletin rolünü azaltan bir yaklaşım olduğunu hatırlatan Kozanoğlu, bu yaklaşımın eşitsizlikleri artırdığını, çevreyi tahrip ettiğini ve sosyal hakları gerilettiğini vurguluyor.

Kozanoğlu, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’ın ise neoliberalizmden uzaklaşan ve devletin ekonomide daha aktif bir rol oynamasını savunan bir politika izlediğini ifade ediyor. Biden’ın 6 trilyon dolarlık bir bütçe planı hazırladığını ve bu planın altyapı, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlara yatırım yapmayı hedeflediğini kaydeden Kozanoğlu, bunun ABD’nin küresel rekabet gücünü artırmak için atılmış bir adım olduğunu söylüyor.

Kozanoğlu, Biden’ın politikasının modern arz yönlü ekonomi (MAYE) adı verilen bir akımın etkisinde olduğunu belirtti. MAYE’nin temel savunucusu olan Stephanie Kelton’un “Bütçe Açığı Mitosu” adlı kitabını örnek gösteren Kozanoğlu, MAYE’nin egemen para birimi kullanan ülkelerin bütçe açığı vermesinin sorun olmadığını ve kamu harcamalarının ekonomiyi canlandıracağını iddia ettiğini anlattıyor.

Kelton‘un temel varsayımı şöyledir: “Bir ülke kendi para birimini yaratabiliyorsa, bütçe açığı vermekten korkmamalıdır. Çünkü bu ülke kendi para biriminde borçlanabilir ve bu borcu kendi merkez bankasının basacağı paradan ödeyebilir. Bu ülke için bütçe açığının tek sınırı enflasyondur. Eğer enflasyon yükselmeye başlarsa o zaman kamu harcamalarının azaltılması veya vergilerin artırılması gerekir. Bu ülke için faiz oranları da merkez bankasının kontrolündedir ve düşük tutulmalıdır. Bu ülke için para politikası etkisizdir ve mali politika daha önemlidir.” [1]**

Kelton’un kitabından başka bir alıntı yapacak olursak; MAYE’nin diğer bir iddiası da şöyle: “Bütçe açığı veren ülkeler borçlarını ödemek zorunda değildir. Çünkü bu ülkeler borçlarını kendi para biriminde ödeyebilirler. Bu ülkeler için borçlanmanın tek amacı faiz oranlarını düzenlemek ve finansal piyasaları istikrarlı tutmaktır. Bu ülkeler için borç/GSYH oranı anlamsızdır. Bu ülkeler için borçlanmanın tek riski enflasyondur.” [1]

Kozanoğlu, MAYE’nin geleneksel iktisat teorilerine meydan okuduğunu ve Keynesçi bir bakış açısı sunduğunu dile getirdi. Ancak MAYE’nin de bazı sorunları olduğunu ve özellikle gelişmekte olan ülkeler için geçerli olmadığını ifade ediyor. Kozanoğlu, MAYE’nin enflasyonu göz ardı ettiğini, dış ticaret açığı veren ülkeler için sürdürülebilir olmadığını ve küresel finansal sistemin gerçeklerini yansıtmadığını savunuyor.

MAYE yönetilen eleştiriler ise şöyle özetlenebilir: MAYE, egemen para birimi kullanan ülkelerin bütçe açığı vermesinin sorun olmadığını iddia ederken, bu ülkelerin dış borçlarını ve döviz kurlarını ihmal eder. MAYE, enflasyonu sadece talep kaynaklı bir olgu olarak görürken, maliyet kaynaklı enflasyonu ve yapısal faktörleri göz ardı eder. MAYE, merkez bankasının faiz oranlarını düşük tutmasını önerirken, bu durumun finansal istikrarsızlığa ve spekülatif ataklara yol açabileceğini göz önünde bulundurmaz. MAYE, kamu harcamalarının ekonomiyi canlandıracağını savunurken, bu harcamaların verimliliğini ve kalitesini sorgulamaz. MAYE, para politikasının etkisiz olduğunu ileri sürerken, para politikasının beklentiler üzerindeki rolünü ve iletişimin önemini ihmal eder. [2] [3]

Kozanoğlu, makalesinin sonunda yeni Washington uzlaşmasının dünya ekonomisinde nasıl bir değişim yaratacağının henüz belli olmadığını ancak Türkiye gibi ülkelerin bu değişime hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin kendi ekonomik sorunlarını çözmek için kendi alternatif politikalarını geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Kozanoğlu, bunun için de demokratikleşmenin şart olduğunu belirttiyor.


Kaynakça

[1] Kelton, S. (2020). Bütçe Açığı Mitosu: Egemen Para Birimi Kullanan Ülkeler İçin Modern Para Teorisi. İstanbul: İletişim Yayınları.

[2] Kaya, M. G., & Öz, E. (2016). Enflasyon, Bütçe Açigi ve Para Arzi Iliskisinin Türkiye Ekonomisi Açisindan Degerlendirilmesi: 1980-2014 Dönemi/Evaluation of Inflation, Budget Deficit and Money Supply Relations in Terms of Turkish Economy: Period of 1980-2014. Business and Economics Research Journal, 9 (4), 799-810.

[3] Okuyan, M. (2021). Modern Arz Yönlü Ekonomi: Bir Eleştiri. https://www.dunya.com/kose-yazisi/modern-arz-yonlu-ekonomi-bir-elestiri/614130