Yeni ekonomik pakette pembe hedefler…

Üç yıllık süreyi kapsayan ekonomik program açıklandı. Hayli iyimser. 2019 için tahminler büyüme hızı için % 0.5, enflasyon için % 12, işsizlik için % 12.8. İzleyen üç yılda tüm değişkenlerde önemli iyileşmeler umuluyor (vaad ediliyor). Birkaç noktaya kısaca değinelim.

Bir yıl önce açıklanan üç yıllık programda öngörülen büyüme hızı 2019 için %2.3 idi, hayli gerisinde kalındığını biliyoruz. 2020 için o zaman öngörülmüş büyüme hızı da % 3.5 idi. Bu kez 2019’da tutmayan hedefe karşın 2020 hedefi %5’e yükseltilmiş! 2021 ve 2022 için de %5 hedeflenmiş. Bir anlamda %5 “istikrarlı büyüme hızı” olarak benimsenmiş. 2019 için enflasyon tahmini % 12 ve fiyat artış hızının her yıl azalarak 2022’de % 4.9 olması umuluyor. İşsizlik 2019 için % 12.8 olarak öngörülmüş ve 2022’de 9.8’e düşüyor. (Enflasyon %5’in altına, işsizlik de %10’un altına hassas terazi ile çekilmiş).

Dolar değeri gayet yavaş olarak yükseliyor ve 2022 için 6.74 TL oluyor! En önemli hedeflerden biri de cari açık sorununun ciddi biçimde hafiflemesi ve GSYH’ye oranının 2020’de % 1.2 , 2021’de % 0.8 ve 2020’de sıfır olması umuluyor.

Doğrusu bu hedeflerin hepsi fazla iyimser ve de hangi önemli adımlar atılacak da, bu hedeflere ulaşılacak, büyük soru işareti. Özellikle ciddi biçimde sorgulanması gereken hedef, üstüste her yıl % 5 büyüme sağlanacaksa, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunu olan cari açık nasıl böyle hızla kapanacak? Malum, büyüme hızı yükseldikçe Türkiye’nin aramalı ve yatırım malı ithalatı artıyor ve ticaret açığı büyüyor, bu da cari açığın büyümesine neden oluyor. 2019’da cari dengede görülen düzelme tümüyle büyümenin duraklamasının sonucuydu. Üç yıllık bir dönemde her yıl %5 büyüme sağlanacak olsa da, bu kadar kısa sürede cari açığın sıfırlanmasının izahı çok zor. Keşke bu işler bu kadar kolay olsaydı.

Tüm bu pembe hedefler arasına saklanmış bir de kötü haber var: Yeni ekonomik program diyor ki, kamu kesimi fiyatlarında ve ücretlerinde “geçmiş enflasyon yerine beklenen enflasyon” temel alınacak. Bunun açık anlamı şu, programda enflasyonun her yıl aşağı inmesi öngörüldüğüne göre, ücretlere yapılacak zamlar hep gerçekleşmiş enflasyonun gerisinde kalacak. Niyetin bu olduğu belli. Emekçi kesimlerin şimdiden buna karşı çıkmaları bir zorunluluk.

Program hem gerçekçi değil, hem de kendi içinde tutarlı değil.

 

Burhan ŞENATALAR