İran Mehdi’yi, Dersim Xızır’ı/Hızır’ı Beklerken

“Dersim ve Mehdi” bu iki sözcüğü yan yana bulabilir miyim, diye yazılı/kayıt altına alınmış Dersim ağıtlarına ve dualarına baktım. Ancak Dersim’in sözlü tarih hafızasında “ Mehdi” kavramını bulamadım.

Dersim-i bir hafızaya sahip ana dili Zazaca/Dersimki olan aşiretlerin geçmiş sosyo-dini yapısında hiçbir zaman başat bir “Mehdi” kavramı olmamış. Ancak buna mukabil Dersim Aleviliği içerisinde Ay Takvimine göre önemli bir inançsal ibadet zamanına ismini veren döneme de ; Rozune Des u Di İmam ( Zazaca) –On iki İmam Oruçları/Günleri (Türkçe’si) deniliyor. “ Mehdi” ismi de zaten 12.’ci İmam’ın adı. 900’lü yıllarda gaip olduğuna inanıldığı için ve mezar yeri de belli olmadığı için zaman içerisinde Alevi-Türkmen ve tüm Şii etnik gruplarda “ Mehdi” kavramı “ Kurtarıcı” olarak yer edinmiş.

Alevi-Türkmen ifadesini kullandım çünkü Zazaca konuşan Alevilerin bugüne kadar kayıt altına alınmış sözlü edebiyatlarında “ Mehdi” kavramına rast gelinmiş değil. Alevi-Türkmenlerin edebiyatlarında ise özellikle Pir Sultan Abdal ve Şah Hatayi gibi hem politik aksiyonda hem de edebiyat alanında erbab olan şairler tarafından sıklıkla şiirlerde “Mehdi’nin gelmesi” için temennilerde bulunulmuş olduğu dikkate değer.

Dersim’de dualarda “ Xelaskar/Kurtarıcı” olarak ismi geçen tek ilahi isim vardır, o da Xızır’dır. Güneş Takvimine göre Xızır’a özgü zaman dilimi vardır. Xızır için adanan kurbanlar ve tutulan oruçlar vardır. Irmakların bir çok yerinde Xızır ismiyle ziyaretler vardır. Dersim’in Zazaca Sözlü Tarih Hafızasında “Xızır” bir kurtarıcı ilahi varlık olarak , sosyo-ekonomik ve dini yaşamın her alanında vardır. Yaşayan tılsımlı bir sözcüktür.

Biri korkarsa, imdat için Ya Xızır der
Biri hapşırırsa, Ya Xızır diye ismini anar
Bir köprüden geçerse Ya Xızır der, yakınlarda ki Xızır ziyaretine nişan verir
Sabah kalkınca Ya Xızır der , Akşam evin kapısına elini vurup dua edince Ya Xızır der , başını yastığa koyup yatınca Ya Xızır der…
Erkek çocuklarına yoğunlukla Xızır’a atfen “Xıdır” ismini koyar(dı)…
Günün 24 saatinde Xızır vardır. Bu sözcük adeta Dersim Aleviliğinin en temel kolonlarından biri. Etimolojik Kökenine baktığımızda karşımıza İrani veya Türki bir karşılık çıkmıyor. Kızgın Arap Çöllerine, Xızır’ın etimolojisi dayanıyor. Buna karşılık Sünni- Şii-Hristiyan Araplarda ve Yahudilerde “ Xızır” ismi varlığına rağmen, Dersim Alevilerinde olduğu kadar ulaşılması zor bir ilahi mertebeye yükselememiştir. Burada bir acaba sorusu da öne çıkmıyor değil , Acaba İslam’dan, Hristiyanlık’tan , Yahudilik’ten önce “Xızır”, o coğrafyalarda da Dersim Aleviliğinde günümüzde olduğu kadar teo-hayatın önemli bir parçası mıydı?

“Xızır” sözcüğüyle yer yüzünde anılan bir dil varsa, o da yine Dersim’e özgü; Zazaca
Etimolojik olarak Arapça bir sözcük olmasına rağmen, Dersimli’nin nazarında Zazaca yine Xızır’ın Dili olarak adlandırılıyor.

Dağda taşta gezen çoğu hayvanda Xızır’ın hayvanları olarak anılıyor ve Xızır ismiyle birlikte dini bir koruma alanı buluyor kendine.

Aşiret hayatının olduğu dönemde her aşiretin Xızır Orucu günü de farklıydı, Dersim coğrafyasında. Ve toplu ibadet yapılan cemlerden birinin adı da yine Xızır’dır. Xızır Cemlerinde “Ya Xızır” dendi mi çoğu insan titrer, tewt’e (tewt;ruhani sanrı) girer. Tewt’e girenin ağzından çıkan isimler sırayla “Ya Xızırrr, Ya Kures, Ya Duzgi” diye Hakk’a yüksek sesle yalvarılarak sürdürülür. Bu cemlerde “ Ağlama” ibadetin bir parçasıdır. Hatta öyle ki eskilerin deyimiyle “ağlanmadan ibadet edilmez”. Bu ibadet ritüeline ben Türkçe yapılan cemlerde çok az rast geldim. Buna karşın, Zazaca yapılan cem ibadetlerinde ki “ağlama ve yakarmaya” ve Xızır’ın zikrinin coşkusu, başka hiçbir toplumda ki ibadette bulunmaz. Her ne kadar betonlaşan Dersim’in Mamekiye’sinde böyle bir Xızır cemine veya öyle bir cemaate denk gelmek artık zorsa da, köyde yaşayan ve kapitalist-moderniteden daha az etkilenmiş insanların katıldıkları cemlerde halen Xızır’ın adı anıldığında ardında da peş peşe Kureyş’in , Duzgi’nin isimleri zikredilerek o ruhani hava teneffüs edilebiliyor.

Mehdi’sini ve Mesih’ini arayan dünyada , Dersimliler de günün her saniye ve sanisesi Xızır’ını arıyor. Ancak bu arayışta bir fark var. Mehdi ve Mesih arayan teolojilerin hepsinde bir kıyamet senaryosu ve büyük savaşlar öngörüsü var. Ancak Dersimlilerin carlarına yetişmesini istedikleri Xızır için Dersimlinin ne bir kıyamet senaryosu var ne de büyük savaşlar öngörüsü. Mehdi ve Mesih arayışında olanların tam aksine Barışla, Sağlıkla, Huzurla anılıyor ; Xızır.

İran’da ve Irak’ta adına ordular kurulan ve meydanları mahşer kalabalığına çeviren “Mehdi” sözünün siyasal aksiyoner dinamizmi de Dersim Aleviliğinde yok. Dersim Aleviliğinde ordusu/taburları olan Duzgi’dır ve Avdal Mursa’dır. Ki, bu ordularda Dersim Aleviliğine göre metafizik ordulardır. Xızır’ın dilinden toplum kopup, Aleviliği sadece Türkçe’de aramaya başlayınca, sadece Türkçe yazılı kaynaklar üzerinden teolojik okunmalar yapılmaya başlanınca Dersim’in sözlü hafızasının dinsel kavramları, unutmaya yüz tuttu. Halbuki Dersim’de tüm aileler okul çağında olan çocuklarına seçmeli ders olarak Zazaca’yı seçtirebilseler sadece çocuklarını, ata dilleriyle değil atalarının dilinde ki inancın şifrelerini, kavramlarını da zamanla hatırlamasına vesile olacaklar. Ama işte bu bir tercih meselesi…Değil mi ?