Almanya, iç savaşın başlamasından bu yana ilk kez bir hükümlüyü doğrudan Suriye’ye sınır dışı ederek hem kendi göç ve güvenlik politikasında yeni bir sayfa açtı hem de Türkiye’nin yıllardır Avrupa karşısında elinde tuttuğu “mülteci tamponu” rolünü fiilen aşındıran kritik bir adım attı.
İlk Doğrudan Sınır Dışı: Berlin’den Şam’a Yeni Hat
Almanya, Suriye iç savaşının başlamasından bu yana ilk kez bir hükümlüyü doğrudan Suriye’ye gönderdi. Federal İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Kuzey Ren-Vestfalya’da ağır silahlı soygun, kasten yaralama ve şantaj suçlarından hapis cezasını tamamlayan bir kişi, 23 Aralık sabahı Şam’daki yetkililere teslim edildi. Alman basınında ilk olarak Bild gazetesinin duyurduğu gelişme, Berlin’in uzun süredir askıda olan sınır dışı politikasında fiili bir kırılmaya işaret ediyor.
Aynı gün içinde Almanya’nın Afganistan’a da bir hükümlüyü sınır dışı etmesi, Berlin’in “suç işleyen yabancılar” konusunda daha sert ve eş zamanlı bir uygulamaya geçtiğini gösterdi. İçişleri Bakanlığı, bunun yalnızca bir hafta içinde Afganistan’a yapılan ikinci sınır dışı olduğunu duyurdu.
Koalisyon Mutabakatı Sahaya İndi
Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt (CSU), sınır dışı kararlarını savunarak, “Toplumumuzun, ağır suç işlemiş kişilerin ülkeyi terk etmesi yönünde meşru bir beklentisi var. Kontrol, sonuç ve netlikten yanayız” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım, CDU/CSU ile SPD arasında imzalanan koalisyon sözleşmesindeki açık taahhüdün hayata geçirilmesi anlamına geliyor.
Koalisyon metninde, “Afganistan ve Suriye’ye sınır dışı işlemleri başlayacak; öncelik suçlular ve güvenlik tehdidi oluşturanlar olacak” deniliyordu. Alman İçişleri Bakanlığı, son aylarda hem Şam’daki yönetimle hem de Afganistan’daki muhataplarla teknik ve diplomatik temaslar yürütüldüğünü, bu temasların artık “düzenli sınır dışı” zeminini oluşturduğunu açıkladı.
Türkiye’nin Mülteci Kartı Zayıflıyor
Bu gelişme, yalnızca Almanya’nın iç güvenlik ve göç politikası açısından değil, Türkiye-AB ilişkileri bakımından da stratejik bir kırılma olarak değerlendiriliyor. Ankara, son on yılda Suriyeli mülteciler üzerinden Avrupa’ya karşı güçlü bir siyasi ve diplomatik kaldıraç elde etmişti. Ancak Almanya’nın Suriyelileri Türkiye üzerinden değil, doğrudan Suriye’ye göndermesi, bu denklemi kökten değiştiriyor.
Berlin’in attığı adım, Avrupa’nın mülteci yönetiminde Türkiye’yi “zorunlu ara durak” olmaktan çıkarma iradesi olarak okunuyor. Bu durum, hem Türkiye’nin AB ile yürüttüğü pazarlık gücünü zayıflatıyor hem de Avrupa’nın Suriye ile doğrudan temas kurma konusundaki çekincelerini fiilen aşmaya başladığını gösteriyor.
Yeni Dönem: Güvenlik Odaklı Göç Politikası
Uzmanlara göre Almanya’nın bu hamlesi, Avrupa genelinde daha sert, güvenlik merkezli ve ikili anlaşmalara dayalı bir göç rejiminin habercisi. Özellikle “suç işleyen mülteciler” başlığı altında atılan bu adımlar, insani koruma söyleminin yerini giderek kamu düzeni ve iç güvenlik vurgusuna bıraktığını ortaya koyuyor.
Bu çerçevede Almanya’nın Suriye’ye sınır dışı kararı, yalnızca tekil bir dosya değil; Avrupa’nın mülteci politikasında Türkiye’yi devre dışı bırakan, Şam’la doğrudan temas kuran ve bölgesel dengeleri yeniden şekillendiren daha geniş bir stratejinin parçası olarak öne çıkıyor.
- NHY / Bild gazetesi, Der Spiegel, Reuters, Alman hükümeti koalisyon sözleşmesi metni
- ABD, Rojava’daki Üslerini Tahkim Ediyor: 24 Saatte Dört Askerî Kargo Uçağı İndi - 24 Aralık 2025
- Almanya, Suriye’ye Doğrudan Sınır Dışıyla Mülteci Denkleminde Türkiye’yi Devre Dışı Bıraktı - 23 Aralık 2025
- Le Monde: İktidarın Ekran Yüzünün Düşüşü, Türkiye’de Güç Mücadelesini Açığa Çıkardı - 23 Aralık 2025
















