Can Holding’e Soruşturma: Habertürk ve Show TV’ye El Kondu

İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Can Holding’e bağlı 121 şirkete el kondu. Aralarında Habertürk, Show TV ve Bloomberg HT’nin de bulunduğu medya kuruluşlarıyla birlikte holdingin enerji, eğitim ve sağlık alanındaki şirketleri mahkeme kararıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi.

Soruşturmada, şirket yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Başsavcılık, “suç örgütü kurmak”, “kaçakçılık”, “dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak” suçlamalarını yöneltiyor.

TMSF: “Faaliyetler Kesintiye Uğramayacak”

El konulan şirketlere kayyum olarak atanan TMSF, yaptığı yazılı açıklamada, eğitim kurumları başta olmak üzere holding bünyesindeki tüm faaliyetlerin kesintiye uğramadan devam edeceğini duyurdu. Açıklamada, şirketlerin “basiretli tacir” anlayışıyla yönetileceği vurgulandı.

Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, TMSF yetkilileriyle yapılan görüşmelerin ardından medya grubunun ve Doğa Kolejleri’nin faaliyetlerinin aynı şekilde süreceğini belirtti.

Can Holding’in Kapsamlı Faaliyet Alanı

Ağrı Doğubeyazıt doğumlu iş insanı Zamanhan Can tarafından kurulan Can Holding, 1970’lerden itibaren büyüyerek 1986’da holding çatısı altında toplandı. 1990’da merkezini İstanbul’a taşıyan grup; enerji, eğitim, lojistik, sağlık, teknoloji ve medya gibi çok sayıda sektörde faaliyet gösteriyor.

Bilgi Üniversitesi ve Doğa Kolejleri’nin yanı sıra, Awox, Seikon, Telefox ve Energia gibi dayanıklı ev aletleri markaları holding bünyesinde bulunuyor. Grup ayrıca VIP Transport lojistik şirketi ve Mediza Hastanesi ile sağlık sektöründe de etkin. Enerji Petrol A.Ş. ve Enerji Gaz tesisleriyle akaryakıt ve enerji alanında yatırımlar sürdüren Can Holding, kısa süre önce Tekfen Holding’in yüzde 17,56 hissesini de satın almıştı.

Medya Satışı ve Güvenlik Soruşturması Tartışması

Habertürk, Show TV, Bloomberg HT ve HT Spor kanallarının tüm hisseleri, Nisan ayında Ciner Holding’den Can Holding’e devredilmişti. Ancak aradan sadece birkaç ay geçtikten sonra, söz konusu medya kuruluşlarının da yer aldığı holdingin suç örgütü faaliyetleriyle anılması, ciddi soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Devletin sıkı kontrol mekanizmalarına rağmen, böylesine büyük ölçekli bir holdingin geçmişten bugüne uzanan suçlamalarının nasıl gözden kaçırıldığı kamuoyunda tartışılıyor. Sarayın ve iktidarın sosyal medya paylaşımlarını bile anında takip ettiği bir ülkede, bu denli geniş bir suç ağı iddiasının ancak yıllara yayılan bir süreçle oluşabileceği belirtiliyor.

Gözlerden Kaçan Ne Oldu?

Devletin, satış sürecinde Can Holding’in güvenlik soruşturmasını yapıp yapmadığı merak konusu. Bu denli büyük bir holdingin medya sektörüne girişi onaylanırken, suç örgütü, dolandırıcılık ve aklama gibi iddiaların şimdi gündeme gelmesi “iktidarın neyi görmezden geldiği” sorusunu gündeme taşıyor.

Kamuoyunda öne çıkan değerlendirme, “Bu suçlar kısa sürede işlenemez; eğer doğruysa yıllardır var olan bir yapılanmadan söz ediyoruz” yönünde. Bu tablo, iktidarın her alandaki sıkı kontrol iddiası ile gerçekler arasındaki çelişkiyi daha da görünür kılıyor.