Türkiye’de 56 İl 40 Derecenin Üzerini Gördü

Türkiye genelinde etkisini sürdüren aşırı sıcak hava dalgası, mevsim normallerinin çok üzerinde seyrederek yurtta hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelinde sıcaklıklar ortalamanın 6 ila 12 derece üzerine çıktı. 56 ilde sıcaklık 40 derecenin üzerine tırmanırken, bazı bölgelerde termometreler neredeyse 50 dereceyi gördü.

Cizre Kavruldu: 48,7 Derece ile Rekor Kırıldı

Günün en yüksek sıcaklığı Şırnak’ın Cizre ilçesinde 48,7 derece olarak ölçüldü. Cizre’yi 47,5 derece ile Mardin’in Kızıltepe ilçesi, 47,1 dereceyle Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesi takip etti. Bu sıcaklıklar, sadece bölge halkı için değil, tarım ürünleri ve hayvanlar için de büyük risk anlamına geliyor. Kuruyan toprağın, çatlayan asfaltın ve gölgede bile serinlemenin mümkün olmadığı bu koşullarda, özellikle kırsal kesimlerde işçiler ve hayvanlar doğrudan etkileniyor.

Tropikal Geceler: Geceleri Bile Serinleme Yok

Gece sıcaklıklarının da 20 derecenin altına düşmemesi nedeniyle yurt genelinde tropikal gece yaşanıyor. Bu durum, yalnızca gündüz değil, gece saatlerinde de vücudun dinlenmesini ve uykuya geçişi zorlaştırıyor. Özellikle büyük şehirlerde etkisini gösteren “ısı adası” olgusu, betonlaşmanın yoğun olduğu alanlarda sıcaklıkların daha da yüksek hissedilmesine neden oluyor.

İklim Krizi ve Sınıfsal Eşitsizlik

İklim krizinin doğrudan bir sonucu olan bu tür aşırı hava olayları, toplumun tüm kesimlerini etkilese de etkiler eşit dağılmıyor. Soğutma sistemlerine erişimi olmayan yoksul kesimler, açık alanda çalışmak zorunda olan tarım ve inşaat işçileri, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar bu dalgalanmalardan en çok etkilenen gruplar. Enerjiye erişimdeki eşitsizlik, sağlıklı yaşam koşullarını belirleyen başlıca etmen haline geliyor.

Bilimsel Uyarılar Görmezden Gelinmemeli

Uzmanlar, bu tür ekstrem hava olaylarının giderek artacağını ve daha sık yaşanacağını belirtiyor. Ancak bilimsel uyarılar uzun süredir kamu politikalarına yeterince yansımıyor. Tarımda su yönetimi, kentlerde gölgeleme ve kamusal serinleme alanları gibi önlemler yerine bireysel çözümler öneriliyor. Bu da kamusal sorumluluğun yerini piyasa çözümlerine bırakmasına neden oluyor.

Kamusal Çözüm Şart

Kentlerin ısıya karşı dayanıklı hale getirilmesi, iş güvenliğine yönelik yeni düzenlemeler yapılması, su kaynaklarının adil ve sürdürülebilir biçimde yönetilmesi, bu krizle başa çıkmanın temel yolları arasında. Ancak bu önlemler ancak kamusal iradeyle, doğaya ve emeğe saygı temelinde planlanırsa anlam kazanabilir.

Türkiye, bu yaz sadece sıcak değil, aynı zamanda adaletli ve sürdürülebilir bir geleceğe dair sınavdan da geçiyor.