İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik 19 Mart’ta düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, cezaevindeki sağlık koşullarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çalık, iki kez kanseri yenmiş bir isim olarak bugün cezaevinde üçüncü kez yaşam mücadelesi verdiğini belirterek, “Ben kimseden imtiyaz istemiyorum; yalnızca devletin bana tanıdığı en temel hakkı, yaşam hakkını savunuyorum” dedi.
“Kanserle iki kez savaştım, bugün cezaevinde yaşam mücadelesi veriyorum”
Murat Çalık, Tele 1’e verdiği röportajda sağlık durumunu ve yaşadığı süreci anlattı. Daha önce iki kez kanseri yenmiş olduğunu hatırlatan Çalık, “1999’da lösemi, yaklaşık 10 yıl sonra ise lenfoma teşhisi konuldu. İkisini de azim ve inançla atlattım. Bugün ise cezaevinde ağır sağlık koşulları altında üçüncü kez yaşam mücadelesi veriyorum” diye konuştu.
Çalık, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin raporlarında “nüks riski, enfeksiyon riski, ciddi kilo kaybı ve sepsis – hayati tehlike oluşturur” ifadeleri yer almasına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun hiçbir tetkik yapmadan “nüks etmez” raporu verdiğini vurguladı. “Bu yalnızca benim değil, devletin hukuk ve sağlık sisteminin imtihanıdır” dedi.
“Mama ile ayakta durmaya çalışıyorum”
Çalık, cezaevindeki sağlık koşullarının yaşamını doğrudan tehdit ettiğini söyledi. “Her gün kan değerlerim düşüyor, kilo kaybediyorum. Normalde 4.000-10.000 olması gereken beyaz kan hücrelerim hayati sınırların altında. Lökopeni, nötropeni ve malnütrisyon yaşıyorum. Vücudum hastalıklara açık hale gelmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Böbreklerinin zarar görmemesi için sürekli su içmek zorunda olduğunu belirten Çalık, “Bugün mama ile ayakta kalmaya çalışıyorum. Bu sözlerim bir sitem değil. Ben yalnızca devletin bana tanıdığı en temel hakkı, yaşam hakkımı savunuyorum” dedi.
“Annemi pencereden görmek, devletin vicdanını hatırlattı”
Cezaevindeyken yaşadığı bir anısını da aktaran Çalık, İzmir Şehir Hastanesi’nde tutuklu koğuşunda yatarken pencereden annesini gördüğünü söyledi:
“78 yaşındaki annem çaresizlik içinde bana bakıyordu. O an, 1999’da ilk teşhisi aldığım gün annemin gözlerindeki korku ve çaresizlik gözümün önüne geldi. Bir annenin gözyaşı aslında toplumun vicdanının gözyaşıdır. Devlet, annelerin gözyaşını dindirmek için vardır; büyütmek için değil.”
“Bu dava şahsi değil, adaletin davası”
Murat Çalık, tutukluluğuna gerekçe gösterilen suçlamaların geçmişte soruşturulduğunu ve takipsizlikle sonuçlandığını hatırlattı. “2015’te belediyede yalnızca danışman olarak görev yapıyordum. Kamu görevlisi değildim, herhangi bir imza veya tasarruf yetkim yoktu. Bu iddia hakkında 2021’de mahkeme takipsizlik kararı verdi. Buna rağmen beş aydır ailemden, sevdiklerimden ve görevimden koparılmış durumdayım” dedi.
Çalık, yaşanan sürecin yalnızca şahsi bir dava olmadığını, adalet sistemine olan güvenin de sınandığını vurguladı:
“Bir insanın hayatı bir rapordaki tek cümleye indirgenemez. Bu mesele yalnızca benim şahsi davam değil; adaletin, vicdanın ve devletin sınavıdır. Devlet, vatandaşının yaşam hakkını koruduğu sürece güçlüdür. Bugün verdiğim mücadele yalnızca kendi hayatım için değil, bu ülkenin adaletine olan inanç içindir.”
- Norveç, İsrail Maçı Gelirini Gazze’ye Bağışlıyor - 21 Ağustos 2025
- İsrail Ordusu Gazze’de İşgalin İlk Aşamasını Başlattı - 20 Ağustos 2025
- Üsküdar Meydanı’nda CHP’den Erdoğan’a Eleştiri: “Artık Yoruldu, Yaşlandı” - 20 Ağustos 2025