Marmara (Silivri) Cezaevi’nde tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajla Türkiye’de son günlerde yaşanan yangın felaketlerine ve bu felaketlerde hayatını kaybeden emekçilere dair çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Yangınlarla mücadele ederken yaşamını yitiren her bir emekçi, doğada yok olan her canlı ve yanan her ağaç için derin üzüntü duyduğunu ifade eden Atalay, yaşanan kayıpların yalnızca birer doğa olayı olmadığını; ihmallerin, sermaye odaklı yönetim anlayışının ve piyasa öncelikli politikaların sonucu olduğunu belirtti.
“Ülkemizin başı sağ olsun” diyerek başlayan mesajında Atalay, en düşük maliyet kaleminin hâlâ emekçilerin canı olduğunu vurgulayarak, yakınlarını kaybeden yurttaşlara sabır ve dayanışma duygularını iletti. Atalay’ın mesajı, yalnızca bir başsağlığı açıklaması değil, aynı zamanda Türkiye’nin doğa ve emek politikalarına yönelik radikal bir eleştiri niteliği taşıyor.
“Felaketin İçindeyiz, Uyarı Aşamasını Geçtik”
Can Atalay, yıllardır hem bilim insanları hem de çevre hareketlerinin dile getirdiği “küresel ısınma” ve “iklim krizi” uyarılarına dikkat çekerek, artık bu uyarıların ötesine geçildiğini, felaketin doğrudan yaşandığını kaydetti. Yaşananların, öngörülen ama engellenmeyen, alınmayan önlemlerin sonucu olduğunu ifade eden Atalay, özellikle yaz aylarında giderek artan orman yangınlarının bu krizin yalnızca bir sonucu olduğunu belirtti.
“Daha az su, daha çok orman yangını” gibi etkilerin yıllar önce tahmin edildiğini vurgulayan Atalay, bu felaketlerin artık doğa olayları değil, sınıfsal, yapısal ve siyasal tercihlerin sonucu olarak okunması gerektiğini ima etti.
Kamucu Yaklaşım Çağrısı: Piyasacılıktan Vazgeçilmeli
Atalay, mesajının devamında çözüm önerilerini de sundu. Doğal varlıkların, müştereklerin ve yaşamın korunabilmesi için kamucu bir yaklaşıma dönülmesi gerektiğini savundu. Özellikle ormanların, su kaynaklarının ve diğer doğal alanların piyasa mantığıyla değil, kamusal bir sorumlulukla korunmasının elzem olduğunu belirten Atalay, orman emekçilerinin güçlendirilmesini ve yangınlara müdahale ekipmanlarının yetersizliğinin giderilmesini önerdi.
Bu tür felaketlerin ancak kamucu bir planlama ve toplumsal sorumluluk bilinciyle aşılabileceğini vurgulayan Atalay, aksi halde benzer acıların yaşanmaya devam edeceğini söyledi.
“Ateşle Boğuşanlara Saygı, Yeni Canları Korumaktır”
Atalay, cezaevinden yayımladığı açıklamasını şöyle tamamladı:
“Ateşle boğuşurken canlarını yitiren emekçilerimize göstereceğimiz en büyük saygı, yeni canları yitirmemek için gereken önlemleri almaktır. Gerisi laf-ı güzaftır.”
Hatay halkının seçilmiş temsilcisi olmasına rağmen hâlâ cezaevinde tutulan Can Atalay’ın bu mesajı, yalnızca bir doğa felaketi değerlendirmesi değil, aynı zamanda mevcut ekonomik sistemin ve siyasi iktidarın tercihlerini sorgulayan güçlü bir müdahale olarak öne çıkıyor.
- MHP’li Semih Yalçın’dan Yangın Üzerinden CHP’ye Sert Sözler: Muhalefete “Sessiz Kalın” Mesajı mı? - 29 Temmuz 2025
- Türkiye’de 56 İl 40 Derecenin Üzerini Gördü - 29 Temmuz 2025
- Korku Edebiyatının Önemli İsmi Şafak Güçlü Hayatını Kaybetti - 29 Temmuz 2025