Dijital dünyanın karanlık gölgesi: Çocuklar tehlike altında!

Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, internet ve sosyal medya hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Yetişkinler için birçok kolaylık ve fayda sağlayan bu platformlar, çocuklar için maalesef birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Dijital sömürü ve istismar, günümüzde çocukların karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Dijital Medya ve Çocuk Platformu Kurucusu Dr. Esra Ercan Bilgiç, Yaşasın Çocuklar programında bu konunun önemini vurguladı. Ailelere ve sivil toplum kuruluşlarına yüklenemeyecek kadar büyük bir sorumluluk alanı olduğunun altını çizen Bilgiç, temel sorumluluğun hükümetler ile teknoloji şirketlerinde olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin belirlediği çerçevede, çocuk haklarının dijital dünyaya nasıl uyarlanacağı ve bu konuda devletlerin ve teknoloji şirketlerinin sorumluluklarının tanımlandığını görüyoruz. Ancak, Türkiye’de henüz somut bir düzenleme çalışması yapılmamış olması endişe verici. Özellikle, çocukların dijital ortamda istismar edilmesinin engellenmesi ve veri güvenliğinin sağlanması konusunda acil adımlar atılmalıdır.

Dr. Bilgiç’in önerdiği çerçeve, çocukların güvenliği ve gelişimi için büyük önem taşıyor. Dijital dünyanın riskleri ve fırsatlarına eşit mesafede duran, çocukları risklerden korurken fırsatlardan yararlanmasını da önceleyen, yasakçılığa odaklanmayan bir yaklaşım hayati önem taşıyor.

Batılı ülkelerde, özellikle Birleşik Krallık gibi, çocukların dijital güvenliğini sağlamak adına sıkı düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeler, sadece o ülkeleri kapsamıyor; küresel teknoloji devleri de bu kurallara uymak zorunda kalıyorlar.

Medyanın dijital medya ve çocuk ilişkisini çerçevelerken, risklere fazla odaklandığı ve fırsatları gözden kaçırdığı bir gerçek. Yasaklama yerine, çocukların dijital medya okuryazarlığı becerilerinin geliştirilmesi ve ailelerle iletişim halinde olunması daha etkili bir yaklaşım olabilir.

Çözüm önerileri arasında, ekran süresi barış anlaşmaları ve kamu spotlarında farkındalık mesajlarının yer alması oldukça önemlidir. Ancak bunların yanı sıra, devletlerin ve teknoloji şirketlerinin daha sıkı düzenlemeler getirmesi ve çocukların dijital dünyada güvenli bir şekilde büyümesini sağlamak için gereken adımları atmaları şarttır.

UNICEF’in 2021 raporuna göre, dünya genelinde 1,5 milyardan fazla çocuk internet kullanıyor ve bu çocukların önemli bir kısmı çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle, bu sorunun ciddiyeti ve aciliyeti göz önünde bulundurularak, herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.

Sonuç olarak, çocukların dijital dünyada güvende olması için acil adımlar atılmalıdır. Bu konuda işbirliği ve koordinasyon önemlidir. Aileler, sivil toplum kuruluşları, devletler ve teknoloji şirketleri el ele vererek, çocuklara dijital dünyanın karanlık gölgesinden uzak, güvenli ve aydınlık bir gelecek sunmalıdır.

NHY/ Arya Demir