Gazeteci ve siyasetçi Ercüment Akdeniz, HDK soruşturması kapsamında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davada savunmasını yaptı. Mahkeme, tutukluluğun devamına karar verdi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında 160 gündür tutuklu bulunan gazeteci, yazar ve eski Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıktı. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen duruşmaya, Akdeniz ve avukatları katıldı. Duruşmayı siyasi parti liderleri, insan hakları savunucuları ve basın meslek örgütleri yakından takip etti.
Yoğun Katılım: Siyaset ve Basından Destek
Duruşmaya HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Türkiye Basın Yayın Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile çok sayıda gazeteci örgütü temsilcisi izleyici olarak katıldı.
“Hakikat Peşindeyiz”: Akdeniz’den Savunma
Kimlik tespiti sonrası savunmasına başlayan Akdeniz, 2010 yılından beri profesyonel gazetecilik yaptığını, özellikle göç alanında ödüllü çalışmalara ve yayımlanmış kitaplara imza attığını belirtti. 2012’den bu yana göç konusunda haber ve analizler yayımladığını, üç kez gazetecilik ödülü aldığını hatırlattı.
“Alnım açık. Gazeteciler hakikat peşindedir. Benim mesleğim gazetecilik. Hakkımdaki iddianame hem kurgu hem de maddi hatalarla dolu,” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti.
Gözaltı Sürecine Tepki: “Evimin Önünden Alındım”
Akdeniz, gözaltına alındığı süreci anlatarak, “Evimin önünden alındım. Anahtarım olmasına rağmen kapımı açmama izin verilmedi. ‘Saati gelince kapıyı basacağız’ denildi. Bu bir hukuk süreci değil, gözdağıdır,” dedi.
Hakkında hazırlanan iddianamenin Anayasal haklarını suç unsuru haline getirdiğini ifade eden Akdeniz, “Beni siyasi faaliyetlerimle, HDK’ye dair olmayan ilişkilerle yargılıyorlar. Bu iddiaların hiçbirinin maddi dayanağı yok,” diye konuştu.
“HDK’de Görev Almadım, Suçlamalar Çelişkili”
Akdeniz, HDK’ye dair hiçbir görev almadığını belirterek, “Partim bana HDK’de görev al demedi. HDK’nin hiçbir listesinde yer almadım. Buna rağmen HDK üyeliği ile suçlanıyorum. Oysa iddianamede 14 kişiyle telefonla konuştuğum belirtilmiş; bunların 13’ü EMEP üyesi, biri Hayat TV’den bir meslektaş. HDK ile ilişkim olduğunu gösteren tek bir somut delil yok,” dedi.
Suçlamaların çelişkili olduğuna dikkat çeken Akdeniz, hem HDK hem EMEP faaliyetleri üzerinden aynı anda “örgüt üyeliği” ile suçlandığını belirtti. “Bu bir hukuki değil, siyasi yargılama süreci. Örgüt üyeliği suçlaması hukuken dayanaksız ve siyasi olarak niyet okuma üzerine kurulu,” ifadelerini kullandı.
“Gazetecilik ve Siyasi Faaliyetler Yargılanıyor”
Savunmasında, gazetecilik ve yasal siyasi çalışmalarının yargılamaya konu edilemeyeceğini vurgulayan Akdeniz, iddianamede yer alan “Kürt vatandaşların yasadışı şekilde vergilendirildiği” yönündeki suçlamayı sert bir dille reddetti: “Bu iddia akıl dışıdır. Bağış topladım ama bu EMEP’in açık faaliyetleri içindeydi. Hiçbir partiye ‘kisve’ denilemez.”
Avukatlardan Tahliye Talebi: “Gazetecilik Suç Değildir”
Akdeniz’in avukatları, müvekkillerinin eski EMEP Genel Başkanı ve tanınan bir gazeteci olduğunu belirterek, HDK ile doğrudan bir ilişkisinin olmadığını ve iddianamede bunu gösteren somut delil bulunmadığını vurguladı. HDK’nin yasal bir yapı olduğunu, olsa bile bu üyeliğin suç teşkil etmeyeceğini kaydeden avukatlar, derhal beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Savcılık makamı, Akdeniz’in tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme heyeti de bu talebi kabul ederek Akdeniz’in tutukluluğunun sürmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 23 Ekim 2025 tarihine ertelendi.
Basın ve Demokrasi Krizi Derinleşiyor
Ercüment Akdeniz’in yargılandığı dava, Türkiye’de basın özgürlüğü, ifade hakkı ve yasal siyaset faaliyetlerinin kriminalize edilmesi açısından kritik bir örnek teşkil ediyor. Yargılamanın hukuki değil, siyasi saiklerle yürütüldüğü yönünde kamuoyunda ciddi kaygılar var. Gazetecilik faaliyetlerinin “örgüt üyeliği” kapsamında değerlendirilmesi, yalnızca basın özgürlüğü değil, demokratik muhalefet hakkı açısından da tehdit oluşturuyor.
- Munzur Gözeleri’ne Mescit Tepkisi: Alevi Toplumu Tekçi Dini Dayatmalara Karşı Uyarıyor - 24 Ağustos 2025
- CHP’li Yavuzyılmaz’dan DMM’ye Yanıt: “Hileli Açıklamayla Bile Milyar Dolarlık Kayıp Ortada” - 24 Ağustos 2025
- İBB Soruşturması Derinleşiyor: Şamil Tayyar’dan “4 İddianame, Eylül’de Yargılama” İddiası - 24 Ağustos 2025