Gezi Davası: Sanıklar kim, niçin yargılanıyorlar?

Gezi Parkı protestoları davası bugün Silivri’de görülüyor. Mahkemenin bugün kararını açıklaması bekleniyor.

Davanın tek tutuklu sanığı olan ve Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nin derhal tahliyesini talep ettiÄŸi Osman Kavala, kararın üstünden üç aydan uzun süre geçmesine raÄŸmen cezaevinde tutulmaya devam ediyor.

Davayla ilgili ayrıntıları dokuz soruda derledik:

Gezi Parkı davasında sanıklar kimler?

2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak soruÅŸturma açılmıştı. Ä°stanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Kahveci, soruÅŸturma sonucu 16 kiÅŸi hakkında iddianame hazırladı. 657 sayfalık iddianame 4 Mart 2019’da Ä°stanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ä°lk duruÅŸma 24 Haziran 2019’da baÅŸladı.

Sanıklardan Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala yaklaşık 28 aydır tutuklu.

16 Kasım 2018’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi YiÄŸit AksakoÄŸlu, 221 gün sonra tahliye edilmiÅŸti.

Davanın diğer sanıkları ise şöyle:

  • AyÅŸe Mücella Yapıcı (Mimar)
  • AyÅŸe Pınar Alabora (Oyuncu)
  • Can Dündar (Gazeteci-yazar)
  • ÇiÄŸdem Mater Utku (Sinemacı ve gazeteci)
  • Gökçe Yılmaz (Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi)
  • Handan Meltem Arıkan (Yazar)
  • Hanzade Hikmet GermiyanoÄŸlu (Sivil Toplum GeliÅŸtirme Merkezi Koordinatörü)
  • Ä°nanç Ekmekçi
  • Ali Hakan Altınay (Anadolu Kültür A.Åž Yönetim Kurulu Ãœyesi)
  • Memet Ali Alabora (Oyuncu)
  • Mine Özerden (Sinemacı, yönetmen yardımcısı ve reklamcı)
  • Åžerafettin Can Atalay (Avukat)
  • Tayfun Kahraman (Eski TMMOB Åžehir Plancıları Odası Ä°stanbul Åžube Yönetim Kurulu BaÅŸkanı ve Yönetim Kurulu Ãœyesi akademisyen)
  • YiÄŸit Ali Ekmekçi (Anadolu Kültür A.Åž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Ãœyesi)

Yurt dışındaki sanıklardan Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Memet Ali Alabora, Gökçe Yılmaz Handan, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu hakkında yakalama kararı bulunuyor.

Sanıklara yöneltilen suçlamalar neler?

Ä°ddianamede Gezi Parkı protestoları “bir darbe kalkışması” olarak tanımlıyor. 16 sanık temelde, “protestoları örgütlemek ve finanse etmekle” suçlanıyor.

Sanıklara yöneltilen suçlamalardan bazıları şöyle:

  • “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teÅŸebbüs etme”
  • “Mala zarar verme”
  • “Nitelikli mala zarar verme”
  • “Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el deÄŸiÅŸtirmesi”
  • “Ä°badethanelere ve mezarlıklara zarar verme”
  • “AteÅŸli Silahlar ve Bıçaklar ile Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet”
  • “Nitelikli yaÄŸma”
  • “Nitelikli yaralama”
  • “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet”

Sanıklar hakkında hangi cezalar isteniyor?

Davada 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor.

Sanıklar için istenen toplam ceza 47 bin 520 yıl.

Davada müştekiler (şikayetçiler) kimler?

İddianamede 746 müşteki yer alıyor.

Müştekilerin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 61. hükümetin bakanları var.

  1. hükümetin baÅŸbakanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’dı.

Dönemin Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ ve Emrullah İşler; dönemin Ulaştırma, Denizclik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler de müştekiler arasında.

Son olarak Gezi eylemleri sırasında darp edilerek öldürülen Ali Ä°smail Korkmaz’a ölümcül tekmeyi attığı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan polis Mevlüt SaldoÄŸan’ın davaya müdahil olma talebi “zarar gördüğü” gerekçesiyle Aralık ayındaki duruÅŸmada kabul edildi.

Kararın ardından Ali Ä°smail Korkmaz’ın abisi Gürkan Korkmaz, Mevlüt SaldoÄŸan’ın kardeÅŸine ölümcül tekmeyi attığını ve mahkemede sanığın kendisini “VurduÄŸum kiÅŸi Ali Ä°smail Korkmaz deÄŸildi. Ben devletimi savundum” ÅŸeklinde savunduÄŸunu hatırlatmış ve ÅŸunları söylemiÅŸti:

“Mevlüt SaldoÄŸan’ın Ali Ä°smail’i öldüren tekmeleri sonucu ayağı inciniyor, çünkü o kadar sert vurmuÅŸ ve hastaneye gidip rapor almış. Åžimdi de o aldığı rapora istinaden ‘Gezi sürecinde ben de eylemlerden maÄŸdur oldum’ deyip müşteki olmuÅŸ. Mahkeme de maalesef bu adamın katılım talebini kabul etmiÅŸ.

“Oysa Mevlüt SaldoÄŸan eyleminden ötürü ceza almış ve cezası da Yargıtay tarafından onanmıştı. Böyle bir kiÅŸinin çıkıp yargılamaya katılması ne akla, mantığa ne de adalete sığar.”

Önceki duruşmalarda neler yaşandı?

24 Haziran 2019’daki ilk duruÅŸmada Kavala’nın avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar ve AksakoÄŸlu’nun avukatı Turgut Kazan, Kavala’nın tutuklanmasından 16 ay sonra açıklanan 660 sayfalık iddianamede 312. maddeyi ihlal eden bir suç olmadığını ve zaten ‘Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ suçundan ihraç edilmiÅŸ veya ceza almış kiÅŸilerce hazırlandığını vurguladılar.

Gezi davasının iki gün süren ilk celsesi Osman Kavala’nın tutukluÄŸunun devam etmesi ve YiÄŸit AksakoÄŸlu’nun tahliye edilmesi ara kararıyla sona erdi. Bir avukatın sorusuyla oy çokluÄŸuyla verildiÄŸi öğrenilen kararın gerekçesi açıklanmadı.

18 Temmuz’daki duruÅŸmada mahkeme BaÅŸkanı Mahmut BaÅŸbuÄŸ, Osman Kavala’nın tutukluluÄŸunun devamına oy çokluÄŸuyla karar verildiÄŸini açıkladı.

Dava boyunca ilk defa söz alan Pınar Alabora ve Memet Ali Alabora’nın avukatı müvekkillerinin can güvenliÄŸi sebebiyle yurtdışında olduÄŸunu belirtti. Ä°fadelerinin istinabe yoluyla alınmasını talep etti. Alabora çiftinin ifadesinin istinabe yoluyla ifadesinin alınması talebi reddedildi.

24 Aralık’taki duruÅŸmada Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala hakkında, tutukluluÄŸunun insan hakları ihlali olduÄŸu gerekçesiyle derhal salıverilme kararı vermesi nedeniyle Kavala’nın serbest bırakabileceÄŸine dair bir beklenti vardı.

Fakat Kavala tahliye edilmedi.

Mahkeme hükmüne gerekçe olarak, “Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nin (AÄ°HM) ‘derhal serbest bırakılmalı’ kararının kesinleÅŸmemesini”, “suçun vasfını ve katalog suçlardan olmasını” ve “tutuklamanın ölçülü olmasını” gösterildi.

Osman Kavala, karar sonrası bir açıklama yayımladı.

28 Ocak’taki duruÅŸmada avukatlar dosyada ‘ihbarcı’ olarak yer alan eski asker ve TKP’nin eski üyesi Murat Papuç’un dinlenmesiyle ilgili usul hatası yapıldığını belirterek mahkeme heyetinin reddini istedi. Mahkeme bu talebi reddederken müdafii avukatlar salonu terk etti. Avukatlara alkışlarla destek veren izleyiciler salondan çıkartıldı.

TKP “Murat Papuç’un ifadesi olarak dosyaya konulmuÅŸ olan bölüm tek kelimeyle zırvadır. Esasen 2015 yılında TKP üyeliÄŸi sonlandırılan Papuç’un saÄŸlıklı bir ruh durumunda olmadığı, artık bir politik kiÅŸilik olarak hareket etmediÄŸi bilinen bir ÅŸeydir” açıklamasında bulunmuÅŸtu.

DuruÅŸma sonunda Kavala tahliye edilmedi, bunun gerekçesi olarak da “Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleÅŸmediÄŸinin bildirilmiÅŸ olması” gösterildi.

AÄ°HM ne karar verdi?

AÄ°HM, 10 Aralık 2019’da Kavala’nın tutukluluÄŸa itirazını öncelikli olarak görüştü ve Türkiye’nin birden fazla hak ihlali tespit etti.

Mahkeme, Kavala’nın özgürlüğünün haksız yere kısıtlandığını, esas amacın onu susturmak olduÄŸunu belirtti.

Mahkeme ortada makul şüphe olmadığına, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırma suçlaması için bahane edilen eylemlerin bir insan hakları savunucusunun normal eylemleri olduÄŸuna hükmetti.

AİHM yargının etkin bir şekilde işlemediğini, OHAL nedeniyle artan iş yükünün kabul edilebilir bir gerekçe olmadığını kararlaştırdı.

Mahkeme Türkiye’nin Kavala’nın serbest bırakılması için gerekli olan her ÅŸeyi yapması ve Kavala’yı derhal serbest bırakması gerektiÄŸine hükmetti.

AİHM kararı neden uygulanmadı?

Bu karar, Türk yargısı tarafından “henüz kesinleÅŸmediÄŸi” için uygulanmadı.

Karar, 10 Aralık’ta açıklandı ve verildiÄŸi tarihten üç ay sonra kesinleÅŸiyor.

Bazı yorumculara göre mahkeme bu yüzden bugünkü duruÅŸmada karar açıklamayı planlıyor. Aksi takdirde Kavala’nın serbest bırakılması gerekecek.

Daha önce eski HDP lideri Selahattin DemirtaÅŸ’ın yargılandığı davada da benzer bir seyir olmuÅŸtu. AÄ°HM’in serbest bırakma kararının ardından DemirtaÅŸ hakkında hüküm verilmiÅŸ, böylece DemirtaÅŸ’ın yasal statüsü tutukludan hükümlüye dönüştüğü için AÄ°HM’in kararını uygulama zorunluluÄŸu kalmamıştı.

Soruşturmada Gülen yapılanmasının rolü var mı?

SoruÅŸturma kapsamındaki dinleme iznini Gülen yapılanmasından yargılanan firari savcı Muammer AkkaÅŸ’ın vermiÅŸ olması, fezlekeyi Gülen yapılanması üyeliÄŸinden tutuklanan Kaçakçılık ve Organize Åžube Müdürü Nazmi Ardıç’ın hazırlamış olması, analiz raporunu ise Gülen yapılanmasından tutuklanan bir diÄŸer Kaçakçılık ve Organize Åžube Müdürü Mehmet YeÅŸilkaya’nın hazırlamış olması kamuoyunda tartışma yarattı.

Bu tartışmaların ardından hazırlanan iddianamede şu ifadeler yer aldı:

“Cumhuriyet BaÅŸsavcılığımızın soruÅŸturma safahatı sonunda ve özellikle 2016 yılı sonrasında soruÅŸturmaya konu tüm delillerin ve özellikle de tapelerin tamamının yeniden kıymetlendirilmesinin yaptırıldığı, bu nedenle de iddia edildiÄŸinin aksine dosyanın dış etkilerden ve bahsi geçen örgüt militanlarının dosya üzerindeki tüm etkilerinin ortadan kaldırıldığı hususunun da izahı zaruret arz etmiÅŸtir.”

Bu açıklamada yer alan “yeniden kıymetlendirme” ifadesi tartışmaları büyüttü.

Sanıklardan Avukat Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Özgür Karaduman savunmasında, “Fethullahçı çetenin hazırladığı tutanak ve tapelerin ‘yeniden kıymetlendirilmesi’yle hazırlanan bir iddianamenin savunmasını yapıyoruz” dedi.

Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Fikret Ä°lkiz ise “Ä°ddianamenin son kısmında delillerin yeniden kıymetlendirildiÄŸi yazıyor. Kim yaptı bu kıymetlendirmeyi? Ceza Muhakemesi Kanunu açısından ‘kıymetlendirme’ nedir? Yeniden kıymetlendirme hangi Ceza Muhakemesi Kanununda var? Hukuksuz ve yasadışı dinlemelerle oluÅŸturulan, toplanan delillerin izahını yapmamak için bu açıklama yapılmış. Bu yüzden biz bu iddianamenin dilini anlamadık ama genel felsefî duruÅŸunu anladık” ifadelerini kullandı.

CHP lideri Kemal KılıçdaroÄŸlu ise davanın ilk duruÅŸmasının görüldüğü 25 Haziran 2019’da yaptığı konuÅŸmada “Önceden FETÖ’cü bürokratların hazırladığı iddianameler vardı, beraat verildi. Aradan bir süre geçti, ‘demokratik hakkınızı niye kullanıyorsunuz’ diye intikam almak için aynı iddianameleri ‘yeniden kıymetlendirme’ diye kullanmaya baÅŸladılar” diye konuÅŸtu.

Sivil toplum kuruluşları dava için ne diyor?

18 Åžubat’taki duruÅŸma öncesi bir açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları BirliÄŸi “Gezi Parkı’nı savunmak yaÅŸamı savunmaktır, özgürlüğü, adaleti savunmaktır. Yasal haklarımızı kullanıp aÄŸaçlara sarılarak Gezi Parkı hepimizin derken; aslında özgürlüğe, demokrasiye sarılıyorduk. Ve ÅŸimdi intikam duygusuyla sürdürülen bu davada yargılanan yol arkadaÅŸlarımıza, Mücella Yapıcı’ya sarılıyor ve bu hukuksuzluÄŸa dur diyoruz” ifadelerini kullandı.

TMMOB “Gezi gibi bir halk hareketinde azmettirici, finansör aranması abesken, asıl yargılanması gereken insanların ölümüne, yaralanmasına, gözünü kaybetmesine sebep olan kolluk güçleri ve onlara emri veren bürokratlardır. Demokrasiye inanan herkesi bu davaya karşı durmaya çağırıyoruz” açıklamasında bulundu.

Uluslararası Af Örgütü ise “Bu davanın sonucu dünyanın geri kalanına insan haklarına saygının Türkiye’nin adalet sisteminde yeri olup olmadığını gösterecektir” dedi.

Örgüt, “Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve YiÄŸit AksakoÄŸlu’nun hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasını destekleyecek tek bir delil sunmak bir yana, herhangi bir suça bulaÅŸtıklarına dair tek bir delil ortaya koyamayan savcılık onları ÅŸartlı tahliye imkânı olmadan ömür boyu hapse mahkûm etmeye çalışıyor. DiÄŸer altı kiÅŸi de parmaklıklar ardında 15 ila 20 yıl arasında geçirme tehdidiyle karşı karşıya” ifadelerini kullandı.

Kaynak: BCC Türkçe