Maraş Katliamı

19 Aralık gecesi saat 21:00’de bir Ãœlkücünün, Çiçek sinemasına yerleÅŸtirdiÄŸi tahrip gücü düşük bir bomba; katliama giden olaylar zincirinin ilk adımını oluÅŸturdu. TürkoÄŸlu ilçesinden gelen bir grup faÅŸist militan “Kanımız Aksa da Zafer Ä°slam’ın” ve “Müslüman Türkiye” sloganlarıyla seyirci kitlesini “coÅŸturarak” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il binasına saldırttılar.
Bombanın patlamasından hemen sonra, Ãœlkücü Gençlik DerneÄŸi (ÃœGD)KahramanmaraÅŸ ÅŸube baÅŸkanı Mehmet Leblebici ve 2. BaÅŸkan Mustafa Kanlıdere‘nin talimatlarıyla bombayı attığı iddia edilen ÖkkeÅŸ KengerAnkara’ya ÃœGD’ye telefon ederek “yardım” talebinde bulundu.

“Bir Alevi öldüren beÅŸ kez hacca gider”

Ertesi gün Alevilerin oturduÄŸu bir kıraathane bombalandı; 21 Aralık’ta iki Tüm Öğretmenler BirleÅŸme ve Dayanışma DerneÄŸi (Töb-Der) üyesi bir öğretmen öldürüldü. 22 Aralık günü, bu iki öğretmenin cenazesini taşıyan kalabalığa, faÅŸistlerin “komünistlerin, Alevilerin cenaze namazı kılınmaz” diyerek tahrik ettikleri kalabalık saldırdı. BaÄŸlarbaşı camii imamı Mustafa Yıldız cuma vaazında ÅŸu “öğütleri” vermiÅŸti:

“Oruç tutmak namaz kılmakla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beÅŸ sefer hacca gitmiÅŸ gibi sevap kazanır; bütün din kardeÅŸlerimiz hükümete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır; çevremizde bulunan Alevileri ve CHP’li Sünni imansızları temizleyeceÄŸiz.”

Kalabalık dağılıp cenazeler ortada kalırken; güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaÅŸmayan saldırgan kitle kent çarşısına yürüyerek Alevilere ve CHP’lilere ait iÅŸyerlerini tahrip etti. Çatışmalarda 3 insan öldürüldü.
22 Aralık gecesi faÅŸistler Sünni mahallelerinde “ertesi gün solcu Alevilerin silahlı saldırı yapacağını” anlatarak, bu kitlesel biçimde silahlanılmasını saÄŸladılar. 23 Aralık’ta KahramanmaraÅŸ’taki olaylar karşılıklı çatışma boyutunu tamamen yitirerek, bütün solculara ve Alevilere dönük bir kıyama dönüştü.
24 Aralık’ta ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasağına, yalnızca, kendi can güvenliklerini bile saÄŸlayamayan güvenlik kuvvetleri uydular. Günden güne tırmanan gerginliÄŸe ve valiliÄŸin 21 Aralık’tan beri yinelediÄŸi taleplerine raÄŸmen kente askeri güç gönderilmemiÅŸti. Saldırıların polis kuvvetlerine yönelmesi üzerine, “polis-halk çatışmasını önleme” gerekçesiyle 23 Aralık sabahı kentteki bütün polisler de görev dışı bırakıldı. Bu koÅŸullarda 24 Aralık günü, faÅŸistlerin çevre köy ve ilçelerden getirdiÄŸi silâhlı grupların takviyesiyle, kıyam insanlık dışı boyutlar kazandı.

Resmi rakamlara göre olaylarda 111 kişi öldü

“Komünistleri bırakmayın, Allah yoluna kesin, Sütçü Ä°mam aÅŸkına vurun”, “Bugün cihad günüdür, bir Alevi öldüren cennete gider”, “Alevileri öldürelim, memleketten temizleyelim”, “Alevileri öldürün, ÅŸahit kalmasın” diye bağıran faÅŸist ajitatörlerin sürüklediÄŸi kalabalıklar Alevilerin yaÅŸadığı Yörükselim, Yenimahalle, Serintepe, MaÄŸaralı, KaramaraÅŸ mahallelerine saldırdılar. Bu mahalleler taranıp, bombalanıp, kundaklandıktan sonra muhasara altına alındı. Ölülerin taşınması, yaralıların hastanelere götürülmesi engellendi, hastaneler kuÅŸatıldı; insanlar kadın, çocuk, hamile, yaÅŸlı, hasta, yaralı ayrımı yapılmadan öldürüldü. FaÅŸistlerin “Aleviler dinsiz ve sünnetsizdir” provokasyonuyla gözleri kararan saldırganlar, insanların pantolonlarını indirip sünnetli olup olmadıklarına baktılar. Alevi mahallelerinin yanı sıra, Sünni mahallelerinde de önceden iÅŸaretlenmiÅŸ Alevi evlerine baskınlar yapıldı.
Kıyımda saldırılanlara haykırılan sözler, faÅŸist hareketin seferber ettiÄŸi kitleleri “gerçek” iktidarın bu hareketi desteklediÄŸine inandırdığım gösteriyordu: “Hükümetiniz gelsin sizi kurtarsın”, “Bizim liderimiz içimizde, sizinki nerede, Ecevit gelsin sizi kurtarsın”, “TürkeÅŸ burada, Ecevit nerede”, “Git KaraoÄŸlanınızı çağır gelsin, size yardım etsin, bizim TürkeÅŸ’imiz yanımızda”, “Vali, İçiÅŸleri bakanı MaraÅŸ’ı terketsin”.
Ancak 25 Aralık akÅŸamı tamamen yatışan saldırılarda, resmen saptanabilen ölü sayısı 111’di. Yüzlerce kiÅŸi yaralanmış, aralarında CHP, Türkiye İşçi Partisi (TÄ°P), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Töb-Der, Polis Memurları Dayanışma DerneÄŸi (Pol-Der) binalarının ve SaÄŸlık Müdürlüğü’nün bulunduÄŸu 210 ev ve 70 iÅŸyeri yakılıp yıkılmıştı. Katliamın ardından, binlerce Alevi KahramanmaraÅŸ’ı kaçarcasına terk etti. CHP milletvekili OÄŸuz SöğütlüKahramanmaraÅŸ’ta yaÅŸananların açık soykırımdan baÅŸka bir ÅŸey olmadığını, Alevi nüfusun yüzde 80’inin kenti terk ettiÄŸini söyledi.
Milliyetçi Cephe (MC) partileri, olayların “büyümesini” ülkede ve KahramanmaraÅŸ’ta sıkıyönetim ilanında gecikilmesine baÄŸlayarak CHP iktidarını suçladılar. FaÅŸist hareket, CumhurbaÅŸkanı Fahri Korutürk‘ün Ocak 1979’da KahramanmaraÅŸ milletvekili ve senatörleriyle yaptığı özel toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekili Mehmet Yusuf ÖzbaÅŸ‘ın sözlerinde yansıdığı gibi, olayların “1971 öncesinde Elbistan’da Nurhak daÄŸlarında baÅŸlayan olayların devamı olduÄŸunu” savunmakta; Ecevit hükümetinin “tahrikçi” olduÄŸunu, hükümet deÄŸiÅŸmedikçe tahriklerin devam edeceÄŸini söyleyerek böylesi olayların da süreceÄŸini ima etmekteydi.

RFI: Olaylarda CIA’in rolü var

MHP yöneticilerinden Nevzat KösoÄŸlu parlamentodaki konuÅŸmasında olaylardan “MaraÅŸ’ın bazı mahalle ve köylerinde mezhep ayrılıklarına dayandırdıktan hakimiyetlerini pekiÅŸtirmek üzere çekiÅŸme halinde olan -özellikle Maocu gruptan- komünist fraksiyonları” sorumlu gösteriyordu. KösoÄŸlu, olayları hassas bölge olduÄŸu bilinen MaraÅŸ’ta solcu öğretmenlerin cenazesine izin verilmesi ve cenazede “bilinen komünist sloganların yanı sıra, dini tahkir ve tezyif edici sloganların bağırılması”yla açıklarken adeta katliamı meÅŸrulaÅŸtırıcı bir dil kullanıyordu.
FaÅŸist harekete açık destek veren Tercüman yazarlarından Ahmet KabaklıKahramanmaraÅŸ olaylarını “milletin CHP’ye tepkisi” olarak yorumlarken; neredeyse selamlayan, kutlayan bir üslupla insanların gaddarca öldürüldüğü katliamı “binicisini beÄŸenmeyen asil bir kısrağın ÅŸahlanışı”na benzetmiÅŸti.
Radio France Internationale (RFI) 27 Aralık’taki yayınında KahramanmaraÅŸ olaylarında “yabancı gizli servislerin, özellikle ABD Merkezi Haber Alma TeÅŸkilatı CIA’in rolü”ne deÄŸindi. BBC ise ÅŸu yorumu yapmaktaydı:

“KahramanmaraÅŸ olayları, Pakistan, Afganistan ve Ä°ran’dan sonra belki de kaos ve belirsizlik içine düşme sırasının Türkiye’ye geldiÄŸini gösteriyor. BaÅŸbakan Bülent Ecevit de dahil olmak üzere, giderek artan sayıda kiÅŸi, bir iç savaÅŸ tehlikesine dikkati çekiyorlar.”

KahramanmaraÅŸ olaylarının “kovuÅŸturulması”, faÅŸist hareketin iç savaÅŸ stratejisi ile ilintisi üzerinde durulmadan, “saÄŸ-sol çatışması” çerçevesinde ele alındı ve tek tek “eylemciler” araÅŸtırıldı. Dönemin bölge sıkıyönetim komutanı TuÄŸgeneral Tayyar Aygur‘un, “KahramanmaraÅŸ Toplumsal olayları” davasının bir numaralı sanığı Kenger’le görüşmesinde söyledikleri, bu durumun özeti niteliÄŸindedir:

“OÄŸlum, bu hadiseler sizin boyunuzu aÅŸar, bunu biz de biliyoruz. Soldan her ÅŸey elimizde. Silahlar, mermiler, dokümanlar… Hepsini yakaladık. Hatta Ermeni Garbis adında birinin olduÄŸunu tespit ettik. EÄŸer bu ÅŸahıs ölenler arasında deÄŸilse, yakında bir vilayetin daha başını yakabilir. Ä°nÅŸallah ölen yedi sünnetsizden birisi budur. Bunları biliyoruz…Peki, bu saÄŸdaki çarıklı Mehmet aÄŸayı kim sokaÄŸa döktü, biz bunu arıyoruz.”

Faşizm tırmanışını sıkıyönetim altında sürdürüyor

1979’a CHP iktidarının KahramanmaraÅŸ katliamının ardından 13 ilde ilan ettiÄŸi sıkıyönetimle girildi. Böylece, faÅŸist hareket, 1978 boyunca giderek sesini yükselterek talep ettiÄŸi sıkıyönetime eriÅŸmiÅŸti. Fakat sıkıyönetim, hem MHP üst kademelerinde umulan nitelikte bir ittifakı, iÅŸbirliÄŸini üretecek gibi görünmüyordu; hem de siyasal atmosfer MHP açısından oldukça elveriÅŸsizdi.
Kahramanmaraş katliamı, Malatya, Elazığ, Sivas, Niğde-Aksaray olaylarıyla karşılaştırılmayacak sonuçlara yol açmıştı. Hem yüzü aşkın insanın ölümü, hem de anti-Alevi saldırılarda sergilenen vahşet ve kıyıcılık, genel kamuoyunda büyük bir dehşet yaratmıştı. Doğan büyük toplumsal tepki, somut yasal bağlantılar saptansa da saptanmasa da, geniş kitleler nezdinde bu olayın sorumlusu olduğu açık olan faşist harekete yöneliyordu. (BÇ)

* Bu metin Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi‘nin 7. cildinden derlendi.