Ekrem İmamoğlu’nun Diploması İptal Edildi, Tutuklandı: “Demokrasi, Adalet ve Özgürlüğün Bittiğine İnanmayı Reddediyorum”

İSTANBUL — İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi ve ardından tutuklanması, Türkiye’de hem iç politikada hem de uluslararası arenada büyük tartışma yarattı. İmamoğlu, hakkındaki suçlamaları “siyasi” olarak nitelendirirken, Le Monde gazetesinde yayımlanan yazısında “Demokrasi, adalet ve özgürlüğün artık güncel olmadığına inanmayı reddediyorum” ifadelerini kullandı.

Diploma İptali ve Suçlamalar

İstanbul Üniversitesi, 18 Mart 2025’te aldığı kararla İmamoğlu’nun lisans diplomasını iptal etti. Kararın gerekçesi olarak, 1990 yılında Kuzey Kıbrıs’taki Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne geçiş sürecinde yapılan işlemlerin yönetmeliklere uygun olmadığı ve eğitim kurumunun denkliğinde sorun bulunduğu öne sürüldü. Bu iptal, İmamoğlu’nun yüksek lisans diplomasını da geçersiz kıldı.

Savcılık, diploma iptali sonrası İmamoğlu hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede, hangi belgenin sahte olduğuna dair net bir ifade yer almaması dikkat çekti. Ancak suçlama, 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebiyle açılan davaya dönüştü.

Tutuklanma ve Yargı Süreci

İmamoğlu, Mart 2025’te yürütülen bir yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklama kararı, üniversitenin diploma iptaliyle birleşince, siyasi geleceğini doğrudan etkileyen bir tablo ortaya çıktı.

12 Eylül 2025’te görülen ilk duruşmada İmamoğlu, suçlamaları reddederek, “35 yıl önceki bir öğrencilik sürecine bugünün düzenlemeleriyle yaklaşılması mümkün değil” dedi. Duruşma sırasında savunmasının sınırlandırıldığını savundu ve davayı “absürd” olarak nitelendirdi.

Le Monde’daki Yazısı: “Demokrasiye İnancımı Yitirmedim”

İmamoğlu, Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde’da kaleme aldığı yazısında, yaşanan süreci “Kafkaesk bir dava” olarak tanımladı. Silivri Cezaevi’ndeki hücresinden yazdığını belirten İmamoğlu, demokrasi, adalet ve özgürlüğün Türkiye’de hâlâ savunulmaya değer olduğunu ifade etti:

“Je refuse de croire que la démocratie, la justice et la liberté ne sont plus d’actualité.”
(“Demokrasinin, adaletin ve özgürlüğün artık güncel olmadığına inanmayı reddediyorum.”)

İmamoğlu, uluslararası topluma çağrıda bulunarak halkların demokrasi ve temel haklar için dayanışma içinde olması gerektiğini vurguladı.

Siyasi ve Uluslararası Yansımalar

Diploma iptali, Türkiye’de anayasal açıdan da kritik bir etki yarattı. Zira cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için üniversite mezunu olma şartı bulunuyor. Bu nedenle karar, 2028 seçimleri öncesinde muhalefetin önde gelen isminin yarış dışı bırakılması olarak değerlendiriliyor.

Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları davanın siyasi olduğunu savunurken, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve uluslararası insan hakları örgütleri süreci yakından takip ediyor. Reuters, Guardian ve Al Jazeera gibi uluslararası basın kuruluşları, davayı “muhalefete yönelik baskı” olarak nitelendiren analizler yayımladı.

Sonraki Süreç

İmamoğlu’nun avukatları, İstanbul Üniversitesi’nin kararına karşı hem idari hem de adli başvurularını sürdürüyor. Ayrıca geçmiş yıllarda üniversitenin diplomasını onayladığına dair belgeler, savunma tarafının en güçlü argümanları arasında yer alıyor.

Bu dava, yalnızca bir diploma meselesi değil; Türkiye’de hukukun bağımsızlığı, seçimlere katılım özgürlüğü ve demokrasi standartları açısından kritik bir sınav olarak görülüyor.


  • NHYLe Monde, Hürriyet Daily News, Al Jazeera, The Guardian, Reuters