Kutsal Nehirde Endişe: Ganj’daki Kuraklık Tarihi Boyutlarda

Yeni bir bilimsel çalışma, Hindistan’ın en önemli yaşam kaynaklarından Ganj Nehri’nde su seviyelerinin son 30 yılda eşi görülmemiş biçimde düştüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, 1991–2020 arasında yaşanan kuraklıklar, son bin yılın en ağır su kayıplarını beraberinde getirdi. Bu durum, 600 milyondan fazla insanın su ve gıda güvenliğini doğrudan tehdit ediyor.

Bin Yıllık Rekora Ulaşan Kuraklık

“Proceedings of the National Academy of Sciences” (PNAS) dergisinde yayımlanan araştırma, iklim modelleri üzerinden Ganj’ın son 1300 yıllık akış verilerini yeniden inşa etti. Buna göre 1990’lardan bu yana yaşanan kuraklıkların etkisi, 16. yüzyıldaki aşırı kuraklıklardan dahi yüzde 76 oranında daha yoğun.

Araştırmacılar, 2015–2017 yılları arasında nehrin orta ve alt kesimlerinde su seviyelerinin tarihsel olarak en düşük düzeylere indiğini kaydediyor. Bu dönem, milyonlarca insanın içme suyuna erişimini kısıtlamış; tarımsal sulamayı, elektrik üretimini ve taşımacılığı sekteye uğratmıştı. Etkiler sadece yüzey sularında değil, zaten büyük baskı altında bulunan yeraltı su rezervlerinde de hissedildi. Yaklaşık 120 milyon insan doğrudan bu sonuçlardan etkilendi.

Ganj’ın Kültürel ve Ekonomik Önemi

Himalayalar’dan doğarak 2500 kilometreden uzun bir hat boyunca Hint altkıtasını kateden Ganj, Bengal Körfezi’ne dökülüyor. Nehir, dünyanın en verimli tarım havzalarından birini besliyor ve Hindistan, Nepal ile Bangladeş’te milyonlarca insan için temel yaşam kaynağı niteliğinde. Hindular için kutsal kabul edilen Ganj, aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğinde derin bir yere sahip.

Ancak artan kuraklıklar, bu kültürel ve ekonomik bütünlüğün de sarsılmasına yol açıyor. Zira nehrin kuruması, bölgedeki tarımsal üretimi olanaksız kılabilir ve milyonlarca insanı göç yollarına çıkmaya zorlayabilir.

İnsan Etkisi ve İklim Krizi

Bilim insanları, su kaybının nedenlerini hem iklim değişikliğinde hem de insan faaliyetlerinde görüyor. Araştırmaya göre, Hint Okyanusu’nun ısınması ve insan kaynaklı emisyonlar, yaz musonunun zayıflamasına yol açtı. Musonun çekilmesiyle birlikte yeraltı sularının yoğun biçimde çekilmesi, Ganj havzasında hızlı bir tükenmeye neden oldu.

“Yaz musonunun zayıflamasıyla birlikte yeraltı sularına bağımlılık arttı. Bu da havzadaki su rezervlerini hızla eritti,” diye yazıyor araştırma ekibi.

Küresel Bir Krizin Parçası

Ganj’daki gelişmeler, yalnızca Hindistan altkıtasını değil, küresel ölçekte su krizini gözler önüne seriyor. Dünyanın en büyük akarsularının birçoğu artık denize ulaşmadan kuruyor. Tarımın daralması, şehirleşme baskısı ve iklim değişikliği birleştiğinde, suya erişim sorunları milyonlarca insanın göç etmesine yol açabilecek bir zincirleme etki yaratıyor.

Uzmanlar, Ganj havzasındaki bu dramatik düşüşün, gelecekte küresel gıda güvenliği ve göç hareketleri üzerinde belirleyici bir rol oynayabileceği uyarısında bulunuyor.