Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Gazze politikalarına yönelik eleştirilerine sert yanıt verdi. Erdoğan, Özel’i “Avrupa’ya Türkiye’yi şikâyet etmekle” suçlarken, kullandığı söylem bir kez daha milliyetçi hamaset üzerinden muhalefeti savunmasız bırakmaya yönelik klasik bir siyasal stratejiyi yansıttı. Oysa günümüzde Türkiye’de yaşananlar zaten dünyanın dört bir yanında biliniyor; şikâyet değil, görünürlük gerçeği söz konusu.
Erdoğan’dan Sert Yanıt: “Yabancıların Huzurunda Ülkeni Eleştirmekten Hicap Duymuyorsun”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Gazze için parmağını bile kıpırdatmadı” eleştirisine Trabzon’daki toplu açılış töreninde yanıt verdi.
Erdoğan konuşmasında, Türkiye’nin Gazze’ye insani yardımları ve diplomatik girişimlerini hatırlatarak, Özel’i “Batılılara ülkeyi şikâyet etmekle” suçladı:
“Artık onların gelmesini beklemiyorlar; ayaklarına gidiyorlar. Avrupa’ya Türkiye’yi şikâyet turları düzenliyorlar. Yabancıların huzurunda ülkeni eleştirmekten hiç mi hicap duymuyorsun?”
Erdoğan, Özel’in Avrupa’daki temaslarını “diyet borcu” söylemiyle hedef alırken, bu tür bir retoriği muhalefetin meşruiyetini sorgulamak için kullandı.
Otoriter Söylemin Klasik Repertuarı: “Dış Düşman” Üzerinden İçeriyi Konsolide Etmek
Erdoğan’ın bu çıkışı, otoriter liderlerin muhalefeti itibarsızlaştırmak için başvurduğu milliyetçi ve hamasi söylem repertuarının tipik bir örneği olarak okunuyor.
Benzer örneklerde iktidar, dış politika meselelerini iç politik hesaplara tahvil ederek muhalefeti “dış güçlerle işbirliği yapan” bir konuma itiyor. Bu strateji, hem tabanı konsolide etmeyi hem de muhalefeti savunma pozisyonuna sıkıştırmayı amaçlıyor.
Gazze meselesi özelinde Erdoğan, kendi pozisyonunu “ulusal onuru savunan lider” imajı üzerine kurarken, Özel’i “yabancıların önünde ülkesini kötüleyen” figür olarak çerçeveledi.
Gerçeklik Zemininde: Türkiye’nin Sorunları Zaten Dünyanın Gündeminde
Erdoğan’ın eleştirileri, günümüz dünyasında bilginin sınır tanımadığı gerçeğini görmezden geliyor. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, demokrasi gerilemesi, insan hakları ihlalleri, yolsuzluk dosyaları ya da dış politika tartışmaları, yalnızca muhalefetin dile getirmesiyle değil, uluslararası medya, sivil toplum raporları ve diplomatik kanallar aracılığıyla zaten küresel gündeme taşınıyor.
Bu nedenle muhalefetin yurt dışı temaslarını “ülkeyi şikâyet” olarak çerçevelemek, bilginin kontrolünün artık merkezî siyaset tarafından tek başına sağlanamadığı bir çağda giderek inandırıcılığını yitiriyor.
Siyasetin Sertleşen Dili: Muhalefeti Gayrimeşrulaştırma Girişimi
Erdoğan’ın konuşması, muhalefeti “içeride meşruiyetini kaybetmiş” gibi göstermek üzerine kurulu bir söylem stratejisinin parçası. Bu yaklaşım, demokratik rekabeti zayıflatırken siyasal kutuplaşmayı derinleştiriyor.
CHP lideri Özgür Özel ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, hükümeti Gazze konusunda etkisiz kalmakla eleştirmişti. Erdoğan’ın yanıtı ise bu eleştiriyi politik içerikten çıkarıp “hainlik – vatanseverlik” eksenine taşıyarak siyasal tartışmayı ideolojik bir zemine sıkıştırıyor.
- NHY / ANKA Haber Ajansı, Artı Gerçek
- Erdoğan’dan Özgür Özel’e Sert Sözler: “Avrupa’ya Şikâyet Turları” Çıkışı Siyaseti Geriyor - 12 Ekim 2025
- İstanbul’un Su Güvenliği Krizde: Havza Koruma Planları Bakanlık Onayını Bekliyor - 2 Eylül 2025
- Suruç Katliamı’nın 10. Yılı: “Yüzleşmeden, Sorumlular Yargılanmadan Bu Ülke Nefes Alamaz” - 20 Temmuz 2025