Giresunlu Topal Osman AÄŸa’nın Ä°ÅŸleri

GÄ°RESUNLU TOPAL OSMAN AÄžA’NIN Ä°ÅžLERÄ°…

Trabzon’un iÅŸgalinden 4,5 yüzyıl sonra iÅŸler pek deÄŸiÅŸmedi.

İmparatorluktan, Türk ulus-devletine geçişte de Karadeniz Rumlarının payına düşen yine sürgün ve soykırım oldu.

1919-22 Türk Milli Mücadelesi’nin “Kahraman”larından ve Pontus soykırımının icracı çetelerinin reislerinden Topal Osman AÄŸa’nın bir kaç marifetini bizzat kendi yeÄŸeninin övgü dolu anlatımlarından okuyalım:

“Dayım da 94. alay efradı olup Narman’a kadar gittikten sonra bu 94 üncü alay Narman’da Karapınar isminde bir tepeyi Ruslardan aldılar. Bu tepeye 94 tepesi ismini verdiler.

İşte bu sıralarda İdi. Ermenller de ayaklanmış, onlar da hükümet kurmak üzere bir beylik istiyorlardı ve içimizdeki Giresun Ermenileri de hazırlıklarını gizliden yapıyorlardı. Fakat tez duyuldu.. Ermeniler tehcire tâbi tutuldu. Giresun’daki Ermeniler de sürgün edildiler.

Bu Ermenilerden yağcı Şerik isminde bir Ermeni, kızı ile Kuğara’da arkadaşı olan bir Rumun evine sakianıp kalmıştı. Bu Ermeni’yi Osman Ağa’ya bir Rum gelip haber verdi. Ağa yanına şu arkadaşiarını alıp gece doğru bu Rum’un evine gitti. Arkadaşları şunlardı; Bulamoğlu Mehmet Ağa, Bekirçavuşun Bekir Ağa, Yusuf Ağa Zade Mehmet Ağa idi.

Ermeni’yi evinden aldılar. Kızını aynı Rum’un evinde bırakıp Ermeni’yi bir kayığa koyup Büyük Ada istikametine götürüp Ermeni’nin ayağına bir taÅŸ baÄŸlayıp denize attılar. Åžerik denizin dibine inerken, Osman AÄŸa arkadaÅŸiarına “yakamoza bakın!” diye denizin dibinden yukarı çıkan köpükieri. gösteriyordu.

Osman AÄŸa sonra bu Ermeni’nin kızını sorgu hâkiminin kâtibi ile nikâh ettirip evlendirdi.”

Ä°NSANLAR GÄ°TTÄ° KÄ°LÄ°SELERÄ° KALIR MI?

“(Bir gün Osman AÄŸa) KeÅŸan’ın Tekke köyüne gitti. Daha sonra da çeteyi alıp Düzköy’e geçti. Buraya giderken YolaÄŸzı pazarına uÄŸradı. YolaÄŸzı’nda bir Rum kilisesi vardı. Osman aÄŸa, TomoÄŸlu Ä°smail aÄŸaya,

-Ä°smail aÄŸa bu kilise burada ne duruyor? diye sordu.

TomoÄŸlu Ä°smail aÄŸa, Osman’ AÄŸa’nın ne istediÄŸini anladı ve ‘hemen yıkalım’’ dedi.

Hemen yakındaki kayıklardan kalın halatlar alındı. Kadı’nın Cemal efendi ve birkaç kişi kilisenin kubbesine çıkarken Yolağzı’nda nükteli konuşan biri vardı. Bifrinoğiu İsmail, Osman ağaya, «Ağa dayı çarıksız Gireği çıksın» dedi.. Maksat Giregi Rum olduğu için halatları O bağlayıp kendi ibadet yerlerini ona yıktırma mânasına idi.

Yukarıda saydığımız arkadaÅŸlar kubbeye çıktılar, halatlar takıldı, UÅŸak hep birden halatlara asılınca halatlar koptu. UÅŸak bir kere yere düştü, halatlar kesilmiÅŸti. Tekrar kubbeye çıkıldı, ek halatlarda baÄŸlandıktan sonra, hep birden uÅŸak bu halata asılınca kubbe uçtu, Osman aÄŸa ise keyfinden bayıldı.”

PONTUS BAYRAĞINI GÖNDERE ÇEKEN BALABANİ

“Osman aÄŸa Pundust bayrağını TaÅŸkışLa’ya (Rum Okuluna) çeken marangoz ustası Rum Balabani’yi. “aletlerini alsın gelsin!” diye çağırttı. Balabani geldi.

Bunun geldiÄŸinde, arka tarafta ipler ellerinde hazır bekieyen’ iki kiÅŸi, vardi; Osman aÄŸa Balabani’ye sordu: «Balabani, TaÅŸkışla’ya Pundust bayrağını sen mi çektin?» deyince, bu Rumun elinden âlet.zembili düştü.

Arka tarafta ellerinde ip bekleyen Dadmanoğiu Mehmet ağa ve Saffet Demiralp hemen Balabani’nin boğazına ipi taktılar. Uzunboylu olan bu Rum büyük bir kavlağan ağam gibi devrildi.

Osman aÄŸa oÄŸlu Ä°smail’e, “ÅŸuna bir iki bıçak da sen at!» dedi. Ä°smail, babasının sözünü severek kabul, etti..

*

Ä°slam’ın fetih kılıcı Türk devletinin elinde böyle iÅŸledi…

[Kaynak: Mehmet Åžakir SARIBAYRAKTAROÄžLU, “OSMAN AÄžA ve Giresun UÅŸakları KonuÅŸuyor”, Fisko Birlik Yayını, 1975]