Mansur Yavaş: “Adalet Herkese Eşit Uygulanacak Bir Gün Mutlaka Gelecek”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, ABB’yi hedef alan “konser” soruşturmasına ilişkin sert tepki gösterdi. Uluslararası Beypazarı Festivali öncesinde Beypazarı Belediyesi’nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yavaş, soruşturmayı “siyasi operasyon” olarak nitelendirerek, “Bu düpedüz Mansur Yavaş’ı yıpratma operasyonudur” dedi.

Yavaş, 10 yıllık belediye başkanlığı boyunca yolsuzluk soruşturması geçirmediğini, göreve geldiklerinde ise “dünyaya yayılmış bir aileden” yolsuzluk iddialarıyla teslim aldıkları bir belediye bulduklarını savundu. “Ankara halkı bize güvendiği için onların hakkını korumak adına ne yolsuzluk yapacağız, ne yiyeceğiz, ne yedireceğiz” ifadelerini kullanan Yavaş, adaletin herkese eşit uygulanacağı günün geleceğine inandığını vurguladı.

“Gece yarısı baskınları hukuka aykırı”

Yavaş, soruşturmada uygulanan yöntemleri eleştirerek, “Kimse gece yarısı sabaha karşı evi basılıp evinden alınmayacak” kuralına dikkat çekti. Evlerin aranıp kişilerin yaka paça götürülmesini yanlış bulduğunu söyleyen Yavaş, çağrı yapıldığında şüphelilerin ifadeye geleceğini belirtti. Ayrıca, mülkiye müfettişlerinin konuyu zaten incelediğini hatırlattı.

Operasyon haberlerinin önceden sosyal medyaya düşmesine de tepki gösteren Yavaş, Melih Gökçek ailesinin paylaşımlarına vurgu yaptı: “Operasyonu Ankara Adliyesi mi, Emniyet mi yapıyor, Gökçek ailesi mi yapıyor? Nereden haberi oluyor?” dedi. Yavaş, bu tür sızıntı ve gündem oluşturma yöntemlerinin soruşturma süreçlerini gölgelediğini söyledi.

“153 milyonluk kamu zararı nereden çıktı?”

Yavaş, iddialara dayanak olarak ileri sürülen bilirkişi ve mülkiye raporlarına itiraz etti. Ankara Başsavcılığı’nın adı geçen bilirkişileri çağırarak 153 milyon lira kamu zararı tespit ettiğini açıkladığını aktaran Yavaş, “Bu kamu zararı nereden çıktı? Neye dayanarak çıkmış?” diye sordu. Aynı zamanda konserlerin maliyet karşılaştırmaları yapılabileceğini; pahalı alım varsa bunun cezai sonuç doğuracağını, ancak bilirkişi raporlarına dayalı örneklemelerin tek başına yeterli olmadığını savundu.

Yavaş, Atatürk Orman Çiftliği’nde yakın dönemde yapılan konserlerin maliyetlerine ilişkin dilekçelere de cevap verilmediğini belirterek, “Savcının lehe delilleri toplama yetkisini kullanmadığı” eleştirisinde bulundu.

“MASAK raporunda ortaya çıkanlar ile tutuklananlar arasında çelişki var”

Soruşturmada adı geçen bazı kişiler hakkında MASAK raporlarında farklı bulguların yer aldığını belirten Yavaş, bu kişilerin serbest bırakıldığına dikkat çekti. “MASAK raporunda haklarında hiçbir şey bulunmayan insanlar tutuklu; raporda adı geçenler ise adli kontrolle serbest” iddiasını dile getirdi. Yavaş, dosyada etkin pişmanlık dilekçesi veren kişinin Beyaz TV’de açıklama yapmasının da soruşturmanın nasıl yönlendirildiğine işaret ettiğini söyledi.

Gökçek ailesinin iddiaları ve operasyonu yönlendirmeye dönük tavrını eleştiren Yavaş, “Bu Gökçek’in başına gelenler bize ders olsun” diyerek sözlerini sürdürdü.

“Asıl kamu zararı farklı yerde”

Yavaş, kendilerinin daha önce yaptıkları şikayetlerde 1,5–2 milyarlık kamu zararına işaret ettiklerini, bu dosyalarla ilgili six yıllık süreçte ifade alınmadığını belirtti. “Bile bile ihaleler birilerine verilmiş, işler yapılmamış ve ifade alınmıyor. İfade alınmayınca suç zaman aşımına uğruyor” diye konuşan Yavaş, gerçek kamu zararının bu alanlarda olduğunu savundu.

Adaletin herkese eşit uygulanmasını isteyen Yavaş, “Çağırın ifadesini alın, açın davayı, yargılayın. Eğer suçlularsa cezasını çeksin” diyerek sürecin hukuka uygun yürütülmesi çağrısında bulundu.

“İfşalarımız sürecek, şikayet dilekçelerimiz hazır”

Yavaş, Melih Gökçek ve yakın çevresine yönelik yeni belgeler ve veriler bulunduğunu, bunları açıklamaya devam edeceklerini söyledi. Takipsizlik kararlarının kaldırılması için girişimlerde bulunduklarını, mal varlıkları, ihaleler ve finans ilişkilerine dair yeni şikâyet dilekçelerinin hazır olduğunu açıkladı.

“Türkiye’nin yüz karası olan bu ailenin her şeyini ifşa edeceğiz” diyen Yavaş, kamuoyuna delilleri sunacaklarını ve yolsuzluk varsa bunun hesabının sorulacağını belirtti. Sözlerini, “Suç işlenmediyse herkes beraat eder; ama şeffaf olunmalı, hesap verilmeli” şeklinde tamamladı.