Seçime Beş Kala Son Sürpriz Sözlerim

İki haftadır süren müthiş bir kakofoninin sonunda yumurta kapıya dayandı. Bu süreçte herkes mezhebince ve bilgisince düşüncelerini ifade etti. Karakterli ve vizyonlu insanlar bütün farklı seslere, ifade özgürlüğüne saygı çerçevesinde yaklaştı; faşizmin gizli özneleri diye tabir ettiğim bir kısım okumuş cahil sol muhalifler ise her zamanki gibi kendilerinden farklı düşünenlere atmadık çamur bırakmayarak, ahlâksızlıkta birbirleriyle yarıştı.

Ben de bu süreçte öncelikle aydın sorumluluÄŸumla hareket ederek son derece gerekli gördüğüm analizlerimi yaptım; hiç kimseye bir kere bile “ÅŸuna oy verin ya da vermeyin” deme hadsizliÄŸinde bulunmadan, sadece beni baÄŸlayan ÅŸahsî fikirlerimi beyan ettim. Yazdığım her satırın da arkasındayım.

Lâkin son tahlilde geldiÄŸim nokta -dışarıdan bakıldığında tutarsızlık gibi gözükecek olsa da bu intibayı göze alarak açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum ki- tıpkı birinci turda olduÄŸu gibi baÄŸrıma taÅŸ basarak gidip KılıçdaroÄŸlu’na oy vermektir.

Karakter ve vizyon sahibi insanlar, benim dünya görüşümdeki kişilerin böyle çetrefil bir konuda karar verirken git-geller yaşamasının son derece doğal olduğunu bilerek anlayış gösterirler. Faşizmin gizli özneleri olan çakma solcuların düşünceleri ise zaten benim için hiçbir zaman önemli olmamıştır.

Bu noktada sizlerle, facebooktaki çok sevdiÄŸim sayfa arkadaÅŸlarımdan Sevgili Reni N. A.’ın nihaî kararımı vermemde etkili olan dokunaklı sözlerini paylaÅŸmak istiyorum. Kendisinin üç gün önceki bir yazımın altına yaptığı aÅŸağıdaki yorum, günlerdir kalbimde kanayan bir ok gibi duruyor.

Şöyle demiş Sevgili Reni:

“Çok haklısınız.  Fakat bu seçimi RTE tekrar alırsa, muhtemelen biz kadınlar için son seçim olacak. FaÅŸizmin her dalı çok iÄŸrenç ve kötü… Fakat bu iktidar da malumunuz artık pek masum deÄŸil. Bu faÅŸizmle hep birlikte mücadele edeceÄŸiz. Ama ben bir kadın olarak seçme-seçilme veya yaÅŸam haklarımın birileri tarafından kısıtlanmasını istemiyorum. Ä°ÅŸte bu seçim o seçim. Bu yüzden bence bu seçimin sağı-solu yok gibime geliyor. Ben kadın/çocuk/hayvan – hiçbir canlının katillerinin eli kolu dışarda gezmesine, bu iktidara güvenerek rahatça, gevrek gevrek gülerek insan öldürmesine tahammül edemiyorum. Gezide birlikte mücadele ederken, polisler tarafından sopalarla coplarla döve döve öldürülen Ali Ä°smail Korkmaz’a mahcup olmak istemiyorum. Ellerinde büyüdüğüm Hrant Dink’e karşı kifayetsiz kalmak istemiyorum. ÇocuÄŸunun yanında boÄŸazı kocası tarafından kesilerek vahÅŸice öldürülen Emine Bulut için RTE’yi göndermek istiyorum. 2015’te çocuklara oyuncak götürürken bomba ile patlatılıp katledilen Kürt arkadaÅŸlarım için istiyorum. Kanserle mücadele ederken devletinden yardım istediÄŸinde cebine 50 tl sıkıştırılınca ‘ben dilenci deÄŸilim’ diyerek o parayı geri verip aÄŸlayarak giden, sonda da hayatını kaybeden Dilek Özçelik için istiyorum. Her koldan bir örnek verebildim ama o kollar çok dolu… Elbette bu faÅŸizmin kat be katı geçmiÅŸ iktidarlar tarafından da yaÅŸandı. Ama ÅŸiÅŸirilmiÅŸ ve çoÄŸalmış sorunlarımızı, en sondan kaldırarak iÅŸe baÅŸlamamız gerektiÄŸine inanıyorum. Su bile taÅŸsa, taÅŸtığı yerden deÄŸil, son bulunduÄŸu yerden geriye doÄŸru sileriz. Aksi halde ben de hem bir sanatçı hem de bir kadın olarak bu güzel memleketimden çekip gideceÄŸim. Bunlar gitsin; faÅŸizmle hep birlikte gene mücadele ederiz. Artık tahammülüm kalmadı malesef. Ama yazdıklarınızın büyük bir bölümünde çok haklısınız. “

Her ne kadar KılıçdaroÄŸlu’nun gerek Kemalist zihniyeti gerekse müttefiklerinin fıtratı nedeniyle Reni’nin isteklerini yeterince gerçekleÅŸtirebileceÄŸine ihtimal vermesem de özellikle, “Ama ÅŸiÅŸirilmiÅŸ ve çoÄŸalmış sorunlarımızı, en sondan kaldırarak iÅŸe baÅŸlamamız gerektiÄŸine inanıyorum. Su bile taÅŸsa, taÅŸtığı yerden deÄŸil, son bulunduÄŸu yerden geriye doÄŸru sileriz!” sözleri beni çok etkiledi…

Herkesin bildiği gibi ben kendi doğrularının arkasında kaya gibi duran bir kalemsem de asla sabit fikirli olmayan; karşısındaki kişilerden yüreğine dokunan tepkiler aldığında onlara içtenlikle itibar edebilen biriyim.

Sevgili Reni’nin sözleri de hâlâ hepsinin sonuna kadar arkasında olduÄŸum düşüncelerime raÄŸmen, kendimi itibar etmek zorunda hissettiÄŸim sözler.

Yani ki iÅŸ bu nedenle yarın sandığa gidecek; günlerdir yazdığım ve pek çok akıllı kiÅŸinin de altına imza attığı bütün muhalefet ÅŸerhlerimin arkasında durmakla birlikte, asla kendisini seçmek ya da bir “taraf” olmak için deÄŸil, Reni’nin sözlerine itibar ettiÄŸim için oyumu KılıçdaroÄŸlu’na vereceÄŸim.

Yalnız herkes ÅŸunu çok iyi bilsin ki bu kararımda, benim gibi boykotçulara ahlâksızca yöneltilen “oy vermeyen herkes iktidarın uÅŸağıdır” ithamının en ufak bir etkisi yoktur. Ben, senelerdir ödemediÄŸi bedel kalmamasına raÄŸmen doÄŸru bildiklerinden asla geri adım atmayan; ölüm oruçlarına karşı yazılar yazdığı dönemde aldığı tehditlerin, maruz kaldığı korkunç iftiraların, komploların ve linçlerin karşısında bile başını eÄŸmemiÅŸ olan bir Amazon’um; deÄŸil ki bu paçavralara baÅŸ eÄŸeceÄŸim.

Kararımın tek nedeni sadece Reni’nin deÄŸil, pek çok sevgili kadın arkadaşımın da ağırlıklı olarak özelden yaptıkları incelikli ve hüzünlü ricalarıdır.

Günlerdir bu ricaları düşüne düşüne sonunda dedim ki kendi kendime:

“Herkes senin kadar gözükara olmak zorunda deÄŸil be Rabia… Ve bu ürkeklik, çok da anlaşılır bir ÅŸey… Ä°nsanlar korkuyor, insanlar aç, insanlar tutsak!.. Ä°nsanlar, sonunun ne olacağını bilse bile nefes alabilmek için zaman kazanmaya ihtiyaç duyuyor. Kaldı ki herkesin akıllısı bir sen deÄŸilsin. Onların çoÄŸu da biliyor neyin ne olduÄŸunu; ama tabiri caizse umut fakirin ekmeÄŸidir diyerek bir ihtimale sarılmak istiyorlar… Senin gibi her devrin ve herkesin ötekisi olan bir aykırı için, zaten deÄŸiÅŸecek bir ÅŸey yok. Diyeceklerini de dedin zaten. Bırak, kimsenin umudumu ve gönlünü kırma… Hem zaten bir tanecik oyun var, versen ne olur vermesen ne olur. Kendini bu kadar önemsemenin de âlemi yok…”

Öyle yani sevgili arkadaşlarım. Benim son sözlerim bunlardır.

BilindiÄŸi gibi muhalefet ÅŸerhlerimin temel noktasını Kürt halkı ile ilgili kaygılarım oluÅŸturuyordu. Görüyorum ki onlar da zaten kayyum meselesine raÄŸmen, özellikle Sevgili Selocan’ın yönlendirmeleriyle tam gaz desteklerini sürdürüyorlar. Bu noktada bana sadece, sonuç ne olursa olsun kendileri için bütün kalbimle iyilik dilemek düşüyor.

Kim bilir belki de ÅŸairin dediÄŸi gibi, “ÅŸehre bir film gelir, bir güzel orman olur,” belli mi olur…

Hayatın acıları, ihtimaller var olduÄŸu sürece dayanılır oluyor… Kabul ediyorum ki bu seçim kiÅŸiler arasında deÄŸil; ihtimalsizliÄŸe mahkum olmakla, çok düşük de olsa ihtimalleri -yani umudu- devam ettirmek arasında yapılan bir seçim… O yüzden de normalde kesseler oy vermeyeceÄŸim bir kiÅŸiye oy vermekten çok da fazla suçluluk duymama gerek yok diye düşünüyorum artık..

Yani ki her ne kadar Niçe gibi, “umudun iÅŸkenceyi uzattığı için kötülüklerin en büyüğü olduÄŸuna” inansam da hatır için çiÄŸ tavuk yemeye razı geliyor, kuÅŸ konsun yollarınıza diyorum..

Sevgi ve saygılarımla…

Rabia MÄ°NE
Latest posts by Rabia MÄ°NE (see all)