Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında, “zincirleme şekilde yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, iki ismin 13 Şubat 2025 tarihinde düzenlenen TÜSİAD genel kurulunda yaptıkları konuşmalar nedeniyle suçlandıkları belirtildi. Ayrıca, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla ilgili soruşturma dosyasının ayrıldığı kaydedildi.
İddianamede Yer Alan Suçlamalar
İddianamede, Aras ve Turan’ın genel kurulda yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’de hukuki güvenliğin olmadığı, vatandaşların devlete yönelik güven probleminin bulunduğu, tutuklama işlemlerinin hukuksuz olduğu ve kayyım atamaları gibi uygulamaların toplumda güveni sarstığı yönünde beyanlarda bulundukları aktarıldı. İddianamede, iki ismin “içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylarla ilgili değerlendirmede bulunarak, telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenformasyon içerikli bilgileri yaydıkları” savunuldu.
Ayrıca, Aras ve Turan’ın konuşmalarını, ekonomi alanındaki konumları ve TÜSİAD’ın geniş üye ağından faydalanarak gerçekleştirdikleri, bu nedenle eylemlerinin etki alanını genişlettikleri öne sürüldü. İddianamede, “beyanlarının düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı”, “haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı” ve “toplumun doğru bilgiye erişim hakkını engelledikleri” ifade edildi.
“Kamu Barışını Bozmaya Elverişli” İddiası
İddianamede, Aras ve Turan’ın sözlerinin “ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili olduğu” belirtilerek, bu tür açıklamaların kamu barışını bozmaya elverişli olduğu savunuldu. İki ismin, siyasi, ekonomik ve ticari konularda toplumu manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgiler verdiği iddia edildi. Bu kapsamda, “zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan cezalandırılmaları talep edildi. “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçundan ise soruşturma dosyasının ayrıldığı ve bu suçla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtildi.
TÜSİAD Genel Kurulunda Neler Konuşulmuştu?
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, genel kurulda yaptığı konuşmada, Kartalkaya’daki yangın faciasından siyasi tutuklamalara, ordu içindeki ihraçlardan gazetecilerin hedef alınmasına kadar pek çok konuya değinmişti. Aras, enflasyonla ilgili değerlendirmelerinde, “Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit düzeyde kemer sıkması şart. Enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını bekliyoruz. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” ifadelerini kullanmıştı.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik ilk kez açık eleştiride bulunarak, “Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in programına destek veriyor olsak da, ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz” demişti.
Erdoğan’dan TÜSİAD’a Sert Tepki
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, TÜSİAD’ın açıklamalarına sert tepki göstermişti. Erdoğan, “Haddi ziyadesiyle aşan ve buram buram provokasyon kokan açıklamalar. Bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve onların etki ajanlarının safında ülkemize ve milletimize karşı sergilediği üstenci, faşizan, nobran tavırlar, toplumsal hafıza kayıtlarımızdadır. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da muhalefet partilerinden birini seçersiniz” ifadelerini kullanmıştı.
Adli Kontrol Kararı ve Yurt Dışı Yasağı
TÜSİAD yöneticileri hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, Ömer Aras ve Orhan Turan’a yurt dışı çıkış yasağı uygulanmış ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. İddianame, İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
TÜSİAD’ın genel kurulunda yapılan açıklamalar, hem hükümet hem de kamuoyu nezdinde tartışmalara neden oldu. İktidarın TÜSİAD’a yönelik sert tepkisi, sivil toplum kuruluşlarının siyasi söylemlerinin sınırlarına dair bir tartışma başlattı. TÜSİAD yöneticilerinin yargılanma süreci, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve sivil toplumun rolüne dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Davanın seyri, hem iş dünyası hem de siyasi çevreler tarafından yakından takip ediliyor.